GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Allah korusun, sanki milletin hür iradesine değil de, ‘EVET’ ve ‘HAYIR’ kesimi düşmanca bir tavır ile iç savaşa götürülüyor..
Türkiye düşmanlarının ekmeğine tereyağı sürüyorsunuz farkında mısınız?
Hani; hepiniz milletin iradesine güveniyordunuz?
Bırakın, millet kimin bu ülkeye yarar getireceğine, kimlerin bölücü olduğuna, kimlerin bölücüler ile işbirliği yaptığına hür aklı ile, mantığı ile karar versin ve huzur içinde Oyunu kullansın, oyunu kullandıktan sonrada komşusuna, karşı görüşteki partili arkadaşına, hemşerisine kardeşçe baksın..
SAYIN SARAY; VALLAHİ ÇOK, ÇOK AYIP OLUYOR.. OLDU OLACAK; SÜLEYMAN ve BEKİR BEYLERE TALİMAT VERİN, SIKINTINIZI KÖKTEN HALLETSİNLER..
Sayın Cumhurbaşkanı; bakın bu milletin evlatları parti ayrımı gözetmeksizin 15 Temmuz akşamı iblis FETOŞ ve teröristlerine karşı hep birlikte tek vücut olup, karşı koydular.. Sizleri öldürmek isteyen hainlere karşı her türlü tepkiyi gösterip, sizlerin yanınızda oldular..
Yenikapı ruhuna desteği unutmayın.. HDP’nin dışında herkes orada idi.. Ve siz, Sayın Başbakan ve tüm Bakanlar desteğe katılanlara, Kılıçdaroğlu dahil herkese teşekkürler ettiniz.. Unuttunuz mu?
Elbette ki bu güzel birliktelikten sonra demokratik siyasi rekabetler devam edecek..
Şimdi ki Referandumda da aynı demokrasi hoş görünün yaşanması, yaşatılması ülkenin bekası adına en doğrusu değil mi?
Maalesef çok tehlikeli ve ayrıştırıcı ifadeler ile Referandumda ‘HAYIR’ diyenleri, 15 Temmuz günü hain kalkışmayı yapanların yanında olanlar, devamını getirmek isteyenler, PKK ve diğer bölücü örgütlerle birlikte hareket eden kesimler olarak ilan edip, hedef gösterdiniz..
Diyorsunuz ki; “FETÖ’nün firari teröristleri ‘hayır’ diyor, Kandil’de ki eşkıyalar hayır diyor, DEAŞ; ‘Hayır’ diyor”
FETOŞ’un firari teröristleri ve bölücü örgütler gelip, oy mu kullanacaklar?
Evlatlarını bu alçaklarla mücadelede şehit vermiş analar, babalar, eşler; ‘HAYIR’ oyu kullanır ise size göre hain mi olacaklar?
Diyelim ki; 15 Temmuz akşamı sizin millete çağrılarınızı yapmada öncülük yapan televizyoncu Hande Fırat, ‘Hayır’ oyu kullanır ise size göre hain mi olacak?
Oldu olacak; Devletin başı olarak mademki ‘Hayır’ oyu verecekleri hain ve terörist olarak görüyorsunuz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu beye talimat verin hepsini toplattırsın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ beye de talimat verin hepsini cezaevlerine göndersinler..
Yapmayın Allah aşkına… Birliğimiz, bütünlüğüm zedelenip, bozulacaksa bu referandumu yapmayalım, ülke için daha iyi olacak..
Dinimiz de birliği emrediyor..
*PARDON, BU ÜLKEDE ADALET BAKANI VAR MI?
FETOŞ’un Savcı ve Hakim kılıklı iblisleri, teröristleri bu ülkeyi kaosa sürüklemek ve vatandaşların devletine isyanını biran önce sağlamak adına, dosyaları incelemeden, bastılar cezaları, attılar insanları cezaevlerine.. İtiraflar ortada…
Cezaevlerinden çıkanlar söylüyor, gidip cezaevlerinde araştırma yapan vekiller, STK’lar söylüyor.. Tutuklu ve hükümlüler salonlarda, tuvalet kapılarının önünde bile yer olmadığı için nöbetleşe yatıyorlar..
Sayın Adalet Bakanı ve Hukukçular da dile getiriyor.. Bu teröristlerin vermiş olduğu, imza attıkları tüm kararlar yok hükmündedir..
Yeniden yargılanma yolu, 100 bine yakın müracaatlar ile tamamen kapanmış durumda..
