GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Para ile gazetecilik- yazarlık olmaz akılla ve bilgi dağarcığının dolu olmasıyla olunur..
En önemlisi de; aklını ve ruhunu kiraya verenlerden hiç olmaz.
Şimdi 3 gündür sessizce izliyorum..
Birileri nara atıyor…”Van’da belediye başkanlığı seçimini kazanan DEM’li Abdullah Zeydan’ın siyasi hakları, son dakikada ki bazı oyunlarla gasp edildi” falan..
Niye boş beyinle nara atıyorlar? İkinci maaşlarla görevlendirmişlerde onun için.. görevlerini yerine getiryorlar..
Sormak, soruşturmak yok.. Araştırmak yok.. Bir de kendilerine Araştırmacı-Yazar unvanı ekliyorlar bu akıl fukaraları..
Değerli okuyucular..
Gelin olayların ve ihanetlerin gerçeğini okuyalım..
Peki bu Abdullah Zeydan kimdir ve neden yaslar gereği Belediye Başkanı veya kamu görevlisi olamaz?
Şimdi diyeceksiniz ki; “Ya kardeşim adam Yüksek Seçim Kuruluna, Memnu haklarının iadesi kararı dahil bütün evraklarını vermiş.. Madem ki kamu görevlisi olamıyor, niye devletin mahkemesi karar verdi ve YSK adaylığını kabul etti?”..
Doğrusunuz.. Amma işin içinde gaflet ve ihanet olunca, her şey kılıfına uydurulmuş ve birileri de uyutulmuş..
Peki, yasal ve siyasi gerçekler ne?
Değerli okuyucular…
Bu Abdullah Zeydan HDP’nin Hakkari eski Milletvekili idi..
O sırlarda; PKK'nın Kuzey Irak'taki kamplarının, TSK tarafından bombalanması, Yüksekova İlçesi'nde protesto ediliyordu..
Bu protesto eylemde konuşan HDP Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan, PKK'nın halk hareketi olduğunu belirterek şunları söylemişti;
"PKK, Türkiye'yi ve Ortadoğu'yu güller bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış barış ve halk hareketidir. Eğer PKK Türkiye'yi güller bahçesine çevirmek istemeseydi, PKK'nın öyle bir gücü var ki, sizi tükürüğüyle boğar.
Ateşle oynuyorsunuz, bu anlaşılmaz tekçi, zihniyetçi iktidar hırsından vazgeçin”..
Bunları kime diyor? Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Ordusuna…
Ve bu bölücü hain hakkında 'terör örgütüne yardım etme' ve 'terör örgütü propagandası yapma' suçlarından dava açıldı..
Yargılaması sonucu da; 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı..
Değerli okuyucular.. Şimdi dikkat edin..
Bu PKK’lı Abdullah Zeydan’a mahkumiyeti hangi mahkeme veriyor?
Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi..
İşe bakın.. 5. Ağır Ceza Mahkemesi; Terör suçundan mahkum ettiği Abdullah Zeydan’a, bu yerel seçim sürecinde “Memnu haklarını iade” kararı veriyor ve aday olma kapısını aralıyor..
Değerli okuyucular.. Yazı biraz uzun olacak ama bu tarihi gerçekleri yazmak milli görevdir..
Bakın .. Abdullah Zeydan mahkemede kıvırmıştı ve;
“Ben bu sözleri TSK’ya ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı değil de, DEAŞ’a hitaben söyledim” diye kendisini savunmuştu..
Ve Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında,
Bakın neye dikkat çekiyor?
“Abdullah Zeydan'ın ‘PKK sizi tükürüğünde boğar’ sözlerine ilişkin, Sanığın sözlerinin muhatabının DEAŞ terör örgütü değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Sanığın terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
PKK sizi tükürüğünde boğar' sözünün muhatabı Türkiye Cumhuriyeti’dir.
