Uzun süredir Sosyal medyada Adli Tutuklu ve Hükümlülere şartlı AF veya ceza indirimi verilmesi konusunda mücadeler veren AF VE ÖZGÜR MÜCADELE GRUBU yöneticicileri, 14 ve 15 Kasım 2017 tarihlerinde TBMM’ne 7 kişilik grupla giderek, AK Parti, CHP ve MHP yönetici ve milletvekilleri görüşerek, 1 yıl öncesinden, Hükumet kanadından bazı yetkili ağızların dilendirdikleri “Şartlı AF” sözünün yerine getirlmesini isteyecekler.
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası yapılan Demokrasi nöbeti sırasında Melih Gökçek, FETÖ’cü hainlerin ceaevlerinde ki mahkumları isyan adına kullanacaklarını öğrendiklerini ve bu isyanı önlemek için de Adli mahkumlara AF çıkaracakları haberini gönderdiklerini söylemesinin ardından, eski AKP sözcüsü Yasin Aktay’ın da bu yönde Hükümetin çalışmaları olduğunu söylemiş, Trabzon AKP Milletvekili Cora ise şartlı ceza indirimi KHK suretini yayınlamıştı.
Grup yöneticileri AF ifadesinin dillendirilmesi ile adli tutuklu ve hükümlülerin 1 yılı aşkın süredir her gün Af veya ceza indirimi hayali ile beklenti içerisine girdikleri, bu sözün yerine getirilmemesi ile de tutuklu ve hükümlüler ile ailelerinin psikolojilerinde önemli bozukluklar meydana geldiklerini vurgulayarak, şartlı Affın biran önce çıkartılmasını isteyecekler..
Grup Başkanı OLACAK ATICI GÖRGÜLÜ yapacakları ziyaret ve içeriğini şöyle kaleme aldı..
14-15 Kasım 2017 günü AF VE ÖZGÜR MÜCADELE GRUBU yöneticisi ben OLCAY ATICI ve 6 arkadaşımız ile TBMM’ ne Milletvekillerinden randevu alarak Adlimahkumun sorunlarını dile getirecekler.
Adli mahkum ve ailesi olarak gündemde sürekli af söyleminin gezmesinden kaynaklı söylemler, mahkumlara ceza içinde ceza çektirilmesinden duydukları sıkıntılara değinerek adlimahkumu için cezaindirimi talebinde bulunacaklardır.
CMK’nun; 311/1-c maddesi derki: c) “Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise yeniden yargılanma yolu açılır”
Bundan da yola çıkarak adlimahkumun mağduriyetleri ve istekleri buda topladıgımız dılekçe 81 ılde toplanıyor
DİLEKÇEMİZ ŞÖYLE ;
İLGİLİ MAKAMA
Adalet Bakanlığının veri istatistiklerine göre, son yıllarda cezaevi kapasitelerinin çok üzerinde mahkûm barındırmaktadır. Dikkat edilmesi gereken bir gerçek var ki, şuan ki mevcut hükümlü ve tutukluların çoğu bir anlık öfke, dalgınlık, ihmal, ekonomik ve sosyal yokluk, çaresizlik ve cahillikleri nedeniyle ilk defa suç'a karışarak orantısız ağır ceza alan insanlardan oluşmaktadır.
Cezaevlerindeki bu doluluğunun nedenleri, adil olmayan yargı sistemi ve hatalı mahkeme uygulamalarıdır, şöyle ki:
a- Kamu davaları; Toplumun uzun süredir iyileştirilmesini beklediği Kamu davaları, birçok kez vicdanları sızlatmaktadır. Bununla ilgili birçok nahoş olayı her gün medyada görmekteyiz. Davacısı olmayan birçok olayda, Kamu adına yaşamları karartılmakta, Aile birliğini bozmaktadır. Özelliklede ilk kez Suç işleyenler mahkemelerce potansiyel suçlu görülerek ağır Cezalar verilmektedir. Kamu davalarının kaldırılması veya bu konuda iyileştirilmenin yapılması birçok aile ve bireyin yıkılmasını yok olmasını önleyecektir.
b- Hatalı mahkeme uygulamaları, Kararların istatistikî bir araştırması yapıldığında görüleceği, üzere suç işleyen kişileri aşağıdaki gibi sınıflandırmak mümkündür,
- Çaresizlikten suç'a yönlenenler,
- Ekonomik yokluk ve yoksulluk nedeniyle suç işleyenler,
- Baskı ve tehdit altında korkudan suç işleyenler,
- Kandırılarak suç işletilenler,
- Cahillik ve ihmal nedeniyle suça karışanlar ve
- Gayri meşru yaşama basın ve medya yoluyla özendirilerek suç'a yöneltilenler.
Bu açılımı daha da detaylandırıp raporlayabilecek uzman toplum bilimciler mutlaka vardır. Kısaca cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların yüzdesel olarak %80'i yukarıda belirttiğim sınıflandırmaya dâhildir.
c- T.C. Anayasası ilgili maddesince kanunlar önünde herkes eşittir hükmü mevcuttur. Ancak pratikte bu böyle uygulanmamaktadır.
(ÖRNEK-1) - Suç aynı - Suçun işleniş şekli aynı - elde edilen menfaat ve verilen zarar aynı Suç'u işleyen aynı kişi biri İstanbul Adliyesinde diğeri de Bakırköy Adliyesinde ağır cezada yargılanmış, her şey aynı olmasına rağmen mahkemenin biri 1 yıl ceza vermiş diğeri 4 yıl ceza vermiştir.