Tıklım, tıklım dolan cezaevlerinde ki sıkıntıları çözmek için 174 yeni cezaevi açmak çare mi?
İç hukuk yolları tamamen tıkanmış vaziyette..
Bakıyoruz.. İçinde para olan her kesime defalarca AF çıkartıldı, çıkartılmaya da devam ediliyor..
1 kişinin dahi, cezaevinde haksız yere yatıp, mağdur olması Adalet adına utanç vericidir..
Bakıyoruz… Çare üreten hiç kimse yok..
Adalet Bakanı ve bakanlık yetkilileri sadece cezaevlerinde ki tutuklu ve hükümlü sayılarını sık, sık açıklıyor..
Haksız yere yatan veya FETÖ iblislerinin kararları ile mahkum edilen tutkulu ve hükümlü yakınları aylardır Sosyal medyayı inletiyorlar..
Hükümetin yetkili ağızları ortaya “AF çıkartılacak” lafını atıp, geri çekildiler ve cezaevlerindekilerin psikolojilerini alt-üst ettiler..
Bakıyoruz Sayın Adalet Bakanı, çare üreteceği yerde rakip siyasilere sürekli laflar yetiştiriyor, bütün günlerini FETOŞ’u getirtmeye ayırmış..
Elbette ki O iblis FETOŞ gelmeli ve haddi bildirilmeli ama O’nun teröristlerinin mağdur ettiği insanlarda göz ardı edilmemeli..
Sosyal medyada ki tutuklu ve Hükümlü grup sayfalarına bakın; sizlerin onları fark etmeniz ve KHK ile orta yollu bir ceza indirimi çıkartmanız için videolu “EVET” kampanyası bile başlatmışlar..
Mağdurları, yıllar sonra diyeceğiniz; “PARDON” ile muhatap etmeyin..
ALAATTİN ÇAKICI’ya MODERN İDAM
Bakın, demokrasi ile yönetilen ülkelerde, Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlünün hastalık olayı, insan hakları adına önem taşımaktadır.. Biz de böyle olması gerekmiyor mu?
Şehitlerimizin katillerine sürekli destek sağlayan ve bir gün dahi PKK’yı eleştirmeyen Ahmet Türk hakkında yıllarca ceza istenilen dosyaları var olmasına rağmen Hastalığı nedeni ile özenle tahliye edildi..
Ama diğer tarafta bakıyoruz, 18 yılı aşkın zamandır sessiz, sedasız cezasını çeken, cezaevinde olmasına rağmen milli desteğini sevenleri ile birlikte devletinden eksik etmeyen Alaattin Çakıcı’nın, 14 önemi hastalığı; Devletin teşekküllü hastaneleri tarafından rapor edilmesine ve bu raporlar Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğüne gönderilmesine rağmen, ne bir işlem, ne bir tedbir var..
Çakıcı’nın Koah hastalığı da var.. Aylardır bildirilmesine rağmen hala nem oranı yüksek olan Bolu F tipi Cezaevi’nde tutuluyor.
Koah hastalığı, Çakıcı’nın diğer hastalıklarını da tetikliyor..
Ayrıca Çakıcı’yı; Bolu’ya kasten gönderen kim?
Kendisi de eşi de iblis FETOŞ’un elemanı olan Savcı tarafından kasten gönderilmişti..
Aklıma; rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in 12 Eylül 1980 Askeri darbesinde, Askeri Mevki hastanesinde ki muhatap olduğu kasti oyunlar geldi.
Türkeş’in kapalı alanda kalmasının sakıncalı olduğunu, gözünün kapanmak üzere olduğunu bildiren raporlara rağmen Turgut Özal, bu raporları yerine getirtmeyip, sumeninde bizzat saklıyordu.. Bu kini duyulduktan sonra raporlar mecburen işleme sokuldu..
Amaç şu idi; Türkeş’in tutuklu halde iken ölümünü sağlamaktı.. Yani modern idam işlemi
Şimdi; Allah korusun Alaattin Çakıcı, Cezaevi’nde ölür ise sorumlusu kim olacak?
Çakıcı, zaten af değil, Adalet istiyor..
Çakıcı, geçen gün UYAP kanalı ile Adalet Bakanlığını bir dilekçe ile daha uyardı..
Bakalım Ahmet Türk’e uygulanan insan hakları muamelesi, Türkoğlu Türk Alaattin Çakıcı’ya da uygulanacak mı?
Bu Haber 3493095 Defa Okunmuştur