SAVCILIĞA VERDİĞİ VAZ GEÇME DİLEKÇESİNDE; "Bu şikâyet sonrası bizzat tarafıma direk veya dolaylı gelen bilgiler ışığında bu şikâyetten vazgeçtiğim yukardaki kişiler ile bizzat LCW adıyla maruf ticaret merkezlerinde bir araya gelerek yaptığım inceleme ve en ayrıntılı olarak değerlendirme ve bilgilendirmesonrasında anladım ki ….  Ve bu şirketin şikâyet ettiğimiz yöneticileri de konunun mağduru noktasında değerlendirilebilecek bir hukuki gerçekliği ortaya çıkardı" vurgusunu yapan Ünlü Avukat Yusuf Erikel, Bakırköy Savcılığına verdiği dilekçesinde şunları vurguladı;

www.sacitaslan.com Haber Sitesiniin verdiği haber göre; Av. Erikel; Eceteks Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili olarak verdiği dilekçede vaz geçme sebeplerini ve asıl vurguncu hakkında ki şikatenii sürdürme nedenlerini şöyle sıraladı;

"Aşağıda açıklanacak sebep ve hassasiyet dahilinde daa önce şikayetçi olduğumuz kişiler lcw şirketi ve Taha holding yetkilileri İsmail Hakkı KISACIK, Vahap KÜÇÜK, Mustafa KÜÇÜK hakkında yaptığımız şikayetten vazgeçme …..

ve diğer sanık Adnan Cüneyt KISACIK hakkında ise şikayetin devam ettiği …

Ve yine aşağıdaki açıklamalar dâhilinde şikâyetin devam ettiği şahıs hakkında soruşturmanın en seri ve kapsamlışekilde yapılması hakkında talebe dair dilekçemizdir.



 Sayın Savcılık makamına verdiğimiz bu dilekçe….

Sadece bu dilekçe bağlamında makamınıza değil, aslında bu bağlamda oluşan durumun memlekete devam eden süreci de bazı yönleri ile ilgilendirmesisebebiyle ve aşağıda yapacağımız açıklamalarımızda işaret edeceğimiz sebeplerle…

Aslında bu dilekçemiz… Tüm benzeri şikayet bağlamında soruşturmaları yürüten savcılık birimleri ve tüm güvenlik birimleri ve tüm istihbarat birimleri ve tüm adli birimleri deilgilendirmesi bakımından ….

Kamuoyundadikkatini çeksin umuduyla ve yapılması gerekeni yaparken, yapılmaması gerekenlerin olmaması bağlamında…

Sayın makamınıza bu şikâyetten kısmi vaz geçmeyi, yazdığımız bu vurgulardâhilinde arz ederiz.

Şöyle ki…

Malum bazı basın kuruluşlarına ve internet sitelerine de yansıdığı üzere (ki bundan normali olamaz çünkü bu fetö örgütüne karşı insanlarımız son derece hassastır ) …İşte bu şikâyet bağlamında, Sanık diye şikâyet ettiğimiz Adnan Cüneyt Kısacık adlı vatandaş müvekkilimizi sahte belge ve bilgiler ve akıl almaz koordinelerle ve diğer sanık dediğimiz kişiler ile alakalı olmayan sahte kişi ve sanal intiba ile kandırmış ve milyonlarca lira değerinde kumaşını alıp zarar uğratmış hatta konutunu dahi elinden almıştır.

 Ve bu arada… Tamamıyla kendinin yanında sanal ve gerçekdışı bilgi ve belge ve hatta kişilik var ederek ve bunu yanında kendini malum fetö örgütü mensubu havası vererek dolandırmış ve tehdit ederek hala milletin hafızasında “etkin olduğu var sayılan bu örgütün izlenimini“ kullanarak müvekkili ötesini sorgulayamaz hale getirmiş ve dolandırmıştır.

Bu şikâyet sonrası bizzat tarafıma direk veya dolaylı gelen bilgiler ışığında bu şikâyetten vazgeçtiğim yukardaki kişiler ile bizzat LCW adıyla maruf ticaret merkezlerinde bir araya gelerek yaptığım inceleme ve en ayrıntılı olarak değerlendirme ve bilgilendirmesonrasında anladım ki ….  Ve bu şirketin şikâyet ettiğimiz yöneticileri de konunun mağduru noktasındadeğerlendirilebilecek bir hukuki gerçekliği ortaya çıkardı.

Bu Cüneyt adlı sanığın müvekkile sunduğu akrabalık veya şirkte ortaklık veya annesinin hissedarlığına dair tüm belgeler ve onlarca şahitlerin şehadeti ile gerek kendinin bu kişi ve ticari yapısı ile bağlantısı ve gerekse bu şirket ve kişilerin paralel ve fetö örgütü ile bağlantısı ….. tamamıyla profesyonel bir dolandırıcılık olduğu..

