GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Çağrılarıma başlamadan önce Ülkü Ocaklarının ehemmiyetinden ve Milliyetçi Harkette ki ağırlığından kısaca bahsetmek istiyorum..
Ülkücü yapıya sahip Türk Milliyetçiliği Hareketinin serdarı, yani öncüsü, Başbuğu rahmetli Alparslan Türkeş’tir..
Türkeş’te bizlere; bu çilekeş, kutlu yolun yürüyüş işaretini, emrini Başbuğların Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten aldıklarını tebliğ etmiş ve Ülkücü Hareketin başlamasına start vermiş, çığ gibi büyümesine öncü olmuştur.
Zor ve çileli yolların yürüyüşünde, Türk milletine ve Devletine; Emperyalist güçlerin bölüp-parçalama amaçlı saldırılarına karşı kalkan olmuş ve 5 Bin 300 Şehit vermiş, binlerce neferi sakat kalmış ve binlerce Bozkurtu zindanlarda çile çekmiş bir harekettir; Ülkü yolu…
Tek suçları da; Türk olmak, Kahpe saldırılara karşı Türk Devletini ve miletini korumak, bu yolda canını vermek ve Türk Milliyetçiliği fikir sistemini savunmak..
Şimdilerde Ülkücü olmak kolay…
Gelinde bizlere sorun; 12 Eylül 1980 öncesi Ülkücü olmanın ne demek olduğunu, çektiğimiz acıları, yediğimiz hain kurşunları…
Çektiği çilelerden, gördüğü zaralardan, maphus yatmasından zerre kadar pişman olan kahpedir..
İşte biz bu yüce davanın gerçek Bozkurtlarıyız…
Bozkurt nedir?
Esareti kabul etmeyen yüce Türk Milletinin sembolüdür…
Ama birileri şimdilerde ölümüne savunup, koruduğumuz bu Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söylüyor ve en acısı Bozurtlara, yani Ülkücülere hayvan benzetmesi yapıyor…
Sebebi; bölücülere şirin görünmek ve şuan ki Başkanlık sistemine eyalet destekleri almak..
Ama, “öküzleri öldü, ortaklıkları bozuldu” şimdi herkes Türk milliyetçisi oldu..
Devlet Bahçeli, 2011 yılında; bölücülerin önüne geçilmesi ve bertaraf edilmesi için Doğu ve Güneydoğu’da acilen Olağanüstü Hal (OHAL) edilmesini açıkça istemişti…
Ama; Başbakan Tayyip Erdoğan, aynen şöyle cevap vermişti; “Bizim demokrasi ve insan hakları anlayış karekterimizde böyle bir düşünce yoktur, böyle bir düşünce ancak sizlerin şiddet içeren karekterinizde var”..
Yani; şimdi hem de ülke genelinde OHAL ilan etmek karektersilik mi?
Elbette ki hayır… Çünkü; ülkenin ve milletin bekası için bu tedbiri almak ezlem hale gelmiştir…
İşte; OHAL veya sıkıyönetim bundan 5 yıl önce Doğu ve Güneydoğu’da ilan edilse idi, hiçbir hain; ne hendekler kazıyabileceklerdi, ne de yollara patlayıcılar yerleştirebileceklerdi..
Delet Bahçeli, parti grup toplantılarında AK Parti iktidarının; bölücü Kürtçü, teröristlerle ve onların mecliste ki siyasi temsilcileri HDP ile işbirliği yapması ve onlara göz yummasına tepki göstermesine karşın AKP milletvekli ayenen şöyle cevap veriyordu;
“Bu Bahçeli’nin ağzı da bozuk, Türkçesi de bozuk, cahil.. Kardeşlik düşmanları, konuşurken ağzıdan salyalar dökülüyor” ….
Daha neler, neler… Bunlar bir-iki örneği..
Evet… Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Klavuz kardeşim.. Gelelim; bu kutsal ocakları sizlere teslim eden bir ağabeyiniz olarak sana ve temsil ettiğin Bozkurtlara yapacağım çağrıya..
Öne şunu hiç unutmayın… Ülkücünün büyüğü, küçüğü yoktur.. MHP Genel Başkanı da aynıdır, Ülkü Ocakları Genel Başkanı da aynıdır, ülkü yoluna yeni katılmış, ülkücü adayı da aynıdır.. Kıymette eş değerdir..
Şimdi birileri, bizlere; “Vay.. Biz partinin merkezine şu görevdeyiz, sen nasıl bizi eleştirirsin, kime hizmet ediyorsun, kimin ajanısın, kimin trolüsün” falan, filan gibi çamurlar atıp, büyüklük edası ile bizleri küçümsüyor…
Ama unutuyor.. Bu davanın gerçek sahipleri, mirasçıları biziz…
İşte bu ruhla, halen davanın zarar görmemesi, zedelenmemesi, Şehitlerin ve Başbuğun kemiklerinin sızlamaması için her türlü tehlikeyi göze alarak mücadele veriyoruz..
