GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
AK Parti Ankara Milletvekili ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Başkanı Yıldırım Tuğrul Türkeş; AK Parti iktidarını; sokak eylemleri ile devirme hareketini başlatıp, adına Gezi Parkı eylemleri denilen terör hareketinin baş organizatörü olarak yargılanıp, mahkum olan Osman Kavala ve arkadaşlarını, haftalardır Cezaevi’nde ziyaret etme isteminden öte inadını sürdürüp, Kavala ve arkadaşlarının Cezaevi’nde hukuksuz şekilde tutulduklarını savunmuştu..
Tuğrul Türkeş, lideri Erdoğan’ın; “Soros artığı” dediği Osman Kavala ve arkadaşlarına yeniden yargılanma işlemini sağlamak için birçok Ülkücü ve Türkeş düşmanı isimlerden de medet ummasından sonra,
Adalet bakanlığına da resmen dilekçe vererek, Gezi Eylemcilerini ziyaret izni istemişti..
Ben haftalardır bu tavrın ve istemlerin gaflet olduğunu vurgulamış, Tuğrul Türkeş’e sert tepkiler göstermiştim..
DEVA Partisi Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’da dün Devlet Bahçeli’nin, Tuğrul Türkeş’e hakaret ettiğini vurgulayarak; AK Partili Milletvekillerine şu tepki yazısını Twitter’dan paylaşmıştı;
“Hiçbir şey yapmadan lafları evirip çevirmekle, laf cambazlığı yapmakla milli onur korunmaz.
Bir söz de Ak Partili arkadaşlarımıza olsun.
Tuğrul Türkeş tüm hakaret ve ötekileştirmelere rağmen hukuk devletine sahip çıkmaya çalışırken Devlet Bahçeli'nin bu hakaretvari sözleri karşısında bir tane Ak Partili'nin bile söz söyleyememesi ve kendi milletvekillerine sahip çıkacak medeni cesareti dahi gösterememeleri ne kadar utanç verici.
Tamam, hukuk devletine sahip çıkamıyorsunuz, bari sizin ayıbınızı kapatmak adına da ısrarla hukuk diyen arkadaşınızı bu kadar ezdirmeyin!”
Tuğrul Türkeş ise DAVA Partili Yeneroğlu’nun bu hakaret içerikli yazsını alıntı yaparak, sayfasında paylaştı..
Kendisi bir şey diyemedi ama DAVA Partili birisinin AK Partili milletvekillerine hakaretine resmen onay vermiş oldu..
Değerli okuyucular..
Tabi bu gafleti ben sürekli gündeme getirildiğim için birçok hakaret ve saldırılara da maruz kaldım..
Tanımlamamdan geri adım atmadım ve Tuğrul Türkeş’in gaflet içinde olduğunu defalarca yazdım..
ADALET BAKANLIĞI DA BENİM “GAFLET” TANIMLAMAMI ONAYLADI.
Değerli okuyucular..
Yaptığım birçok siyasi görüşmelerden sonra şu fotoğraf ortaya çıkmıştı..
AK Parti; Tuğrul Türkeş’in kendiliğinden istifa edip, gitmesini beklerken, Tuğrul Türkeş ise; parti yöneticileri tarafından istifaya zorlamasını bekleterek, Kavala ve arkadaşları karşısında puan kazanma hesapları yaptı..
Tuğrul Türkeş, Adalet Bakanlığına Gezi eylemcilerini Cezaevi’nde ziyaret etmek için resmi olarak dilekçe verdi.
Bakanlık dilekçeye normal şartlarda aynı gün cevap vermesi gerekirken, tam 7 gün Tuğrul Türkeş’e hiçbir cevap vermeyerek, gafletini onaylamayacağı mesajı vermişti ama Türkeş inadında ısrarlı idi ve aklı sıra bakanlıktan izin alacağını düşünüyordu..
Fakat… Bu gün şok yaşadı Tuğrul bey..
Adalet Bakanlığı, Tuğrul Türkeş’in dilekçe talebini;
“Gereksiz ve uygunsuz başvuru” olarak belirtip, kendisine Osman Kavala ve arkadaşlarını ziyaret etme izni vermeyeceklerini net şekilde açıkladı..
Adalet bakanı Yılmaz Tunç aynen şu yorumu yaptı;
“Yeniden yargılanma talebinde, "Hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçunun parlamenter sistem döneminde olduğu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği için suçun mağdurunun değiştiğine ilişkin gerekçe sunulmuş. Bu gerekçeyi uygun görmedik..