Ve hattakamuoyundan zaman zaman haber olan bu paralel ve fetö mücadelesindeki ciddiyetsizlik ve lüzumsuz ihmal ve gerekli hassasiyetin olmadığının ortaya koyduğu boşluk sebebiyle yeni bir dolandırıcılık ve insanları bu algı üzerinden tehdit ile sindirmeye varacak sıkıntıların olabileceği müşahedesi….. ve bu kişilerin tarafıma samimi bilgilendirme yapması, istediğim her konuda beni aydınlatması ve gerek bu hırsızlık ve kumaş soygununda ve gerekse paralel veya fetö bağlantılarıyla uzaktan yakından alakası olmadığına kanaat getirmem sonrasında… iş bu şikâyettenbelli ahlaki ve hukuki sorumluluk ve mutabakat sonrasında şikayetten vaz geçmek bir insanlık bir Müslümanlık bir vatandaşlık görevi olması sebebiyle ….. derhal müvekkilimide bilgilendirerek iş bu şikayetten ilgili kişiler lcw şirketi ve Taha holding yetkilileri olup daha önce haklarında şikayetçi olduğumuz …. İsmail Hakkı KISACIK, Vahap KÜÇÜK, Mustafa KÜÇÜK hakkında aşağıdaki bilgiler bağlamında vazgeçme dilekçesini arz etmekteyim.

Sayın savcılık makamına ….Bu kişiler hakkında şikâyetten vaz geçip sanıklardan soyadı benzerliği ve uzaktan akrabalık dışında, her yaptığını ve karşı tarafı inandırmak adına kurguladığının yalan olduğu…ve bu şikâyetettiğim masumiyetinden yukarda açıkladığım ve karşılıklı mutabık kaldığım kişilerin asla suçlu olmadığı ve olamayacak kadar temiz ahlaklı insanlar olduğuna edindiğim intiba ve karar verdiğim mutabakat ile şehadet ettiğim için …. bu vazgeçme dilekçesi vermeniz yanında….

Sayın savcılığınız aracılığıyla tüm resmi kurumları benzeri durumların ortaya çıkaracağı mağduriyetlere engel olması için şu noktada hassasiyete davet etmekteyim…

Bu memlekete için çoktandır bela olması idarecilertarafından yeni hissedilen bu “mazisi eski keşfi yeni terör örgütü” hakkında yürütülen çabalar aslında çokta istenildiği gibi yürümemekte ve Sayın Cumhurbaşkanının verdiği kararlılık havasına bakılırsa sadece onun için teselli ikramiyesi ve millet ve mağduru olan bizler için dostlar alışverişte görüsünden başka bir şey olmadığının yanında ….

Yani… “devlet gibi devletin düşmanı ile olacak mücadele” tam yansıtılmadığı gibi… ve milletin beklentisinin bu mücadelede en az Ergenekon davalarında,onların bize ve tüm milleteyaptıkları kadar ciddi ve kararlılık ve neticeye odaklanma kurgusundan uzak bir şekilde ortaya konulduğu…. Maalesef tüm olayın bilincindekiler ve kurum ve yapılarca bilinmektedir. Umudumuz bu konuda daha ciddi bir izlenim verecek ve Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere tüm mağdur olanların hislerine tercüman olacak bir mücadele yürütülmelidir.

Çünkü ….. mücadele ciddi ve sistemli ve milleti ferahlatacak intibada olmayınca,  bu dedikodu ortamından yeni bir dolandırıcılık sektörü doğmuş…. Ve belki de nicesahtekarlar, nice temiz insanları bu örgüte yaftalama planları yapar ve buna dair iş bu olayda olduğu gibi bazı başarılarda elde eder noktaya gelmiştir.

Eğer şikayet sonrası kurulan irtibat ile tarafımca bu özel gayret ve diyalog olmasaydı….Memlekette otuzbin insana işveren ve bunca ekonomiye katkı sağlayan bir şirketin yöneticileri hakkında aylarca sürecek kovuşturma bitinceye kadar nice itham ve iftiralar olacaktı… Ve hak yerini bulsa da, hak sahibi belki olduğu yerde olamayacaktı…

Halbuki tarafıma yapılan samimi talep ve görüşme sonrasında gördüm ki..