Olcay kardeşim.. Geçmişte Başbuğun yol arkadaşları olan, büyüklerimiz şükür halen sağ olan ağabeyilerimiz var.. Gidin onları ziyaret edin, sorun Başbuğun Başkanlık sistemi isteyip, istemediğini.. Bu işin sonunun Federasyona gidip, gitmeyeceği yönünde telkinleri olup, olmadığını sorun…
Olcay kardeşim, öyle yılda bir gidip, Başbuğun mezarına üç-beş çiçek koymakla, bir-iki damla su dökmekle Türkeşçilik olunmaz..
Bir abide diktirip, ülkücü şehitlerin adını yazdırmakla Ülkücü olunmuyor…
Önemli olan bunların fikrini, hareketini gerçek anlamda devam ettirmekle ülkücü olunur..
Şöyle bir kısa geçmişe bakın… Ne kadar çile çekmiş, bu davaya ölümüne hizmet etmiş, Başbuğun takdirlerine nail olmuş kimer var ise hepsini Balgat’ta ki bu zatlar partiden uzaklaştırmışlardır..
Bunlar ne gerçek Ülkücülerdir, ne de siyasi ahlakları olan kişilerdir..
Bahçeli, 18 yıldır bize sürekli “oyunlara gelmeyin” telkinleri yapıp, bizi oyuna getirdi..
Bak kardeşim… Şimdi sana bir zat’tan bahsedeceğim.. Hem de şimdi önemli bir zat’tan..
Bu zat öyle bir siyasi travesti ki, dünya böyle siyasi travesitilik (dönme-dönek) görmedi..
Bu zat’ın adı.. Mehmet Parsak.. MHP Afyonkarhisar milletvekili… Bunları geçelim.. En önemlisi şuanda oylamması yapılan Partili Cumhurbaşkanlığı görüntüsü adı altında, Başkanık sistemi getiren ve AK Parti’nin hazırladığı yeni Anayasa teklifini, MHP adına görüşüp, noktalayan kişi..
Yani tek hedef… Erdoğan’ın Devlet Başkanı sıfatına resmen kavuşması…
Olcay kardeşim; işte Parsak denen bu zat, 6 ay önce bir makale yazdı; “Vay siz ne diyorsunuz, başkanlık ülkeyi felakete sürükleyecek, onarılmaz tahribatlar oluşturacak” falan-filan gibilerinden ahkamlar kesti..
Bu makaleyi internetten bakıp, bulabilirsiniz..
Yine bu zat, 7 Eylül 2015 tarihinde kendi twitter hesabından, Tayyip Erdoğan’a göndermede bulunduğu bir twit attı..
Tiwitin de Erdoğan’a öyle bir yükleniyor ki, tam uç noktada..
Diyor ki; “Evet hala başkanlık peşindesin, evet başkan olacaksın ama seni koyacağımız cezaevinde ‘Koğuş başkanı’ olacaksın”..
Evet.. Şimdi bu ahlaksız zat, Erdoğan’ı ve Başkanlık sistemini övüyor ve karşı çıkanlara hakaret ediyor..
Şimdi ben buna nasıl, “Hasssttiiirrr siyasi traveti” demeyeyim..
Olcay kardeşim; gidin bunlara sorun ve Ülkücü Ocaklarına hesap vermek zorundalar…
Deyin ki; “Kardeşim bu ne döneklik, kısa zamanda dava ahlakı nasıl bu şekilde erezyona uğrar, siz ükücülükten mi geçiniyorsunuz, bize hesap verin”..
Bak Olcay kardeşim.. Başbuğun zamannda Ülkü Ocakları her zaman partinin üzerinde olmuştur.. Başbuğ, milletvekillerine Ülkü Ocaklarından izinsiz, dava adına hiçbir şey yapılamayacaktır.. Referanslarını ve onaylarını alacaksınız” şeklinde talimatlar vermiştir..
Ama şimdi koltuk sevalısı bu siyasi travestiler, binlerce şehidi olan Ülkü Ocaklarını arka bahçeleri olarak kullanıyor ve gücünden yararlanıyorlar..
Eğer O kutsal mekanda davaya ve Şehitlere sahip çıkıyorsanız, çakalları değil de Bozkurtları temsil ediyorsanız, çıkın tepkinizi ortaya koyun ve gerekirse bu vebale ortak olamak, seyirci kalmamak adına topluca istifanızı verin..
Verin ki; bunlara en büyük darbe olsun… Davayı, şehitleri kullanmalarına kimselerin göz yummayacağını hem onlar, hem de onları şimdilik kullananlar anlasınlar..
Hadi kardeşim… Gazanız mübarek ola..
Bu Haber 1047133 Defa Okunmuştur