GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Bilenler bilir.. Bilmeyen gençler de öğrensinler.. Baba Hafız Esad mezhepçi bir diktatördü.. Zulmüne karşı çıkan halkı bombalayıp, öldürdü..
Hapishanelere, işkence tünellerine atıp, orada öldürdüler.. Hapishanede ki insanların yakınları bile haber alamadılar..
Aynı zulüm taktiği oğul Beşşar Esad döneminde yaşandı..
İşte boşalan hapishaneler de tutsaklar… Tünellerde ki işkenceli hapishaneler..
Eee kim olurlarsa olsunlar, bölgede yaşayan muhalifler birleşip, Esad rejimine karşı halk ihtilalini gerçekleştirdiler..
Esad ve ailesi kaçtı.. Muhalifler devlet havalimanını ve televizyonu ele geçirdi. Esad’ın sarayına girdiler..
Ve kalıntı Esad hükümetinin başbakanı Muhammed Gazi el-Celali, sosyal medya hesabından paylaştığı video mesajında diyor ki;
"Suriye'de halkın seçeceği bir hükümetle çalışmaya hazır olduklarını ve her türlü desteği sağlamaya hazırız.
Hiç kimseye dokunmayacağız ve bize elini uzatan muhaliflere elimizi uzatıyoruz.
Suriye, tüm Suriyelilerin. Bu ülke normal bir ülke olabilir, bu ülke komşularıyla ve dünyayla iyi ilişkiler kurabilir. Bu tercih, Suriye halkının seçeceği yönetime kalmış. Biz, seçilecek yeni yönetimle işbirliğine hazırız. Onlara her türlü desteği sağlayıp devlet dosyalarını kolayca onlara aktarmaya hazırız."
Yediniz darbeyi, şimdi el uzatıp, işbirliği istiyorsunuz.. Niye daha önce yüzlerce uyarılara rağmen uzatmadınız işbirliği elini?
Değerli okuyucular..
Muhaliflerin bu ani çıkışından önce Suriye’nin birçok toprağını işgal edip, orada terör örgütü sözde devletini kuran PKK ve YPG’ye tepki göstermeyip, seslerini çıkarmayanlar;
Şimdi halkı ve kamuoyunu korkutarak; “Suriye yönetimine teröristler hakim oldular.. Esas zulüm yeni başladı” falan..
Oysa ki bakıyoruz.. Muhalif gruplar, ele geçirdiği her bölgede halk tarafından kucaklandı, hiçbir vatandaşa en ufak bir karşı tavır sergilenmedi..
Halka yiyecek ve giyecek dağıttılar.. Cezaevlerini boşalttılar.. Belediyeleri çalıştırdılar..
Ve en önemlisi diyorlar ki; “Yönetimi kurulacak hükümete devretmek için hazırız”..
Ve şu hinliği de ihmal etmiyorlar..
“Vay efendim muhaliflere Türkiye yardım etti, bu yüzden her tarafta Türk bayrağı çekiliyor” falan..
Yahu arkadaş.. Suriye’de ki bu hızlı gelişmeler en çok Türkiye’yi ilgilendiriyor..
Tabi ki önlemlerini alıp, güvenlik taktiklerini ortaya koyacak.. Ne yani oturup, seyirci mi kalsın?
Ayrıca ne kalabalık kent olan Halep Türk şehridir.. Niye gocunuyorsunuz?
Ve benim de 12 1980 askeri darbesi sırasında yattığım Mamak Askeri Cezaevi D-1 koğuş arkadaşım olan bir kıvırdak liderde dün bir Tv’de diyor ki;
“Bu Suriye’yi işgal eden bu muhalifler, aslında gömülecekleri mezar yerlerini hazırladılar.. Daha henüz iş bitmiş değil”..
Bak, bak…
Ve ekiliyor;
“Türkiye desteği ile bugün Halep alınmış ise bu yarınlarda Diyarbakır’ı vermek demektir”..
Şimdi merak edersiniz bu Maocu lideri, adını yazayım..
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek..
12 Eylül 1980 Askeri darbe öncesi; ben dahil, tüm Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçilerine “Faşitler” diye çeşitli hayali suç çamurları ile gazetesi Aydınlık’ta hedef gösteren Mao aşığı bu Perinçek efendi şimdi Türkçü olmuş ve Türkiye’ye aklı sıra ayar verme cüretinde bulunuyor..
Ne yani.. Esad rejimi güçlerinin, muhaliflerle hiç çatışmadan Suriye’yi muhaliflere bırakıp, kaçmasının suçlusu Türkiye’mi?
Bırakın artık bu düşman ağızlarını..
Türkiye devleti bilmiyor mu muhalif grupların kim olduklarını?
Elbette kendine göre bir güvenlik hesabı vardır ve olacaktır da..
Bu Haber 18846 Defa Okunmuştur