GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Elbette ki demokrasi gereği insanların, sivil toplum kuruluşlarının meydanlarda sıkıntılarını dile getirmesi Anayasamız gereği en tabii haklarıdır..
Ama bu hakları istismar edip, toplantı ve gösterileri terör eylemlerine dönüştürenler ve etrafı yakıp, yıkanların, insanların ölümlerine sebep olanların yeri Cezaevleridir..
Bu hareketlerin tek adı vardır? Darbe girişimidir..
Bunlardan en bariz örneği.. İblis Fetullah’ın, yani FETÖ’nün her türlü desteklerle organize ettiği Gezi Parkı eylemleridir..
Tek hedef vardı.. Sokaklarda ki anarşi eylemleri ile AKP iktidarını devirmek ve ülke yönetimini ele geçirmek..
Bunları sadece ben demiyorum.. Devletin istihbarat ve güvenlik kuruluşlarının hazırladığı raporlar, Savcıların hazırladığı iddianameler ve Mahkemelerin yargılamaları sonucu verdiği kararlar diyor..
Yetmedi.. En önemlisi Sayın Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan defalarca kürsülerden haykırdı..
“Bunlar bölücü teröristler, bunlar FETÖ’nün organize elemanları, bunlar Soros’çu..” fala- filan..
Ve bu Gezi eylemleri sanıklarını savunanları da ihanetle suçladı mı? Suçladı..
Yalan yazmıyorum değil mi? Düşkün, yalak Abdulkadir… Yalan yazmıyorum değil mi, “Türkeş” soyadı ile geçinen Tuğrul Türkeş?
Ve Değerli okuyucular..
Gezi eylemcileri hakkında açılan davanın suç vasfı ; “Hükümeti devirmek, anayasal düzeni yıkmak ve ülkeyi ele geçirmek”..
Şikayetçi mağdurları ise Başbakan Erdoğan dahil o gün ki hükümetin bütün bakanları..
Yalan mı, Tuğrul Türkeş?
Ve gaflete bakın.. Şimdi bu yalak Abdulkadir Selvi çıkmış diyor ki;
“Anayasa değişti, Hükümet varlığına, yani parlamenter sisteme son verildi, partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi ve o zaman Gezi eylemcilerinden şikayetçi olan Bakanlar da artık yoklar”
Eee.. Şimdi skandal benzetmeye bakın..
“Anayasanın bu değişiminden; Sayın Erdoğan yararlanıp, yeniden cumhurbaşkanı adayı olma hakkını kazandı, artık o eski şikayetçi bakanlar kurulu da olmadığına göre, Osman Kavala ve Gezi eylemi tutukluları da yeniden yargılanma isteyip, AİHM kararlarını da geçerli delil olarak gösterebilirler ve serbest kalırlar”..
Cehalete bakın? Ülkenin cumhurbaşkanı ile bölücü teröristleri aynı kefeye koyup, ahkam kesiyor..
Ve bu yalaka Abdulkadir en başta ne demişti?
“Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın ve gezi eylemleri sanıklarının cezaevlerinde tutulmasının AK Parti iktidarına ne yararı var? Zararı oldu.. Ben ce bunlar çıkarılmalı” falan ahkamları kesmişti..
Ama yazdığı akıl verme yazsında; aslında AK Parti’ye kaş yaparken gözünü çıkarmıştı
Evet Tuğrul Türkeş..
Bu yalak Abdulkadir, yazdığı bu yazısı ile yalakalık yaptığı AK Parti iktidarını aslında topluma ve dünya kamuoyuna ihbar etmişti.
“PKK’lı Selo’nun, Osman Kavala’nın tutuklu kalmasının AK Parti’ye ne yararı var?” ifadesinin anlamı ne demek?
“Yahu, yargıya müdahaleler yaptınız, bunlara cezalar verdirttiniz ve halen cezaevlerinde kasten tuttunuz ama bakın yerel seçimlerde yenilgi aldınız, demek ki size yararı olmamış, bence acilen bir yolunu bulup, bunları serbest bırakın”..
Yalaka Abdulkadir’in yazı mesajının tek anlamı budur..
Bunları senin bilmen ve öğrenmen için yeniden yazdım Tuğrul Türkeş..
Ve şimdi dikkat et ve neyi, hangi cehaleti savunduğunu iyice öğren Tuğrul Türkeş…
Haddini aşan bu cahil Abdulkadir, ikinci yazısında da AK Parti iktidarına; bu Türkiye düşmanlarını Hukuken nasıl çıkarılacağı yönünde küstahça yol gösteriyor..