Yüksekova ilçesinde, 26 Temmuz 2015 tarihinde HDP ve DBP tarafından TSK'nın hava operasyonları ve ülke genelindeki gözaltılara tepki amacıyla bir toplantı organize edildiği görülmüş ve Abdullah Zeydan'ın kalabalığa hitaben,
"PKK'nın ve Kürt halkının gücünü kimse test etmeye kalkışmasın. PKK, Türkiye ve Orta Doğu'yu gül bahçesine çevirmek için ortaya çıkmış bir barış ve halk hareketidir.
PKK'nın öyle bir gücü var ki, sizi tükürüğüyle boğar" dediği belirtilen kararda, konuşmanın 'Terör örgütü propagandası yapmak' suçu olarak vasıflandırılmıştır..
Abdullah Zeydan suçlamayı kabul etmeyip ve bu sözleri DEAŞ için söylediğini beyan etmiş, her ne kadar sanık bu savunmada bulunmuş ise de; konuşmasının devamında
"Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerinde tecrit sürdüğü, medya savunma alanları bombalandığı sürece, Kürt halkı hem önderliğine hem hareketine sahip çıkıp, her yerde demokratik tepkilerini gençleriyle ve kadınlarıyla gün be gün yükseltecektir" demiştir.
Bu sözler gözetildiğinde, sanığın sözlerinin muhatabının DEAŞ terör örgütü değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Zira teröristbaşı Abdullah Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti bağımsız ve tarafsız mahkemelerince verilen hüküm gereğince cezaevinde cezasını infaz etmektedir.
Sanığın konuşmasında bölücü terör örgütü kamplarının bulunduğu bölgeleri, medya savunma alanı olarak nitelendirmesi, operasyonların Türkiye Cumhuriyeti tarafından yapılması ve bu operasyonlar devam ettiği sürece Kürt halkının sözde önderliğe sahip çıkacağını belirtmesi karşısında, sanığın savunmasına itibar edilmemiştir.
Sanığın PKK terör örgütünün cebir, şiddet içeren eylemlerine yüceltmek suretiyle, Türkiye Cumhuriyeti'ni gül bahçesine çevirebileceği veya tükürüğüyle boğabileceği şeklindeki sözleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik söylediği kabul edilmiştir"
Şimdi… Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin Zeydan’a verdiği mahkumiyet kararının suç vasfı gerekçesi bu iken; yani; Terör suçunu işlediği vurgulanmışken,
Bu yerel seçim sırasında aynı Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi; Terör suçundan mahkum ettiği Abdullah Zeydan’a memnu haklarının iadesi kararı vermiş…
Tabi ki mahkeme heyeti üyeleri mutlaka değişmiştir..
Ve Memnu hakları iadesi kararı götürülüp, Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) veriliyor..
Tabi bu evraklar anladığım kadarı ile YSK’da hukukçular tarafından incelenmediği için, “evraklar tamam” deniliyor ve Aday olmasına izin çıkıyor..
Peki, izlenen bu Hukuki işlemler doğru mu?
Asla… Ve Abdullah Zeydan asla kamu görevlisi olamaz.. İzin verilemez.. Memnu hakları iade kararı alsa bile seçilme hakkı olamaz..
NEDEN Mİ?
Değerli okuyucular..
Belediye Başkanı kamu görevlisidir, devletin memurudur..
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 48/5 maddesinde ; Yüz kızartıcı suçlar olarak da nitelenen memuriyete engel suçlar şöyle sırlanıyor..
-Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (TCK m.309 ila m.316 arasındaki tüm suçlar),
-İhaleye fesat karıştırma,
-Edimin ifasına fesat karıştırma,
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama,
-Kaçakçılık suçları…
Ve yine; 657 Sayılı Devlet memurları yasasının 98. Maddesi şu hükümler vurgulanıyor…
(A)-Bu kanun hükümlerine göre memurluktan çıkarılması.. (Yani diyor ki; Bu tür suçları işleyenler memurluk görevindeler ise derhal çıkarılması)
b) Memurluğa alınma şartlarından her hangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan her hangi birini kaybetmesi..
