GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Türkiye’miz çok tehlikeli ve ucu görünmeyen bir tünelden geçtiği gibi, en acı günleri yaşıyoruz..
Sınırlarımızın dışında şehitler veriyoruz..
Suriye kentlerine; “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve Suriye halkının Esat zulmünden kurtulması için girdik ve Onlarca Şehitler verdik..
Şimdi hala ısrarla deniliyor ki; “İnşallah, Şehitler tepesi boş kalmayacak”..
Gariban insanların evlatlarına; ölümler vaat ediliyor, müjdeleniyor..
Elbette ki; vatanımıza göz dikenleri ezip, yok ederiz, edeceğiz de..
Lakin her devletin sınırlarını nasıl koruduğu belli ise bizim ki de öyle olmalı ..
Geçmiş te ve halende içimizde ki hain bölücü örgüt PKK’yı nasıl birileri dışardan destekleyip, bizlere “özgürlük” ahkamı kesenlere nasıl kızıyor isek, bizim de bir başka ülkenin içinde gelişen olaylara sözlü ve silahlı şekilde müdahale etmemiz yanlıştır..
Beklerim sınırlarımı, güvene alırım, sınırlarıma gelip te taciz edenin de anasını belleriz..
Ama Suriye’de ki bazı halk kesiminin Esat’la verdiği kavgaya silahlı müdahalede, taraflı bir şekilde bulunmak adına orada savaşıp, onlarca şehitler vermemiz, asla sınır güvenliğimizle ilgili değildir..
Ne diyor Sayın Cumhurbaşkanı; “Suriye halkı ‘tamam’ deyince kadar oradan çıkmayacağız”..
Peki, evlatlarını Şehit veren Türk milleti ne diyor? Sormuyorlar..
Soranlara, uyaranlara da “Hain” diyerek hakaretler yağdırıyorlar..
Peki, zalim, diktatör Esad’a karşı olup ta, kaçan milyonlarca insanlar, gençler nerede?
Bizim Türkiye’mizde cirit atıyorlar.. Bir tanesi bile orada ki savaşa katılmadı..
Daha önce bu saçma taktiğe karşı çıkıp, diplomatik ilişkiler kurularak, ülkemizde ki Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesini isteyen kesime ne deniliyordu;
“Siz insan değilsiniz, bu nasıl vicdan, zulümden kaçan bu insanları ateşin ortasına mı gönderelim” gibilerinden ahkamlar kesiliyordu..
Şimdi ne oldu? … Hırsla Avrupa ülkeleri kapıları açıldı, o insanlar yeniden zulüm görmeye başladılar, gazlar yediler ve çoğu da hala sınırların ortasında mahsur kaldılar..
Şimdi İblib’de 1 ayda 60 Şehit verdik …
Ne meclis tanınıyor, ne de ülkede ki diğer siyasi kuruluşlar..
Onlar da kimmiş? Onlar; güya devletin zayıf düşmesini, AKP iktidarının güçsüz kalmasını dört gözle bekleyen vampirlermiş… Falan, filan ..
Mantığa bakın… Ülkemizin yüreği yandı, ne yas ilan edildi, ne de Hukuk devletinin meclisi açılmadı..
Meclisin olağanüstü toplanmasını gerektirecek sebepler yokmuş?
Maalesef bu sözü duyunca bir kat daha üzüldüm..
Bu sözleri, 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası Ülkücü- Milliyetçi Hareket içinde “ağabey” dediğimiz ve Askeri darbede aynı davadan Mamak Cezaevi’nde birlikte yattığımız; Mehmet Naci Bostancı söylüyordu..
Naci ağabey … Meclisin olağanüstü toplanması için daha kaç Şehit vermemiz gerekiyor?
Yapmayın Allah’ın aşkına …
Bu üzüntüleri yaşarken, iki “Ozan” Sanatçının mesajlarına ve söylemlerine kafam takıldı, sinir uçlarımı tahrip ettiler..
