Çevre ve Şehircilik eski Bakanı AKP'li Erdoğan Bayraktar'ın "Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur" sözlerini değerlendiren CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Yürekli bir Cumhuriyet Savcısının harekete geçmesi için eski bir bakanın daha fazla ne söylemesi gerekiyor?" diye sordu.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak; Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur” sözlerini hatırlatan Öztrak,
“Şimdi bu itirafları, ‘ucu nereye giderse gitsin' diyerek suç duyurusu kabul edip, bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz. Yürekli bir Cumhuriyet Savcısının harekete geçmesi için eski bir bakanın daha fazla ne söylemesi gerekiyor?” diye sordu.
“BAZI HASTALIKLI KAFALAR…”
Atatürk’ün kurucusu olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, 30 Ağustos zafer haftasında Cuma hutbesinde Atatürk'ü anmamasına tepki gösteren Öztrak, şu ifadeleri kullandı:
* Büyük Taarruz'u büyük kılan sır, milli bilinç ve yüksek tevazuda saklıdır. Zaferin Başkumandanı, bu büyük zaferi ordusuna, milletine ve milletin bağımsızlık ve özgürlük düşüncesine ithaf etmiştir.
* Bu yüksek tevazu ve anlayışı kavrayamayan bazı hastalıklı kafalar, Başkumandanını anmadan, Başkumandanlık Zaferi'ni anabileceklerini zannetmişlerdir.
* Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yapılan bu aymazlığı, milletimizin değerlerinden bu kopuşu anlamak, mazur görmek mümkün değildir.
“ATA'SINI ANMAMA AYMAZLIĞINDAN VAZGEÇEMEDİ”
* Diyanet en son Cuma hutbesinde, Diyarbakır'ın İslam orduları tarafından fethini, kumandanıyla birlikte anmayı bilmiştir. Ama aynı hutbede Büyük Taarruz'u ve Sakarya'yı, bu zaferlerin Başkumandanının adıyla anmamıştır.
* Milletimizin yükselen tepkileri üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını, 30 Ağustos için yayınladığı bir mesajda lütfen geçirmiştir. Ama sayesinde özgürce ibadet edebildiğimiz camilerde, milletimizin aziz Ata'sının adını anmama aymazlığından vazgeçmemiştir.
“MİLLETİMİZ BU KAFAYA HAKKINI HELAL ETMEYECEKTİR”
* İlk başkanının Rıfat Börekçi gibi kahraman bir ilim insanı olduğu bir kurumda Börekçi'nin koltuğuna oturacaksın, milletin verdiği vergilerle maaşını alacaksın, gösterişli cübbeler giyeceksin, lüks makam arabalarına bineceksin, sonra da Atatürk'ün adının camilerde anılmaması için elinden geleni ardına koymayacaksın.
* Kuldan utanmıyorsunuz, bari Allah'tan korkunuz olsun. Kadirbilir milletimiz, camilerde Mustafa Kemal Atatürk'e bir Fatiha'yı çok gören bu kafaya hakkını helal etmez, etmeyecektir.
“DİNİ RANT VE SERVET DEVŞİRMEK İÇİN KULLANDILAR”
* Diyanet, milletimizin ortak değeri Atatürk ile uğraşıyor ama bu ülkede son 19 yılda yenen kul hakları için bir çift söz söyleyemiyor. Yalan, dolan, rüşvet arşa ulaşmış; gösterişli cübbelerin içindekiler buna tek bir laf edemiyor, ‘rüşvet almak, kul hakkı yemek haramdır' diyemiyor.
* Son 19 yılda bu ülkede eğitimden ekonomiye, kurumsal yapıdan dış politikaya kadar pek çok şeye zarar verildi ama en çok zararı kutsal dinimiz ve inancımız gördü.
* Peygamberimiz, ‘Din güzel ahlaktır' buyuruyor. Son 19 yıldır dinin içinden ahlakı çıkardılar. Dini, siyasi bir araca dönüştürdüler. Rant ve servet devşirmek için kullandılar. Bunun adına da sözde ‘dava' dediler.