(YANİ DİYOR Kİ, İŞİ KALABALIĞA GETİRİP, KİTABINA UYDURULMUŞ İSE DE, SONRADAN BU GAYRİ YASAL İŞLEM ANLAŞILIR İSE HAKLARI GERİ ALINIR VE MEMURLUKTAN ÇEKİLİR..”
Evet Değerli okuyucular..
ANAYASA MAHKEMESİ’nin de bu konuda almış olduğu kararlı vardır..
AYM Kararlarında özetle şu neticeyi vurguluyor;
“Terör suçlarından memnu hakların iadesi kararı alanlar kamu görevlisi olamaz
Ayrıca kanun koyucunun 5237 sayılı Kanun'un 53. maddesinde hak yoksunluğu için belirlenen sürenin geçmiş veya affa uğramış olsalar bile devlet memuru olamayacaklarını düzenleyerek sayılan suçlardan mahkûm olanlar yönünden süresiz hak yoksunluğu öngördüğü söylenebilir”
Değerli okuyucular..
Bazı robotlar istediği kadar bağırsın..
Memnu Hakların İadesi Kararı alınsa bile 657 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (A) bendinin 5 numaralı değişikliklerinde, bazı Suçlar Nedeniyle Devlet Memuru olunamaz.
Tabi bu suçlar içinde Terör suçları da bulunmakta..
Ve Memnu Haklarının iadesi Kararı; mahkumiyet kararını ortadan kaldıran değil, yalnızca yasaklanmış bazı hakların iadesine yönelik bir karardır.
Hal böyle iken; kanun koyucu tarafından, “devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık” gibi suçlardan mahkumiyet hali, genel af hariç kesinleşmiş bir cezayı kaldıran, cezayı hafifleten veya daha hafif bir cezaya çeviren özel af halinde memuriyete alınma konusunda bir engel olarak belirlenmişken, özel affa göre daha dar kapsamlı olan ve mahkumiyet hükmünü ortadan kaldırmayan memnu hakların iadesi hali, memuriyete girmeye evleviyetle engel olacaktır..
ŞİMDİ… BÜTÜN BU YASAL GERÇEKLERE GÖRE;
PKK’lı, yani DEM’li Abdullah Zeydan, yaslara ve Yüksek Mahkemelerin vermiş olduğu kararla göre; Memnu Haklarını iade kararı alsa bile kamu görevlisi olamaz..
Nokta..
Şimdi gelelim… Seçime 5 dakika kala ihbarına..
Yani birisinin bu katakulli işleri öğrenip, yetkili kurumlara bildirmesi suç mu?
Milli görevini yerine getirmiş..
Şimdi diyeceksiniz ki; “Kardeşim, buna rağmen YSK Abdullah Zeydan’a belediye başkanı mazbatasını o zaman niye verdi?”
Şimdilik.. Bazı yasal boşlukların ve birilerinin konuyu istismar ederek ülkede kaoslar yaratmalarının önü kesilmek amacıyla, konu yasal süreçlere bırakılmıştır..
Ve ilk iş olarak ta Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK), PKK2lı Zeydan’a memnu hakları iade kararı veren Diyar bakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi üyeleri hakkında soruşturma başlatılmıştır..
Bu soruşturma, tahminime göre Yüksek seçim Kuruluna da sıçrayacaktır..
Çünkü; Memnu hakları iade kararı alınsa bile mahkumiyette suç vasfı “terör” ve “Anayasal düzene karşı işlenmiş” suçtur..
YSK bunu gözden kaçırmış…
Ve yazıyorum… Bu yasal soruşturmalar süreci sonucunda DEM’li Abdullah Zeydan’ın, Belediye Başkanlığı elinden mutlaka alınacaktır..
Çünkü, yasalar böyle emrediyor…
Bu Haber 42175 Defa Okunmuştur