Uşak Banaz’da faturasını ödemeyen bir abonenin elektriği, 4 Haziran 2012’de kesildi ve sayacı da mühürlendi. Vatandaş, elektrik dağıtım şirketince vurulan mührü kırarak tüketime devam etti. Kaçak elektrik kullanımını fark eden dağıtım şirketi, 1 Ağustos 2013’te tutanak tutarak durumu savcılığa bildirdi.
Soruşturma başlatan Banaz Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu vatandaşın “mühür bozma” suçundan cezalandırılması istemiyle dava açtı. Dava Banaz Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme 24 Haziran 2015’te sanığın mühür bozma suçundan 3000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşti.
Ancak vatandaşın denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlemesi üzerine mahkeme, Eylül 2017’de hükmün açıklanmasına, sanığın yeniden 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Adalet Bakanlığı, 'ihaleye dayalı olarak elektrik dağıtımı yapan ve kamu görevlisi statüsü bulunmayan özel şirket görevlilerince yapılacak mühürlemelerin ihlali durumunda ‘mühür bozma’ suçunun oluşamayacağını' belirterek, kararın bozulması yönünde başvuruda bulundu.
Bakanlığın istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen ihbarnamede, Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nce 2016’da alınan 2 ayrı karara atıf yapılarak, “Somut olayda özelleştirme uygulamaları neticesinde elektrik dağıtım ve satışının Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ’ye 1 Haziran 2010’da devredilmesi ve sanığın da mühür bozma eylemini 1 Ağustos 2013’te gerçekleştirmiş olması karşısında, sanığın üzerine atılı mühür bozma suçunun yasal unsurları oluşmamıştır” denildi.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, talebi yerinde bularak mahkûmiyet kararını kanun yararına bozdu.
Bu Haber 922622 Defa Okunmuştur