“'DAVA'NIN YOLCULARI ARTIK İTİRAFÇI OLMAYA BAŞLADILAR”
17-25 Aralık soruşturması sırasında istifa eden Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur” sözlerini değerlendiren Öztrak, şöyle konuştu:
* Şimdi bu davanın yolcuları artık itirafçı olmaya başladılar. Çevre ve Şehircilik eski Bakanı, ‘17-25 Aralık tapeleri ve dosyamda ne varsa doğrudur' dedi. Bir televizyonda, ‘Ne yaptıysam Erdoğan'ın talimatıyla yaptım' diyerek istifasını açıklayan bu eski Bakan, görevini kötüye kullandığını da bir defa daha kabul etti.
* Yine AK Parti'nin kurucularından eski bir milletvekili, ‘AK Partililerin yüzde 90'ı yakında itirafçı olacak' dedi. Bu millet, bakan çocuklarının evlerinden çıkan kasaları unutmadı. Sıfırlanmakla bitmeyen dolarları, avroları unutmadı.
* Ayakkabı kutularında ele geçirilen rüşvet paralarına faiz işletip sonra da bu rüşveti faiziyle, alana iade edenleri de unutmadı. Bu olaylar Yüce Divan'da aklanmadı. Majestelerinin milletvekillerinin oylarıyla bu hesap yargıdan kaçırıldı.
“BU DOSYALAR MİLLETİN VİCDANINDA KAPANMADI”
* Şimdi Cumhurbaşkanı'nın Yüksek İstişare Kurulu üyesi, dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek de, ‘Bu dosyalar Yüce Divan'da görüşülmeliydi' diyor. Tüm bunlar hala milletin vicdanında karayan bir yaradır.
* Bu dosyalar milletin vicdanında kapanmamıştır. Şimdi bu itirafları, ‘ucu nereye giderse gitsin' diyerek suç duyurusu kabul edip bu bakanı ifadeye çağırabilecek bir Cumhuriyet Savcısı arıyoruz. Bulur muyuz bilmiyorum. Yaklaşan seçimlerden sonra yapacağımız ilk iş, devletin çökertilen adalet direğini, hızla ayağa kaldırmak olacak.
“MİLLETİN GERÇEK GÜNDEMİ GEÇİM”
Öztrak, seçim barajı tartışmalarına ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu:
* Cumhur İttifakı'nın getireceği seçim barajı yüzde 7 olsa ne olur, yüzde 5 olsa ne olur? Millet seçim barajını değil, sandığı bekliyor. Bir iktidar seçim yasalarıyla oynamaya başladıysa, siyaseten sonu gelmiştir.
* Bu, Cumhur İttifakı'nı baraj altında kalma korkusunun sardığını gösteren bir karardır. Milletin gerçek gündemi geçimdir. Yangın, sel felaketleri ve hükümetin buradaki yönetim beceriksizliği, milletin vicdanını yaralamıştır.
* Buharlaşan 128 milyar dolar ve bunun sonucunda başına gelenler, milletimizi derin sıkıntılara sokmuştur. Artık geçim için de seçimin bir an evvel yapılması ve bu yönetme kabiliyetini kaybetmiş kadroların iş başından gitmesi gerekmektedir.
“İPUÇLARI VAR”
Öztrak, “Erdoğan Bayraktar önce, ‘Tapelerdeki doğru' dedi. Bir gün sonra da ‘İçi boş işler' dedi. Siz bu açıklamalardaki fikir değiştirme durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
* Bu eski Bakanın açıklamalarında, aslında bunun nedenlerinin ipuçları var. Bu skandallar ilk patladığında Bayraktar bir televizyon programına çıkıp, istifa ettiğini açıklamıştı. ‘Soruşturma dosyasında yer alan imar planlarının büyük bir bölümü Erdoğan'ın talimatıyla yapıldı, ben istifa ediyorum ama Başbakan Erdoğan'ın da istifa etmesi gerekir' demişti.
* Geçen gün de çıktı kendi ifadesiyle o dönem ‘hırsızlar çuvalı'nın içine atılmasına içerleyerek, ‘Ben kendimi ayırmak istedim, gücüm yetmedi. Döverler beni, öldürürler beni. O kadar gücüm yok benim' dedi. Bu işin sırrı orada. Yürekli bir Cumhuriyet Savcısının harekete geçmesi için eski bir bakanın daha fazla ne söylemesi gerekiyor?”
Bu Haber 176955 Defa Okunmuştur