İstanbul Adliyesi'nde görevli terör ve örgütlü suçlara bakan ihtisas mahkemelerinin de aralarında bulunduğu 27 ağır ceza mahkemesi başkanının, verdiklerin kararların birçoğunun istinaf ceza dairelerince usul ve yasaya aykırı şekilde bozulduğu gerekçesiyle tutanak tuttuğu ortaya çıktı.
Son günlerde bazı davalarda ağır ceza mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri (istinaf) arasında ortaya çıkan uyuşmazlık, aslında istinafın verdiği ilk kararlarla başladı.
İstinafın kararlarından şikayetçi olan Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda görevli aralarında 15 Temmuz darbe girişimi, FETÖ, PKK, IŞİD, DHKP/C gibi pek çok terör davasına bakanların da bulunduğu 27 ağır ceza mahkemesi başkanı, verdikleri kararların bir kısmının istinaf ceza dairelerince bozulması üzerine 14 Aralık 2016'da toplanarak, taleplerini tutanak haline getirdiği ortaya çıktı.
Mahkeme başkanlarının düşüncelerinin yer aldığı 6 sayfalık tutanakta, 20 Temmuz 2016'da istinaf mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve görevine başladığı hatırlatıldı.
"GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA SINIRINDA"
Tutanakta, yerel mahkemelerin verdikleri kararların birçoğunun istinafça bozularak gönderildiği, bu bozma kararlarının azımsanmayacak bir kısmının usul ve yasaya aykırı hatta bazılarının görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu sınırlarına girecek şekilde olduğu belirtildi.
Bu nedenle İstanbul ağır ceza mahkemesi başkanlarının aralarında toplanarak çözüm yollarının bulunması amacıyla ilgili birimlere durumun bildirilmesi yönünde karar aldığı vurgulanan tutanakta, Anayasa Mahkemesi, mevzuatlar ve istinaf mahkemeleriyle ilgili Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) yer alan hükümlere atıfta bulunuldu.
"USUL VE YASAYA UYGUN DEĞİL"
Tutanakta, yerel mahkemelerce verilen ve istinaf ceza dairelerince bozulan bazı kararlara yer verilerek, eleştirilen bozma kararlarının usul ve yasaya uymadığı savunuldu.
İstinaf ceza dairesinin yetkisi ve görevi dahilindeki bir konuda, bu yetkiyi kullanmaktan sarfı nazar edip görev ve yetkisini ilk karar veren mahkemeye devredecek şekilde karar vermesinin de usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiği belirtilen tutanakta, ''Yargıtay'a direnme hakkının verilmesi istinaf mahkemesine direnme hakkının verilmemesinin gerçek amacı da budur. İstinaf mahkemesi itirazı haklı bulduğunda kendisi ilk kararı veren mahkemenin yerine geçerek karar verme yetkisine sahip olduğundan Yargıtay'daki bu yetkinin kullanılması hukuka aykırı olarak değerlendirilmiştir'' denildi.
CMK'NIN RUHUNA AYKIRI
Ağır ceza mahkemeleri dışında asliye ceza mahkemelerindeki hakimler ile yapılan şifahi görüşmelerde de benzer kararların verildiği konusunda bilgi sahibi olunduğu kaydedilen tutanakta, şu ifadelere yer verildi,
''Değerlendirmeler doğrultusunda, açıklanan nedenlerin bölge adliye mahkemelerinin kuruluş yasasına, yasanın çıkarılış amacına, CMK'nin lafzına ve ruhuna aykırı olduğu, bu durumun bir an önce giderilmesi gerektiği, giderilmemesi durumunda hukuk güvenliğini tehdit eder mahiyette olduğu değerlendirildiğinden bu aksaklıkların giderilmesi, böyle kararların verilmesinin engellenmesi, çözüm yollarının bulunması için durumun Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na, Adalet Bakanlığı'na, Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı'na bildirilmesine, bu şekilde verilen kararların ilgili ceza dairlerine iadesi karar verilmesi yönünde görüş birliğine varılarak, bu tutanak imza altına alınmıştır."
Tutanakta, 1'den 25'e kadar olan ağır ceza mahkemesi ile 1. ve 2. çocuk ağır ceza mahkemesi başkanlarının imzası bulunuyor.
Bu Haber 737026 Defa Okunmuştur