Bu iki “Ozan” da Ülkücü- Milliyetçi- Muhafazakar geçinen sanatçılar..
Birisi bizim Ülkücü- Milliyetçi Hareketin tabanını Elazığ’da temsil eden “Kabaklı” ailesinin bir ferdi olan Esat Kabaklı..
Diğer ise ne olduğu belli olmayan ama AKP iktidarında kurnazlıkla malı götüren Uğur Işılak ..
Esat Kabaklı aynı zamanda bizim “Sembolümüz” olan rahmetli Ozan Arif’in yol arkadaşı idi.. Birlikte yurtdışı ve yurt içinde konserler verirlerdi..
Daha AKP ve MHP ortaklık kurmadıkları bir zamanlarda ve AKP’nin MHP’ye birçok hakaretler ettiği bir ortam da Esat Kabaklı’nın, AKP konserlerine katılması, Ülkücü camiada rahatsızlıklar yaratmıştı, herkes bizlere sitem ediyordu..
Rahmetli Ozan Arif’i telefonla aradım, Ülkücülerin sitemini ilettim.. Çünkü, Esat Kabaklı, O’nun yoldaşı idi..
“Yahu kardeş, tamam AKP’ye hepimiz muhalifiz ama Esat’ı çağırıyorlar, gel diyorlar.. Adam da gitmesin mi, ekmek yemesin mi? Esat’ın yolu zaten belli.. Arkadaşlara söyleyin meseleyi büyütmesinler.”.. Biz de soranlara rahmetli Ozanımızın tembihlerini ilettik..
Sonra AKP ile MHP ittifak ortaklığı yaptılar.. Esat Kabaklı’da, Uğur Işılak’ta, AKP’nin ve AKP’li Belediyelerin konserlerine katılıp parlar kazandılar, halen de kazanıyorlar..
Hayırlı işler olsun.. Kazandıkları paralarda gözümüz yok ama 33 Şehidimizden sonra sergiledikleri yalakalıklar v e attıkları taklalar, yaptıkları ayrıştırmalara, hakaretlere tepkilerimiz, cevaplarımız var..
Ben Esat Kabaklı’yı halen Ülkücü ve MHP’li olarak bilirim, bilmekte istiyorum..
Ama Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçileri, Türk toplumunun hassasiyetini korumalı ve yaşayan insanlar arasında ayrımcılık yapmamalı, karşı fikirde onları hainlikle suçlamamalıdır.. Taa ki silahlı karşı mücadeleye dek.
Esat Kabaklı aynı zamanda bir Ozandır.. Ozanlar halkın temsilcileridir.. Sanatçıdır, hassastır..
Lakin İdlib Şehitlerimizden sonra Esat Kabaklı sosyal medya hesabından şu ifadeleri paylaşmasını “çürümüş bir mantık” eseri olarak gördüm ve toplumun birçok kesimini ağır bir şekilde hainlikle, Şehitlerin gelmesine sevindiklerini üstü kapalı bir şekilde ifade etmesine üzüldüm..
Kabaklı Ozan aynen şunu paylaştı; “Ellerini ovuşturarak, Şehit haberleri gelmesini bekleyen haysiyetsiz, namussuz, karaktersiz kalplere fırsat verme Allah’ım”
“Amin, inşallah” ta bu göndermeyi kimlere yapıyorsun Sayın Kabaklı?
Tamam, Cumhur İttifakını destekleye bilirisiniz, eyvallah ama üstü kapalı şekilde muhaliflerini hainlikle, insan olmamakla suçlamanız abesle-iştigaldir, ayıptır, günahtır..
Yok eğer böyle bir niyetiniz yoksa beddua mesajınızın içeriğini hedefini açıkça belirteceksiniz..
