Rusya'yı hedef alan yaptırımlar ve Suriye'de gerilimin tırmanması riski, Ruble'den sonra en fazla TL'yi vurdu. TL ile Rus Rublesi, değer kaybında gelişmekte olan ülke para birimleri arasında ilk iki sırayı aldı.
Hükümetin açıkladığı 2018-2020 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’a göre kur tahmini büyük oranda saptı. OVP'de dolar kuru 2018'de 3.73, 2019'da 3.92, 2020 için 4.02 öngörülmüştü. Ancak dolar kuru bugün bugün itibariyle 2020 hedeflerini de aşarak 4.13'ü gördü.
Dolar 4.13, Avro ise 5.11 ile rekor kırarken, TL'deki değer kaybının nedenlerini ve bundan sonraki riskleri, GCM Menkul Kıymetler Araştırma Uzmanı Enver Erkan, değerlendirdi.
Haftalık bazda dolar karşısında TL'nin yüzde 3.45, Rus Rublesi'nin ise yüzde 9.22 değer kaybettiğini belirten Erkan, söz konusu iki para biriminin gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla değer kaybeden para birimleri olduğunu dile getirdi.
Yüksek enflasyon ve yüksek cari açık gibi makro göstergelerdeki bozulma nedeniyle kırılganlığı artan Türkiye ekonomisi, ticaret savaşı, Rusya yaptırımları, savaş riski gibi dış gelişmelerden en fazla etkilenen ekonomiler arasında başı çekiyor.
Erkan'ın değerlendirmeleri şöyle,
BİR DARBE DE RUSYA'DAN
- Geniş perspektifte TL’nin değer kaybı ve piyasaların geri çekilmesi üzerinde etkili olan faktörlere son dönemde risk iştahındaki oynamalar da eklenmektedir. Küresel risk iştahının azalması ve piyasa değişkenliğinin artması gibi faktörler gelişen ülke varlık sınıfının zorlanmasına, bu varlık sınıfı içerisinde yer alan TL varlıklarının da negatif etkilenmesine neden oluyor.
Küresel anlamda ise, gündemi meşgul eden ticaret savaşları ve Trump’ın kötü yönetimi gibi faktörler negatiflik getirmekte. Bu duruma bu hafta Suriye ve Orta Doğu siyasetinde artan risklerin de eklendiğini görmekteyiz. Yani bu hafta piyasamızdaki olumsuz hareketler Rusya’dan yükselen risklerin yarattığı etkiden kaynaklanmaktadır. ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki kimyasal saldırıya "etkili" bir yanıt vereceğini belirtmesiyle artan jeopolitik riskler en belirgin ayrışmayı Ruble cinsi varlıklarda yaratırken, TL ve TL cinsi varlıkların da bu olumsuz ortamdan etkilendikleri söylenebilir.
Direnç noktası 4.16
- 4,10 üzeri kalıcı fiyatlamalarda Dolar/TL kurunun kısa vadede yukarı gitme isteği artabilir. Yıl geneli için 4,20 – 4,30 beklentisini korumaktayız. 4,20 - 4,30 bölgesi öncesindeki ilk direnç noktası yükseliş trendinin üst noktası 4,16 seviyesidir. 4,00 psikolojik bandı üzerinde fiyatlamanın yeni normal haline geldiğini görmekle beraber, anlamlı bir geri çekilme isteği görmediğimizi, bu psikolojik bant üzerinde ana hareket dalgalarının yukarıya doğru olmaya devam etmesini beklediğimizi söyleyebiliriz.
Ruble - TL ilişkisi
Ruble likidite sıkıntısından dolayı Ruble satamayanlar portföylerden TL çıkışı yapıyor olabilir, ayrıca bu durum MICEX ve BIST içinde geçerli olabilir. İlk etki olarak Ruble oynaklığının normalleşmesi gerekmektedir. Kısa dönemde durum bu iken, orta dönemde Rusya borsa endeksi Türkiye'den daha ucuz bir hale geliyor, bu da Rusya al Türkiye sat yatırım fikirlerini tetikleyecektir. Bu da ilave yeni olumsuz olarak devreye girebilir.
İRAN GERİLİMİ RİSKİ
ABD’de göreve gelen yeni diplomatlar olan Dışişleri Bakanı Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton, İran’a karşı daha sert bir tavır takınılması taraftarılar. İran’a yönelik jeopolitik risk unsuru da buradan ortaya çıkıyor, çünkü ABD’nin İran’a yönelik nükleer anlaşmayı yeniden değerlendirmesi söz konusu ve Mayıs – Haziran biri nükleer anlaşmadan çıkıp İran’a yaptırımları artırabilirler.
ABD’nin anlaşmadan çekilmesi önemli bir risk ve bir süredir IRR tarafında bunun değer kayıpları söz konusuydu. İran hükümeti kuru sabitledi ve İran Merkez Bankası da bankalar dışında bireylerin bankalar dışında tutabilecekleri döviz miktarını 10 bin USD olarak sınırladı. Resmi olmayan kurdaki değer kaybı ise devam ediyor. Şayet ABD anlaşmadan çekilirse resmi olmayan kurdaki değer kayıpları artabilecektir.
HEDEFLER TUTMADI
2018'in ilk çeyreği ekonomide bozulmanın arttığı bir yıl oldu. Hükümetin 2018-2020 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program’da (OVP) açıkladığı ekonomik hedefler saptı. Yüksek borç ve dış kaynağa bağımlılılığın her yıl arttığı Türkiye ekonomisinde döviz kurlarında 2020 hedeflerini bile aştık.
Hükümet, 2020 için GSYH hedefi 1 trilyon 74.4 milyon dolar, kişi başına milli geliri ise 13.024 dolar olarak öngörmüştü. OVP hedeflerinde ortalama dolar kuru 2018'de 3.73, 2019'da 3.92, 2020 için 4.02 belirtilmişti. Ancak bugün dolar kuru bugün itibariyle 4.13 liradan işlem görüyor.
Çift haneli enflasyon, işsizlik, faiz, dış icaret açığı, cari açık ve bütçe açığında da hedefler tutmadı. İşsizlik çift hanede kaldı, enflasyon artışı hızlandı. 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin açıklandığı 2011 yılında yıl sonu ihracat rakamı 134.907 milyar dolarken, 2017 Kasım ayı sonu itibariyle 142 milyar 288 milyon dolar olarak gerçekleşti.
2011'de çıklanan 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleşmesi için, 12 yılın sonunda ihracat oranının yaklaşık yüzde 400 artması gerekirken, 6 yılın sonunda bu artış yüzde 10'un altında kaldı.
AKP'nin 2011 yılında açıkladığı 2023 hedefleri arasında yer alan kişi başına milli gelirin 25 bin dolara, ihracetın ise 500 milyar dolara çıkarılması hedefleniyordu.
Bu Haber 516257 Defa Okunmuştur