Usya Gazeteci-Yazar Emin Çölaşan, yeni bir Hareket başlatan Muharrem İnce'nin yanlış yaptığını vurgulayarak, İnce'nin, CHP'yi yıpratmak için CHP içine sürülmüş bir truva atı görevini üstlendiğini yazdı

Muharrem İnce'nin, konuşurken "sanki Recep bey konuşuyordu" şeklinde konuşma uslubuna dikkat çeken Emin Çölaşan; 

"Bütün yandaş kanallar yayını kesmiş, Muharrem Bey'in sözlerini canlı olarak veriyordu.

Acaba ne değişmişti!

Yakın zamana kadar, 2018 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi dahil her fırsatta kendisine giydiren, en ağır sözlerle eleştiren bu yandaş kanallar nasıl olmuştu da böylesine hidayete ermişti!

Akıl alacak şey değildi" diyerek hayretini belirtti

Usta Yazar Çölaşan, SÖZCÜ Gazetesinde; bugün ki köşe yazısında Muhrrem İnce konusunda çok önemli işaretlerde bulundu..

İŞTE ÇÖLAŞAN'IN O YAZISI,

Sevgili okurlarım, Muharrem İnce'nin önceki gün beş yıldızlı bir otelde düzenlediği toplantıyı hep birlikte izledik.

İnanılmaz bir olaydı!..

Sanki Recep Bey konuşuyordu!

Bütün yandaş kanallar yayını kesmiş, Muharrem Bey'in sözlerini canlı olarak veriyordu.

Acaba ne değişmişti!

Yakın zamana kadar, 2018 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimi dahil her fırsatta kendisine giydiren, en ağır sözlerle eleştiren bu yandaş kanallar nasıl olmuştu da böylesine hidayete ermişti!

Akıl alacak şey değildi.

★★★

Nedeni belli…

Muharrem İnce CHP içinde mücadeleye girecek, partisini yıpratacak, bazı bildiklerini açıklayıp zor duruma düşürecekti.

Başka bir deyişle CHP'nin içine sürülmüş olan Truva atı görevini üstlenecek ve iktidar, AKP-MHP ortaklığı bu işten kârlı çıkacaktı.

İşte o yüzden bütün yandaşlar canlı yayına geçmişti!

Muharrem Bey artık onların elindeki en önemli kozlardan biri olmuştu…

Ondan medet umuyorlardı…

Ve aynı süreci bundan sonra da devam ettirecekleri kesin.

Umarım ki Muharrem Bey yandaşların bu planını bundan sonraki söz ve davranışlarıyla boşa çıkarmayı bilir.

Aksi takdirde bugünkü iktidara çalışmış olur.

★★★

Muharrem Bey söz konusu otel toplantısında bence muazzam bir gaf yaptı…

Sözleri mealen şöyle idi:

“2019 belediye seçimlerini CHP'ye kazandıran Kürtler oldu. Bazı illerde (HDP'yi kastederek) aday göstermediler ve CHP o sayede kazandı! Ama CHP onlara bir teşekkür bile etmedi!..”

İnsaf beyefendi insaf!

Bu sözleriyle her şeyden önce, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında inanılmaz bir ayrımcılık yaptığının acaba farkında mı?

Kürtler bu ülkeye uzaydan paraşütle mi indi?

Kimin nereye oy verdiğini siz nereden biliyorsunuz?

Bu mantıktan yola çıkarsak Türkler AKP'ye, Kürtler CHP'ye oy vermiş mi oluyor?

★★★

Kürt vatandaşlarımız şu veya bu partiye oy vermiş veya vermemiş olabilir.

Eğer bu mantıktan yola çıkarsak yakın gelecekte çeşitli partilerden şöyle sözler de duyabiliriz:

“Seçimi onlara Alevi oyları kazandırdı!..”

“Bizi yakan Sünni çoğunluk oldu!..”

“Nurculardan büyük destek aldık ama Nakşi oyları öbür partiye gitti!..”

“Türkler bize verdi, Kürtler onlara!..”

“Çerkez ve Türkmen oyları bize geldi, Gürcü ve Lâz oyları onlara!..”

Yani bir kez yol açılırsa bu gibi saçma sapan açıklamaların sonunu hiç kimse getiremez.

★★★

Muharrem İnce bence çok zamansız ve gereksiz bir çıkış yaptı…

Ve onu CHP'nin içine sokulmuş Truva atı olarak gören iktidar medyası (TRT dahil) bütün gücüyle ona açıkça destek verdi.

Aynı destek bundan sonra da sürüp gidecek.

★★★

Birkaç satır önce niçin gereksiz dediğime de kısaca değineyim…

Konuşmasında CHP'yi etkili bir biçimde yıpratacak herhangi bir şey yoktu…

Partisiyle fikir ayrılığına düşen herhangi bir CHP'li parti yöneticisi konuşsa, o kadar etkiyi kolaylıkla sağlardı…

Şimdi 4 Eylül günü hareketini toparlayıp Sivas'tan yola çıkacakmış.

Çıksın bakalım da, temeli çürük attı.

Biraz zor olacak ama Sivas sonrasında inşa etmeye soyunacağı binanın üst yapısını çok daha sağlam kurması gerekir.

★★★

Bu sözlerimi hiç kimse yanlış algılamasın lütfen…

CHP'nin eleştirecek tarafları yok mu?

Elbette var ama bunları böyle etkisiz bir biçimde sunmak, kendisine ciddi bir çekidüzen vermesi gereken CHP'ye yarar.

Muharrem Bey'in önceki gün yaptığı açıklamalar hem gereksiz, hem de etkisizdi…

Yandaş medyaya bile önümüzdeki günlerde de umut verecek düzeyde asla değildi…

Ve sonuçta, birkaç gün sonra unutulup gidecek.

Sonra ne zaman yine anımsanacak?..

4 Eylül'de Sivas'ta bir saman alevi daha izleyeceğiz, sonra o da unutulup gidecek.

Altyapı zayıf olunca üzerine inşa edilmek istenen bina da doğal olarak yıkılmaya mahkûm olacak.