Diyor ki; “Özgür Özel’in bu konuda ki talebi de bu girişimlere sebep olabilir. Ben Hukukçu değilim ama Hukukçulardan aldığım bilgilere göre TCK.’nun 312. Maddesinden mahkum olan Gezi eylemcileri, şimdi TCK’nun 311. Maddesi gereğince yeniden yargılanıp, AİHM kararları da delil gösterilerek, serbest kalabilirler” falan..
Ve gösterdiği cahil gerekçeye bak, “Osman Kavala” şarkısı söyleyen Tuğrul Türkeş..
Düşkün Abdulkadir küstahlığına devam ediyor; “ya bu Gezi eylemcileri Hükümeti yıkma girişimlerinde, emellerinde bulundukları ve bu yönde terör eylemleri gerçekleştirildikleri için ceza aldılar..
Amma.. Gezi eylemcileri hakkında şikayetçi olan mağdur hükümet kabinesi olan bakanlar şimdi yok.. Anayasa değişti, bakanlık sistemi ortadan kalktığı için, Gezi davasının da mağdurları haliyle ortadan kalkmış oluyor..
Yani.. Artık mağdurları olmayan bir davanın mahkumiyeti yeniden yargılanma ile ortadan kaldırılır..”
Cahil Abdulkadir.. O zaman bilmediğin şeylere burnunu sokma..
Evet Değerli okuyucular..
Yalaka Abdulkadir’in bu ayar verme yazılarına toplumun birçok kesiminden sert tepkiler gelince bir baktım şok edici bir isim ortaya çıktı..
Bu isim.. Yalaka Abdulkadir’in ikiyüzlü gafil tezlerini savunan ve buna karşı çıkanlara da ayarlar veren, milletin meclisinde varlığı- yokluğu hiç belli olmayan ve özellikle bu güne kadar “Türkeş” soyadı ile geçinen AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’ti..
Yani.. Merhum “Başbuğ” Alparslan Türkeş’in oğlu..
Tuğrul Türkeş, Twitter hesabından yalak Abdulkadir’in yazısına ve Gezi eylemcilerin çıkması tezine karşı çıkanlara karşı şu ayarı veriyor;
Yaptığı paylaşımda özetle diyor ki; “Ya merak ediyorum, Abdulkadir’in yazdıklarından, 7 yıldır Cezaevinde yatan Osman Kavala’nın serbest kalmasından niye rahatsız oluyorsunuz?
Ve yoksa Türkiye’nin uluslararası arenada haksız ithamlardan kurulmasına mı?
Yoksa; gri ortamdan Türkiye’nin sisli ortamdan kurtulmasına mı?
Yoksa, sizlerin bunları düşmemenize karşı akıl verilmesine mi?
Ve düşünmek bile istemiyorum.. Konunun iç hukuk ile çözülmesi mi sizleri rahatsız ediyor?”
(Tuğrul Türkeş’in bu konuda ki ahkam kesme ve verme paylaşım yazsının görüntüsünü, yazımın sonunda ekliyorum.. Takdir milletindir”..
Evveeet.. Şimdi, yalak Abdulkadir’i bir kenara bırakıyorum..
Eyy Tuğrul Türkeş.. Madem ki bu kadar delikanlı ve Hukukun üstünlüğünü düşünen adamdın da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye hakkında yargı şekli ihlal kararları verdiğinde niye AK Parti iktidarına veya liderin Erdoğan’a
“İmza attığınız ve kararlarına uyacağına uyacağınıza söz verdiğiniz AİHM, bak ihlal kararı vermiş. Niye uymuyorsun, niye uygulamıyorsunuz?” demedin, diyemedin?
Diyemezsin.. Şimdi de çıkmış iki yüzlülükle kahramanlık rolleri oynuyorsun..
Bırak bu cehalet tavırlarını Tuğrul Türkeş
Açıkça akıl ve Hukuk fukaralarısınız.. Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu’nun 311. Maddesinin detayını biliyor musunuz?
Sanık veya sanıklar lehine hangi hallerde “yeniden yargılanma yapılabilir?” gerekçelerinizden haberiniz var mı?
Ve şimdi kendinize göre çıkaracağınız sözde uydurma gerekçelerinizin de, geriye dönük kazanımı asla olmaz..
Yok eğer.. Şuan ki iktidar.. AİHM Kararına dayanarak bu bölücüleri Cezaevlerinden kurtarma yolunu seçer ise; o zaman iktidar “AİHM kararlarını zamanında uygulamadığı için” kendisini de yargılamış ve kendini mahkum etmiş olur, milletvekili Tuğrul Türkeş.
