MHP Genel Başkan Adayı  ve  MHP Eskişehir eski Milletvekili Süleyman Servet Sazak, MHP'de ki son Hukuk gelişmelerini değerlendirip, olağanüstü Kurultay için neden Delegelerden İmza toplama olayına karışmadığına açıklık getirdi

Sazak, hareketi ayrıştırma olaylarında taraf olmamak için özen gösterdiğini hatırlatarak, Kongrenin Hukuki olarak çıkmaza girmesini şöyle değerlendirdi;

"Görüyoruz ki; MHP’siz bir Türkiye hayali kuran sistem oyuncuları geleceğimizi farklı Hukuk yorumları ile bloke etmek istiyor.

"Suni ayrışmalar, gizli gündemli gruplaşmalar, ben merkezli hukuk yorumları bugünümüzü belirsizleştirmiş bulunuyor. Başından beri tarafı olmadığımız bu hukuki kaosa rağmen Ülkücü vicdanın yenilenme arzusu umudumuzu tazeliyor, kardeşliğimizi yeniliyor, geleceğimize olan güveni arttırıyor"

Ülkücülerinin başının dik olması gerektiğine vurgu yapan Sazak, şunları söyledi;

"Ülkücü her daim başı dik yürümüştür. Ama maalesef bugün Ülkücülerin başı önüne düşmüştür. Her şeyden önce o başı dik tutmak zorundayız.. Nefsimiz için değil milletimiz için, elimizle değil tüm gövdemizle her şeyimizle taşın altındayız. Kırmadan, dökmeden, ayrıştırmadan, kimseyi ötekileştirmeden yola çıktık ve devam ediyoruz ve böyle devam edeceğiz..

Olağanüstü Kurultay için Delegelerden İmza toplama gayretine girmedik, Böyle bir girişim başlatmadık çünkü Genel Merkezin tavrını öngördük. Arkadaşlarımızın tasfiye edilmesini istemedik. Bugün maalesef haklı çıkmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz.

Demokrasi, hak, hukuk, adalet ve hürriyet kavramlarını ve uygulamalarını öncelikle kendi içimizde içselleştirmek zorundayız.. Tüzüğün acilen sivilleştirilmelidir. Sivilleşmeden kastım, partimizin ve organlarının sadece ve sadece kendi iradesiyle karar aldığı ve bu kararları alırken her ülküdaşımızın eşit ve demokratik şekilde bu sürece katıldığı bir yaklaşımdır.

Biz dik duramaz ve bu parti yıkılırsa, ‘şehitlerimizi ne uğruna verdik?’  Demeyecek miyiz? Bugünkü isyanımız, harekete geçmek zorunda kalışımız işte bu sebeptendir. Sadece isim değişmesiyle ‘ben başbakan olacağım, iktidar olacağım’ demekle olmuyor o iş; fikri ve felsefi bir altyapınız olmak zorunda.  Bizim insanımız ülkücülük onuruyla, mücadele edip bugüne kadar başı dik yürümüştür ama maalesef bugün başı önüne düşmüştür, önce o başı tekrar dik tutmak zorundayız."