Bir kesim hükümeti Suriye politikasından dolayı eleştirir ama asla Şehitlerin gelmesine sevinçle, ellerini ovuşturarak tutuma girmez.. Bırak Türk olmasını , “Ben insanım” diyen hiçbir kişi Şehitlerin olmasına sevinemez..
Siz Ozansınız, beddualar yerine Şehitlerin oluşmasında siyasi sorumlukları bulunanları uyaracaksınız, çareler sunacaksınız..
Beddualarla toplumu töhmet atlında bırakmanız hoş değil, Ozanlığa yakışmaz.. Hele, hele Ülkücülüğe yakışmaz..
Varsa aklında Şehitlerimize sevinenler.. İsimlerini açıkça yazacaksınız..
Bak ben yazıyorum… HDP, PKK, Esad, Rusya, ABD…
Bak bizim içimizde ki HDP’de Meclisimiz de, devlet maaşlar veriyor, şehitlerimizin katillerinin temsilcilerine.. İşte bunun hesabını Ozan olarak soracaksınız sizler… Ama sormuyorsunuz…
Bunun için çok yıllar öncesinden biz ne diyorduk; “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin .. Her şey Türkiye ve Türklük için”
İşte geldiğimiz nokta ve sloganımızın bir kez daha geçerliliğini koruduğu anlar, işte bu anlar..
Açık yazayım Esat kabaklı, size ve Ozanlığınıza hiç yakışmadı bu tavrınız..
Gelelim AKP’den bir ara milletvekili seçilen, mecliste uyuyan, AKP müzikleri ve konserleri ile malı götüren Ozan veya türkücü Uğur Işılak’a ..
AKP’yi savunması elbette ki ne suç, ne de bir ayıp.. Bir fikir özgürlüğüdür..
Ama AKP’ paralar kazanma yalakalığını, Şehitler üzerinden ağır hakaretlerle birçok kesimde yaşayan AKP muhalifi insanlarımızı “Şehit sayılarının çoğalmasını beklemekle” suçlamak, tek kelime ile alçaklıktır..
Yahu neredeyse; “Şehitlerimizin hepsi AKP’li” deme gafletine gireceksiniz..
Ne demek? Sosyete semtinde oturan AKP ve MHP’ye muhalif olan insanlarımız, sırf muhalefet olsun, hükumet zarar görsün, devlet yara alsın diye Şehit sayılarının yükselmesini bekliyor olması?
Senin ki tam bir çürümüş, çöp kutularına atılan bir mantık Uğur efendi..
Sen hangi hakla bu nefret söyleminde bulunuyor ve insanlarımızı hainlikle suçlayıp, ötekileştiriyorsun..
Senin yaptığın sanatın da Ozanlığında içine tüküreyim..
Önce insan olun, sonra da adam olun, adam …
Yahu siz yalakalığı aştınız, attığınız taklalar ile Adana takla güvercinlerini bile geride bıraktınız..
Bakınız bu yalaka Uğur Işılak, yandaş Sabah gazetesine bu konuda neler yumurtlamış… Takdir yüce milletimizin ve bu semtlerde oturan insanlarımızın..
Aynen şöyle diyor;
"Siz Nereden bileceksiniz devletin sınır güvenliğini? Sizin sınırlarınız, lüks semtlere modern profilde olmayanları sokmamaktan ibaret..
Ordumuz yedi düvelle savaşır, devlet yara alsın diye şehit sayısının artmasını beklersiniz.. Siz ne kalitesiz insanlarsınız. Nereden bileceksiniz devletin sınır güvenliğini? Sizin sınırlarınız, lüks semtlere modern profilde olmayanları sokmamaktan ibaret"
Uğur efendi, o bahsettiğiniz semtlerde oturanlar Sınırlarımızı senden daha iyi biliriler ve sınırlarımızın güvenliğini de senden daha çok isterler.. ayrıca senden de daha çok akıllı, medeni ve kaliteli insanlar..
Haddini bil …..
Bu Haber 2286514 Defa Okunmuştur