Eyy Tuğrul Türkeş.. Yahu sen bu ülkede yaşamıyor muydun yoksa?
Osman Kavala ve Gezi tutukluları için avukatları defalarca AİHM Kararlarını delil gösterip, itiraz edip, yeniden yargılanma istediler..
Ve hepsi ret edildi..
Ne oldu? Şimdi birden bire AİHM Kararlarının farkına mı vardınız?
Değerli okuyucular..
Yalak Abdulkadir’de, bu güne kadar sesi çıkmayan Tuğrul Türkeş’te öyle bir ifade cambazlığı yapıyorlar ki; sadece Gezi organizatörü Osman Kavala’nın değil de; mahkumiyet alan bütün Gezi eylemcilerinin, PKK Terör eylemlerine destek vermek ve öncülük etmekten mahkumiyet alan Selahattin Demirtaş ile birçok Türkiye düşmanı terör hükümlülerinin salıverilmesini hedefliyorlar..
Israrla ne diyorlar? “Türkiye uluslararası arenada haksız ithamlardan kurtulmak için AİHM Karaları uygulansın”..
Eee.. Diyelim ki Osman Kavala ve Gezi hükümlüleri AİHM Kararını bir kez daha gerekçe gösterip, yeniden yargılamayı sağlayıp, tahliye oldular..
Bu karar ne olacak? Diğer terör hükümlü ve tutuklularına emsal karar olarak gösterilecek ve tüm terör elemanları salıverilecek..
Bunu düşündünmü, yalak Abdulkadir’in cehalet ipine sarılan eyy Tuğrul Türkeş?
Evet.. Tuğrul Türkeş.. Bak gerekçe işareti verdiğiniz Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu’nun (CMK) 311ç Maddesi, sanıklar lehine hangi hallerde yeniden yargılanma yolunu açıyor?
(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılırsa.
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılırsa.
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise.
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılmış ise.
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya ceza hükmü aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir.
(2) Birinci fıkranın (f) bendi hükümleri, 4.2.2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile, 4.2.2003 tarihinden sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır.”
Evettt. Tuğrul Türkeş... Bu şartların içinde AİHM Kararları da var ama o şart treni çoktan geçti.. Dedim ya.. Eğer iktidar şimdi AİHM Kararlarını gerekçe gösterip bunlara yeniden yargılanma kapsı aralayıp, serbest kalmalarını sağlar ise, kendi, kendini de kararları bu güne kadar uygulamadığı için suçlu ilan etmiş olur ve ağır tazminat öder..
Bırakın bu şovları Tuğrul bey…
Ayrıca şu sitemimi de sizlere göndereyim ..
Babanız rahmetli Alparslan Türkeş’i “Başbuğ” olarak görüp, onun doktrinlerini ilke edinip, Türk düşmanları ile canı pahasına mücadele eden, binlerce Ülkücü Şehitin, binlerce zindan çilekeşiini ve binlerce sakat kalan Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçilerinin sevdasını, çilesini açıkça gasp edip, Türkeş ailesinin çocukları olarak, her biriniz ayrı ayrı siyasi arenalarda “Türkeş” soyadı ile sefalar sürüp, ahkâmlar kesiyorsunuz..
Yetmedi.. Şimdi de çıkıp, Türkiye ve Türk düşmanlarına açıkça sahip çıkıyorsunuz..
Organik Ülkücüler olarak sizlere haklarımızı asla helal etmiyoruz, bilesiniz..
Tuğrul bey, Tuğrul bey.. Biz işkence maslarında inlerken, zindanlarda çileler çekerken sizler neredeydiniz?
Hanginiz darbe mahkemelerinde hesap verip, tutuklandınız? Hiç biriniz..
Evet ..Tuğrul Türkeş bey.. Bunları size karşı hakaret olarak kabul ediyorsanız, dediğiniz gibi Hukuk devletinde yaşıyoruz, gidip mahkemeye haklarınızı isteyebilirsiniz..
Hodri meydan Tuğrul bey..
SON OLARAK SİZE ŞUNU DA AKTARAYIM.. Siz AKP milletvekili olarak bu yanlı açıklamalarınız ve dayatmalarınız ile açıkça yargıya müdahale etmiş oluyor ve suç işliyorsunuz Tuğrul bey..
Bu Haber 42521 Defa Okunmuştur