Bu kişiler ve şirketlerinin ortak yapısı bağlamında bu örgüt ile bağ kurmasıimkân dışı olduğu gibi…

Bu şirketin hayır verme iyilik yapma sitemini dahi özel olarak bana olan hürmetleri ve güven duymaları sonrasında ki açıklamaları sebebiyle inceleyip bilgilendiğimde gördüm ki…

Tüm hayırları Kızılay gibi kuruluşlar başta olmak üzere resmi kaymakamlık makamları aracılığı ile dağıtılmakta…Ve asla terör örgütüne bir destekleri olmadığı gibi… Belki her Müslümana istediğinde yapılan “üç gölek veya dört koyun” sadakası dışında geçmişte de bu yapıyla bir ita bağları olmadığını müşahede ettim…

Yine de bu şikayetten vaz geçerken kendileriyle mutabık kaldığımız noktada …. Bana bunlar dışında olası bir minicik delil dahi bizim bu yolsuzluk ve hırsızlık ve yinebizzat yetkili ve şikâyet ettiğimiz Mustafa Küçük söz alarak, hele de sizin olası bir araştırmanız sonrasında terör örgütü bağlantımız olursa,“sadece şikâyet etmeyin bu tereddüdünüz net olarak geçinceye kadar buyurun size tüm zararınızı karşılayacak evrakı peşin verelim… Çünkü sana verdiğimizi senin şahsında Allaha emanet edip bunu teslim ettiğimizde sen ne zaman bizim için kanaat getirdin o zaman ver yoksa zararını karşıla” diyecek kadar hukukun üstünde ahlak ve İslam terbiyesi ve Türk ticaret ahlakının unutulmuş numunesini de bu aradamüşahede ettim…Bu benim aldığım intiba... “kalp temiz olunca göz öyle görür….ötesi her şeyin iç yüzünü en iyi habiyr olan Allah bilir” dedim …Ve müvekkilimin bilgisi dâhilinde mutabık kalarak ayrıldım…

Bende ne bir kuruş ücret ne tek çorapdahi talep etmeden…. müvekkilin de mutabakatıyla, bir mümin ve elbette hukukçu ve … Yaptığımız müracaat ile şikâyetçivekili olarak derhâl müvekkile bilgi verdiğim bu kişi ve yönetici oldukları ticari yapının asla bu dolandırıcılık içinde olmadığını ve hatta mağdur oldukların ve hatta bu kişi hakkında şikâyetçi olacaklarını… o,bunlar sandıkları kişi ses ve ortamların sanal ve profesyonel bir dolandırıldık olması gibi bir durumun olduğunu ifadeederekonun müsaadesi ile karşılıklı ve avukatlarının d şehadetiyle bu şikayetten vazgeçme dilekçesini vereceğimi söyledim.

Ekonominin ve ticaretin bu kadar zahmetle yürüdüğü noktada… Kâinatın medarı iftiharı ve hukukun gerçek vaizi ve adaletin yegâne örneği Hz.Muhammed’in “Dürüst tüccar, şehitlerle haşr olacak” hadisinin… konuştukları ve bende bıraktıkları intiba ile adeta örneğini hissettiğim v bu sürecin yaşanmasında olası“elbette hata eksik insan için” kimse mükemmel değil ama bu olayda asla şikayet dilekçesinde belirtilen manada kusuru olmayan bu kişiler ile karşılıklı gönül hoşluğu ve  mutabakat ve iman değerleri üzerine verdikleri beyanları ile ….ve Allah için karşılıklı konuşulan ve mutabık kalınan ve Allah’ı şahit tutuğumuz bu görüşme sonrasında  helalleşerek, ………

Ve…. hukuk deyince ondan başkasına söz düşmemesi gerekirken, ne acı ki ondan başka herkesin dinlenildiği için başların beladan kurtulmadığı ve hukuk diye zulmün, yudum yudumyıllardır insanlara şerbet diye yutturtulduğu noktada …. Ol cenabı peygamberi zişan’ın “essulhü seyyididül ahkam” yani “barışmak en güzel hukuki neticedir” hadisi şerifi uyarınca müvekkil ile bu insanları barış ve mutabakat noktasına getirip oradan ayrıldım…. Veyazdığım bu dilekçeyi sayın makamınıza vermeyi uygun buldum…

Tüm bu açılamalar bağlamında…

sanıklar diye şikayet ettiğim …. Aslında onlarda müvekkilim gibi mazlum olma olasılığı ortaya çıkan bu kişiler hakkındaki şikayetten vaz geçtiğimi ifade eder..

ve tüm vahim vurgun ve dolandırıcılık ve paralel ortamın kaosundan kendine şeytanca yol açıp insanları akıl almaz zarar uğratan Cüneyt Kısacık için şikayetin devam ettiği….

Ancak…

Diğer kişiler için her ne kadar sanık diye şikâyet ettimse de görüşme sonrasında yukardaki anlattığım intiba ile… saygın olduklarına kanaat getirdiğim bu memleketin ticaret yapan, helal rızkı peşinde olan …. İnsanlara iş aş imkânı açmaya çalışan izlenimi veren ….. daha önce şikayetçi olduğumuz LCW markası ile maruf ticari şirket ve Taha holding yetkilileri İsmail Hakkı KISACIK, Vahap KÜÇÜK, Mustafa KÜÇÜK için yaptığımız şikâyetten vaz geçtiğimizi….

Ve bu konuda gereğini saygılarımla arz ve talep ederim"

http://www.sacitaslan.com/av-yusuf-erikelden-esi-gorulmemis-fazilet-ornegi-haberi-265705