GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular…
Gazetecilik harbiden bir meslektir.. Tıpkı duvar ustalığı gibidir.. Özenerek, dikkatlice yapacaksın, yoksa kısa zamanda yıkılır..
Gerçi şimdi meslek olmaktan çıktı, çamur atma, çamurlara yatma, tehdit ve şantaj işine dönüştürüldü..
Gazetecinin cebi değil, bilgi dağarcığı dolu olacak… Bu meslek; bilgi ve kültür işidir…
Tabi ki gazetecinin de, yazarın da siyasi görüşü ve destek verdiği bir siyasi aksiyonu vardır… Doğaldır…
Ama destek verdiği siyasinin veya siyasi aksiyonunun karşısında kilere çamurlar atmak, iftiralar sallamak, şantaj mesajları vermek, gazetecilik, yazarlık değil, kalleşliktir, kahpeliktir.
Neyse şimdi gelelim asıl Gazetecilik konusunda ki yazımıza..
Sebahattin Önkibar diye çok eski bir gazeteci var.. Önce Türkiye gazetesinde görev yaptı, sonraları da Maocu Doğu Perinçek’in gazetesi Aydınlıkta ve kanalı olan Ulusal kanalda..
Ama Seboş’a sorsan “Milliyetçi- Ülkücü”…
En fanatik Solcu da olabilir.. Yeter ki mesleğin kültürünü, adabını satmasın..
Bu Seboş, şimdilerde kendisine bir Youtube kanalı kurmuş, programlar yapıyor..
Eyvallah yapsın…
Ha gazetecinin her kuruluşta, her siyasi partide istihbaratlar aldığı özel kaynakları vardır… Mahkemede bile açıklamaz ama “bak kafamı bozmayın, açıklarım” diye şantajlar sallarsa o iş puştluğa girer..
Açık yazayım… Şimdi bu Seboş, geçenlerde bir puştluk yaptı…
Ortaya bir iddia attı… Dedi ki; “İktidarla çalışan Beşli çeteden bir müteahhittin özel arabası ile İYİ Parti lideri Meral Akşener’e bir bavul dolusu dolar götürmüşler”
İşe bakın… Akşener’de evde ki çocuk, bilmediği bir konuda babasını hemen arar gibi, CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu arayıp demiş ki;
“Bana beşli çete müteahhitlerinden birisi içi dolar dolu bir bavul göndermiş, alayım mı?”
Güya Sayın Kılıçdaroğlu’da demiş ki; “aman alma, hemen bavulu iade et”…
Ve Akşener’de, Kılıçdaroğlu’nun sözüne uyarak, dolar dolusu bavulu getirenlere geri vermiş…
Vay anasını… İşe bakın…
Eee Seboş bu istihbaratı sana kim verdi?
Aslında söylememesi ve ima dahi etmemesi gerekirken, direk söyledi, sadece ismini vermedi…
Seboş dedi ki; “Bana bu bilgileri veren, gece saat 23’te yanıma gelen ve Kemal Klıçdaroğlu’nun çok yakınında olan bir milletvekili verdi.. Gerekirse bana bu bilgileri veren CHP milletvekilinin adını da açıklarım”..
Hoppala… Dedim ya… İşin içinde gazetecilik değil, puştluk var..
Ben Seboş’un bu çetrefilli ifadelerinden şüphelendim ve o dakikadan itibaren Seboş’u sıkı bir izlemeye aldım..
İzlemeye derken… Sosyal medya hesaplarını ve Yuotube kanalında ki faaliyetlerini ve sözlerini..
Tabi bu arada Meral Akşener, Seboş’u hemen ağır iftiradan Savcılığa verdi..
CHP Genel Merkezide; “açıklarım değil, o ismi açıkla” diye bu kıvırdak zat’a çağrıda bulundu..
Bakın… Hemen istihbarat kaynağını satan ve başını belaya sokan bir Gazeteci müsveddesi var ortada…
Neyse.. Seboş; en sonunda kendisini savunayım derken, ifadelerinde ki cinliklerden, işin içinde ne olduğunu yakaladım..
Seboş, 9 Temmuz’da bir kısa savunma videosu yayınladı..
Şimdi çok dikkat edin..
Seboş video da diyor ki; “Yahu beni Tayyipçilikle suçluyorsunuz, benim elimden ekmeklerimi, işimi alan Tayyip Erdoğan değil mi? Kafamı bozmayın bana bu bilgileri veren CHP milletvekilini açıklarım ama İYİ Parti ile CHP’nin arasının açılmasını istemiyorum…
Ben zaten Akşener’in de, Kılıçdaroğlu’nun da cumhurbaşkanı adayı olması taraftarı değilim.. Kaç kez Erdoğan karşısında seçim kaybetmişler, bunlardan aday mı olur?
Zaten her ne kadar Meral Akşener, ‘cumhurbaşkanı adayı değilim’ dese de, Kılıçdaroğlu’na; cumhurbaşkanı adaylığında rakip. Araları da zaten bu yüzden soğuk” falan, filan..
Değerli okuyucular…
Daha önceleri de birkaç kez “Mansur Yavaş güzellemeleri” yapan Seboş ne mesaj veriyor?
“Ben Millet ittifakını destekliyorum ama Akşener’in de, Kılıçdaroğlu’nun da cumhurbaşkanı adayı olmaları taraftarı değilim.. Olsalar da seçim kazanamazlar”…
Eee geriye Seboş’un adayı olarak kim kalıyor?
Mansur Yavaş…
Lafların üzerinde çekirge gibi sıçrıyorlar.. Akşener’i, Kılıçdaroğlu’nu kötülemenin, ikisine de dolar dolusu çanta çamurunu atmasının tek sebebi, 6’lı masaya “Mansur” mesajı vermek..
“Bırakın Akşener’i, Kemal’i… Mansur’a bakın, Mansur’a”..
Her ne hikmetse birçok noktalardan 6’lı masaya “Mansur” mesajları, çağrıları yapılıyor… Daha doğrusu pazarlama tellallığı yapılıyor..
Herhalde babalarının hayrına değil…
Evet Seboş… Şimdi sen bırak tehditleri, şantajları.. Bırak Mansur cambazlığını, eğer var ise; Kılıçdaroğlu’nun en yakınında ki o fahişe milletvekilinin adını açıkla..
Zaten, “kafamı bozmayın açıklarım ama CHP ve İYİ Parti’nin arasının bozulmasını istemiyorum” diye tafralar sallıyorsun..
Bırak sen CHP ve İYİ Partinin aralarını, sen o fahişeyi açıkla, yoksa sen fahişe olacaksın Seboş…
açıklaması yok." />
Bu Haber 124782 Defa Okunmuştur