Gezi davasıyla ilgili istinaf ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen durum söz konusu. Temyiz incelemesinden geçen kararlarla ilgili kanun yararına bozmaya gidilemiyor. Hem usul, hem esas bakımından uygun olmayan başvuru olarak değerlendirdik”..
Tüm umutları suya düşen Tuğrul Türkeş, bu kez de Adalet Bakanını suçlayarak, Twitter sayfasından şunları yazması dikkat çekti;
“Zorunlu bir açıklama
Türkiye genelinde oluşan gündemin yanı sıra, yurtdışında da geniş yankı bulan ve kamuoyunda “ Gezi Parkı Davası ” olarak bilinen derdest davanın yargılanan tutuklu sanıklarından;
-Osman Kavala, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı,
AKPM Türk Delegasyonu Başkanı sıfatı ile ziyaret zarurete hasıl olmuştur. Bu zaruret ortaya çıkınca, vaki talebimiz usulüne uygun olarak Adalet Bakanlığı’ na 19.07.2024 tarihinde iletilmiştir.
Aradan 7 gün (1 hafta) geçmesine rağmen Bakanlığın bu konu hakkında müspet veya menfi herhangi bir kanaat bildirmemesi nedeniyle konu, kamuoyunun ve medyanın beklentisi ve takibinde kalmıştır.
Ancak geçen bu süre içerisinde medya tarafından konu ile ilgili yöneltilen ziyaret izni sorularına cevaben Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç’un basında yer alan ifadeleri;
Her gün onlarca tutuklunun ziyaret edilmesi hususunda Bakanlığa müracaatlar yapılıp bunlar gün içerisinde sonuçlandırılır iken, yukarıda bahse konu talebimiz karşılığında Sayın Adalet Bakanımızın davanın içeriği ile alakalı açıklamaları şık ve yerinde olmamıştır. Adalet Bakanı hak arayışlarına engel olmamalıdır.
Ama madem konu bir ziyaret izninin ötesinde muhtevası ile de tartışılıyor, bu konuda ben de birkaç katkı sunmak istiyorum. Daha önce de ifade ettiğim gibi ben de verilen yargılamanın yenilenmesi dilekçesini okudum.
Dilekçede Adalet Bakanımızın ifade ettiği gibi “suçun mağduru değişmiştir gibi bir gerekçe” değil tam tersine “suçun mağduru anayasal reform ile lağv edilmiş, ilga edilmiş ve ortadan kaldırılmıştır” açıklaması mevcuttur.
Dolayısıyla “mağdur değişmemiştir”; “mağdur ortadan kalkmıştır”. İkisi farklı kavramlardır. Takdir buyurulur ki; Hukuk kavramlar üzerinde yürür.
Devam eden bir hukuki ihtilaf vardır. Yargılanmanın yenilenmesi eski davanın devamıdır. Kesinleşmiş bir durum söz konusu değildir. Kaldı ki eski kanun geçerli olup, “idam” cezası kaldırılmasa idi, insanların hayatı söz konusu idi.
Keza bugün de, onun yerine verilmiş bir “ağırlaştırılmış müebbet hapis” söz konusudur. Yani bir sanığın suçlu bulunması ile suçsuzluğu arasında verilecek kararda risk büyüktür. Ceza hukuku bütün evrensel ülkelerde gerçeğin ortaya çıkarılması için çalışır..
Halbuki Adalet Bakanımız kamuoyunda makes bulmuş bu gelişmeyi, başvuruyu tarafsız bir şekilde yönetmesi gerekirken tam tersine dosyayı sümen altı etmeye yönelik açıklama, değerlendirme yapma cihetine gitmiştir. Kanaatimce bu, doğru bir yaklaşım değildir.”
Evet.. Tuğrul Türkeş, AK Parti’ye çok net bir şekilde diyor ki; “Hukuk ve hakları ihlal ediyorsunuz. Gezi eylemcileri yeniden yargılanmalıdır. Adalet bakanı doğru bir yaklaşım sergilememiştir”… Falan ..
Evet… Tuğrul Türkeş.. Her şey çok net şekilde ortadadır..
Bırakın AK parti içinde ki arkadaşlarınıza hakaret ettirmeyi, etmeyi ve Adalet Bakanını suçlamayı; zerre kadar onurunuz var ise AK Parti’den istifa edin..
Size son önerimiz budur..
Bu Haber 55202 Defa Okunmuştur