GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Her kes biliyor… Ben ne CHP’liyim, ne de AKP’liyim.. Siyasi görüşüm de kendimi bildim bileli ve hiç değişmedi. Ne “U” dönüşleri, ne de zikzaklar yapmadım.
Ben; “Ülkücü yapıya sahip Türk milliyetçisiyim”. Halen de, öz be öz, organik Ülkücüyüm ve MHP’liyim ama “katrilyon” oyum olsa, asla Devlet Bahçeli yönetiminde ki MHP’ye oyumu vermem..
Ha Bahçeli ve yönetimi dahil hiç birisi de benim “Ülkücülüğümü” sorgulayamaz, hadleri de olamaz.
Ben bu hareketin çilesini ailesi ile birlikte işkencelerde, Mamak zindanlarında en acısı ile çeken gerçek bir dava adamıyım..
“Ülkücünün başını çekmediği” hiç harekette de yer almadım, almamda..
Ve bütün bunlar bir yana, ben ülke ve millet menfaatine olan ve olacak her gelişmeyi çekinmeden yazarım..
Değerli okuyucular.
Bu bilgileri neden aktardım sizlere?
Çünkü şimdi yazacağım çok önemli bir siyasi analizimi birileri başka yönlere çekmesinler diye yazdım…
Biliyorsunuz.. “Parlamenter sistemden”, “Türk usulü başkanlık” sitemine geçtik..
Birileri “rejim değişikliği” diyor ama gerçek öyle değil, sadece siyasi sitemde değişikliler oldu, seçim şartlarında yeni düzenlemeler yapıldı..
“50+1” sistem şartı ile mecburen siyasi İttifaklar oluştu..
İktidar safında yer alan siyasi birleşimin adına; Cumhur İttifakı, İktidar safının karşısında yer alan tüm siyasi aksiyonların çatısına da; Milet İttifakı denildi..
Aslında terim olarak iki ittifakın adı da “Millet” tir.
İşte Tuncelili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin siyasi görüşlerine yüzde 90 zıt olan siyasi partileri bile bu ittifaka dahil etmeyi başardı..
Şimdilerde adına; “6’lı masa” deniliyor..
İşte bu değişik renklerde ki bileşenleri bir arada tutan siyasi mimar ise; yine Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur..
Yani, şurası net.
Sayın Kılıçdaroğlu eskilerde “ana muhalefet partisi CHP’nin” lideri idi, şimdiler de ise tüm muhalefet kanadının lideri durumunda..
Ve siyaset dünyamızda; çok, çok dikkat çekici ilklere imza atıyor..
Israrlı söylem ve eylemleri ile iktidarı köşeye sıkıştırıp, vatandaşın, milletin ve gençlerin menfaatine olacak yasaları çıkarttırıyor..
“gölge iktidar” da olan muhalefet diyebiliriz..
Değerli okuyucular.
Açlığın ve yoksulluğun sabrı olmaz..
Bugün maalesef ki; ülkemiz ve milletimiz çok, çok ağır bir ekonomik kriz yaşıyor ..
Ülkede tüm sistemler çökmüş durumda..
Artık 21 bin lira geliri olan 4 kişilik bir aile “yoksul” sayılıyor..
Her alanda zirveler yapan zamlar karşısında çalışanlara ve çiftçilere, esnaflara yapılan sözde destekler etkisiz kalıyor ve anında mum gibi eriyor..
Değerli okuyucular..
Bakın ben de vergi mükellefi olan bir Gazeteci esnafım.. Bırakın küçük esnafı, orta hali esnaf bile bitmiş durumda..
Yaşam şartları affetmiyor… Ülkemizi yönetenler bu derin krizin içinde nefesi kesilen vatandaşlardan “biraz daha sabır” isterken, işte o anlara yoksulun elektriği, gazı, interneti kesiliyor.
Değerli okuyucular..
Milyonlarca insanına “sosyal yardım yapan” devlet, güçlü devlet değildir..
Devlet eğer güçlü olsa idi; evladı yardıma muhtaç olmazdı..
Bunlar maalesef çok acı gerçekler..
İşte bu acı ve çekilmez hal alan gerçekler ortada iken birçok siyasi tilkiler ekranlarda ciritler atıp, siyasi yalakalıklar yapıyorlar..
İnsanların açlığını, yokluğunu, çaresizliğini saklayanlar, vatandaşın bu acı durumu ile siyasi hesaplar yapanlar ne Müslümandır, ne de insandır..
Aç olan veya bir şey isteyen çocuğa “alamıyorum, dünyada kriz var” diyemezsiniz ve deseniz de o zaten anlamaz.. İşte yaşarken ölmek budur..
Kime, kimsenin siyasi düşmanı değildir, olmamalıdır da. Düşmanlıktan bu güne kadar hiç kimse bir şey kazanmamıştır, kazanılmaz da.
Değerli okuyucular.
İşte ekranlarda cirit atan, tuzları kuru bu siyasi tilkiler, bu acı gerçekleri tartışmıyorlar ve aylardır tartıştıkları konuların yüzde 90’ı “Milet ittifakının cumhurbaşkanı adayı kim olacak?”.
Yok, “Meral Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemiyor”.
Yok, “CHP içinden Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına büyük oranda karşı çıkanlar var”.
Yok, “Mansur Yavaş, yok İmamoğlu önde”.
Yok, “6’lı masanın altında HDP var” falan.
Yahu bırakın bu cambazlıkları.. Bu siyasi hareketin tek bir lideri var. O’da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur ve net olarak ta Milet İttifakının Cumhurbaşkanı adayıdır..
Değerli okuyucular..
Ekranlarda sürekli HDP virüs olarak işleniyor ve PKK’lı olan bu partinin masanın altında olduğu suçlaması yapılıyor..
Bakın; bu gün HDP’nin mecliste olmasına, devletin bu tescili hainlere maşlar vermesine, hazineden yardımlar yapmasına en çok şiddetle karşı olan benim..
HDP’nin mecliste olması, Şehitlere ve ailelerine tek kelime ihanettir.
Bıraksınlar yargı teranelerini… “HDP= PKK” ise niye devletin parası ile besliyorsunuz kardeşim?
İşte ekranlarda ki siyasi tilkiler sürekli bunların hesabını soracakları yerde, HDP üzerinden çamurlar atıyorlar ve 6’lı masanın PKK ile işbirliği içinde olduğu izlenimi yaratıyorlar..
Tekrar yazıyorum.. Her zaman, her yerde; “HDP= PKK” dır..
Değerli okuyucular…
Peki, ekranlarda ki bu siyasi tilkiler, bu sinsi söylemleri niye yapıyorlar?
Neden 6’lı masada “çatlak çıkarma” olgusu yaratıyorlar?
Tek bir nedeni var..
Şu an muhalif saflarında inanılmaz trendleri yakalayan ve tüm muhalefet bileşenlerinin lideri pozisyonun da ki Sayın Kemal Klıçdaroğlu’nun adaylığını “engellemek” için.
Peki, 6’lı masada çatlak var mı? Veya çıkar mı?
Asla ..
Şu da bir gerçek .. Sayın Kılıçdaroğlu’nun dışında herhangi bir isim Cumhurbaşkanı aday gösterilir ise, işte o seçim daha ilk turda kaybedilir..
Benim, siyasi analizlerim ve edindiğim izlenimler budur.
Elbette ki bu analizlerime demokrasi gereği katılmayanlar da olacaktır..
Bu Haber 161591 Defa Okunmuştur