GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Türkiyemizde maalesef olağanüstü siyaset ve bilgi kirliliği var.. Bu yüzden kamuoyu ve vatandaşlarımız da işin aslını veya doğrusunu anlamakta zorluk çekiyor..
Uzun yıllardan beri Türkiye ve Türk düşmanları çeşitli hesaplar peşinde.. Yine; maalesef ki; bu hesapları yapanlar bilinmesine rağmen, devlet eli ile onlara birçok alanda güçler verildi, rahat hareket etmeleri sağlandı..
Yani; bataklık hiçbir zaman kurutulmaya yanaşılmadı, üç-beş sivrisineki savma işilemi ile yetinildi..
Bölücü eşkıya örgütü, eli kanlı PKK’nın sözde siyasi temsilcileri, sözde demokrasi ve insan hakları maskeleri takılarak, TBMM’ye milletin vekili olarak sokuldu..
Yüce mecilisimizde, şehitlerimizin baş katili, bölücübaşına “Sayın” denilmesine ve yüceltilmesine yine devlet eli ile müsaade edildi ve halende bu gaflet devem ettiriliyor.
Yine; FETOŞ denilen bir bunak ihtiyara devletin önemli kademeleri teslim edildi..
Ve bu bunak ile O’na verilen bu gücü kullanan dış düşmanlarımız, devletin verdiği güçle ülkemizi kaosa sürüklediler, insanlarımızı kahpece katlettiler..
En acısı; bu kahpelere imkanlar sunulurken, yapılan ikazlara, eleştirilere kulaklar tıkanıldığı gibi, ikazı yapanlara “kardeşlik düşmanları” çamurları atıldı..
10 aydan fazaladır bu hainleri devletin kapılarından temizliyoruz ama hala bitmedi.. O kadar derin bir şekilde yerleşmelerine imkan tanınmış, müsaade edilmiş..
TÜRK VE TÜRKİYE DÜŞMANLARINI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARMAK
Hataların bedeli çok, çok ağır oldu..
Ve bu hataların yüzünden ülkemiz 10 ayı aşkın zamandır Olağanüstü Hal ile yönetiliyor..
FETOŞ ve fareleri kendilerine sağlanan deliklerde yaşamlarını sürdürüyorlar..
Eli kanlı PKK’nın sözde vekilleri ve siyasi yöneticileri de öyle..
Hergün; ABD, Almanya, Hollanda, Fransa ve Yunanistan gibi ülkeler ile kaçan bu hainlerin, ülkemize iade edilmesi kavgaları yapılırken, İçişleri Bakanlığı birden bire bu hainlere; “3 ay içinde ülkemize gelip teslim olmazsanız, sizi T.C. vatandaşlığından çıkaracağız” şeklinde seslenen bir karar yayınladı..
Tabi bu çağrıya icabet eden hiçbir suçlu çıkmaz..
Adamlar zaten Türk ve Türkiye düşmanı, senin Türk vatandaşlığını bundan sonra ne yapsınlar?
“Vayy.. Türk vatandaşlığım elden gidiyor” diye korkup, gelip cezaevinde yatmayı mı tercih edecek?
Mümkü değil tabi ki..
Bakanlığın bu kararını duyan dışarda ki bölücü hainler adeta bayram etmişlerdir..
Ülkemizde bilgi ve siyasi kirlilik demiştik.. Tabi sırf muhalefet gösterisi ile bu vatandaşlıktan çıkarılma işlemi çağrısına tepkiler gösterildi.. Çok bilgisizce iktidara karşı;
“Yahu kardeşim, siz bunların iade edilmesini istemiyorsunuz. Vatandaşlıktan çıkardıktan sonra, onları serbest bırakmış sayılacaksın, iadeleri artık mümkün olmayacak, affetmiş olacaksın” şeklinde çıkışlar sergilendi..
Ve kamuoyunun bu konuda da oldukça kafası karışık.. Hata ve hatta ülkeyi yönetenlerin, siyasilerin, Hukukçuların da kafası oldukça karışık..
Çıkartılan yasaların, attılan uluslararası imzaların içeriğini bilmiyorlar..
“İadesi istenilen suçlular; Vatandaşlıktan çıkarıldığı zaman, ülkemize iade işlemleri de resmen sonuçlanmış sayılır mı? Sayılmaz mı?”
Sayılmaz.. Yani yabancı ülkelerden iadelerini istediğimiz suçlular; T.C. vatandaşlığından çıkarılsa da, daha önce başlatılmış olan iade işlemleri hukuken, uluslararası Hukuka görede devam eder..
Neden mi?
Suçluların iade istemine gerekçe gösterilen suçun işlenildiği yer ve bu suçu işlediği tarihte resmiyette sahip olduğu vatandaşlık, uluslararası iade işlemlerinde önem arz etmektedir.
Devletler arasında imzalanan; suçluların iadesi sözleşmesinde de bu ayrıntı vurgulandığı gibi, TCK’nun 6 ve 8. maddesinde olduğu gibi, Vatandaşlık kanununda da yurt dışında ki suçluların hangi hallerde iade edilip, edilmediği açıktır.
T.C. vatandanlığına sahip bir terörist diyelim ki suç işledikten sonra ABD kaçtı ve orada da işini yürüttü, ABD vatandaşlığını aldı..
İşte bu vatandaşlık oyunu, o suçlunun iadesini engellemez..
Hukuken; suçu işlediği tarihte resmi olarak hangi vatandaşlığa sahip ise, iade talebinde de o vatandaşlık işlemi geçerlidir..
Peki; alelacele alınan bu kararın Türkiye’ye yararı var mı?
Hayır, aksine haklı durumda iken, haksız pozisyona düşüren ve hainlerin iade edilemesinde ki gerekçeleri güçlendiren bir karar.
Suçluların iade edilmeme şekilleri açık.. Siyasi suçlular, idam, yargılamada baskılar, yargılama bitmeden suçlular hakında verilen şahsi hükümler gibi..
“İdam, idam” diye bağırdık, hainlerin iade edilememe sebeplerini güçlendirdik..
Bu saatten sonra da FETOŞ’un, farlerinin, PKK’lıları iade edilmesini beklemek tek kelime ile hayal olur..
Aslında yine atılan imzalarda; “Eğer suçlu iade edilmiyor ise, bulunduğu ülkede yargılama işlemi yürütülür”..
Adamlar bunu da yapmıyorlar, yargılamıyorlar..
Fakaaattt.. Vatandaşlıktan çıkarılma çağrı kararında çok, çok dikkat çekici ve ilginç bir işlem noktası var.
Deniliyor ki; “3 ay içinde gelip, teslim olmadıkları takdirde; ülkedeki mallarına el konulacak, kamulaştırılacak ve ‘maddi bedelleri’ adlarına, hesaplarına yatırılacak..
Bu işlem resmen hainlere verilen bir ödüldür..
Niye veriyorsun kardeşim? Bu kahpeler insanları kahpece, acımasızca katletmediler mi? Ülkemizi kaosa sürüklemediler mi?
Şimdi siz bu maddi yardımla, onların kaçak yaşamlarını kolaylaştırmış olmayacak mısınız?
Şimdi FETÖ’den eya başka bir terör suçundan cezaevinde yatan ve yargılaması sonuçlanmadan mal varlıklarına el konulan suçlular demeyecek mi; “ulan keşke bende yurt dışına kaçsaydım”..
Bu kıyakçılık noktasından da anlaşılıyor ki, “Defolun ülkemizden, size maddi imkanlarda veriyoruz, ne haliniz varsa görün” süreci başlatılmış olunuyor..
İadelerini ve kaçtıkları ülkelerde yargılanmalarını sağlayamıyorsanız, niye mal varlığının bedelini yıkmak istedikleri devletin hazinesinden kıyakçılık yapyırsunuz?
Bu da işlemde ayrı bir gaflet değilmi dir, eyy ülkeyi yönetenler, bu kararı alanlar?
Bu Haber 720544 Defa Okunmuştur