Nedeni ise her iki hâkiminin farklı kanaate vararak ceza vermesi, yani yargılananın kaderi kendi üzerinde kanaat kuran Yargıcın elinde olmasıdır. Peki, eşitlik nerede? standart nerede? Adalet bunun neresinde?
Yüz binlerce örnek dosyayı adliye arşivlerinde bulabiliriz. Adalet dağıtmakla görevli hâkim ve savcıların kişisel görüş ve kanaatlerine göre yapılan yargılamayla verilen sübjektif hükümler büyük bir adaletsizlik oluşturmaktadır. Gerçek suçluyla suçsuzu bir tutarak binlerce kişinin cezaevlerine doldurulmasına neden olmaktadır.
Bu durum mahkûm edilen kişilerin ailelerini de cezalandırmakta, ailelerinin parasız, işsiz ve korumasız, ortada kalmasına neden olmaktadır. Birçok ailenin dağılmasına, çocukların sahipsiz, sokaklara düşmesine, boşanmalara ve daha da kötü durumlara sebep olmaktadır.
d- Devlet, Ağır Ceza Kanunları ve Cezaevleri değil, Halkını Suç'a iten etken sebepleri ortadan kaldıracak sistemler ve tedbirler üretmeli, uygulamalıdır. Verilen cezaların çok uzun yıllar hapis cezası olması mahkûmların ıslah olmasından çok onların daha çok gerilemesine sebep olmaktadır. Hata yapan insanları uzun süre kilitlemekle hatasının olduğunu anlaması çok zordur. Bunun yerine verilen cezaların daha çok eğitime ve dine dayalı olması kişileri hem tekrar suç işlemeden uzaklaştıracak hem de topluma kazandıracaktır.
e- Ekonomik sıkıntıları gidermek uğruna eğitim ve öğrenimini ikinci planda tutan ve Manevi değerlerini yok sayan toplumlarda, Suç ve Suçlu oranının yüksek olması o devletin bir şekilde sorumluluğuna girmektedir. Çaresiz kalan toplumlar hata yapmaya müsaittir.
Bugün ki durumda hakkında dava açılmış kişiler ve halen Cezaevinde bulunan Mahkûm yakınlarının Sayısı 8 milyonu bulmaktadır. Ülkemiz nüfusunun %10'u küçümsenemeyecek bir rakamdır.
f- Cezaevleri kapasitelerin çok üstüne doludur. İnsanlar yerlerde, tuvalet önlerinde insanlık dışı bir halde yatmaktadır. Suç ayrımı kalmamış, birbirine karışmış durumdadır. Sağlıksız ve pis yaşam koşullarında her türlü bulaşıcı hastalığın hızla yayılması olası bir durumdur. Bu nedenle bir kişi Grip olduğu zaman anında koğuşunda bulunan 60 kişiye de bulaşmaktadır.
Ayrıca her hafta Ziyaretine gelen ailesine de bulaştırabilmektedir. Yetersiz sağlık hizmetleri nedeniyle tedavi mümkün olmamakta ve Mahkûmlar her geçen gün fiziki ve ruhsal açıdan daha kötüye gitmektedir. Bu insanların topluma kazandırılması gerekirken isyana itilmektedirler. Sağlıksız yaşam konuları ve aşırı doluluk nedeniyle ilaç giderleri aşırı yükselerek devlete ekonomik yük oluşturmaktadır.
Cezaevlerindeki aşırı doluluk nedeniyle Hastası, yaşlısı, uyuşturucu bağımlısı, Akıllısı, Delisi ayırım yapılmadan bir arada üst üste yatırılan mahkûmların durumu ne insan haklarına nede İslami bir devlete uygun düşmektedir. Yeni yapılmış birkaç cezaevinin dışında tüm cezaevlerinde Koşullar çok kötü durumdadır.
g-15 temmuz 2016 tarihinde ülkemizi bölmeye çalışan FETÖ örgütünün düzenlemiş olduğu hain saldırının faillerinin, adliyede kök salarak adlimahkum üzerinde vermiş oldukları kararlar yok hükmündedir.
Çünkü terörden yargılanan hakim ve savcıların vermiş olduğu kararları tanımıyoruz adlimahkum terörün yargısına değil Türkiyenin adaletine güveniyor bu düşüncedende yola çıkarak yeniden yargılanma talebi doğuyor üzerimizde, bunuda göz önünde bulundurarak adlimahkum hakkında verilecek olan iyileştirme bir nebzede olsa kaybedilmiş hakların iadesi niteliğinde olacaktır.
h- T.C. Devleti ve hükümetimiz bilhassa son yıllarda büyük bir âlicenaplık göstererek dünyanın her yanında ezilen, hor görülen mazlum insanlara elini uzatarak Onlara arka çıkarken, her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya caba gösterirken, kendi öz halkının ayrılmaz bir parçası olan, bir şekilde suçlu duruma düşmüş veya düşürülmüş kader mahkûmlarına el uzatması,
Onlarla birlikte sefalet çeken ailelerine ve çocuklarına sahip çıkması hem insani bir borç ve hem de büyük İslam dininin bize öğrettiği hoş görünün bir tecellisi olacaktır. Büyük T.C. devletimiz her zaman ve her yerde halkına iyisi kötüsü demeden, ayırım yapmadan kucak açan, kendi halkına da sahip çıkan bir yapıya ve ananeye sahiptir.
Türk toplumu son zamanlarda büyük bir beklenti içersinde olup, bir şekilde suçlu duruma düşmüş, binlerce mahkûmun ve ailelerinin mağduriyetlerinin giderilmesi için uygun bir Yasal Düzenlemeyle ikinci bir şans verilmesini dilemektedir.
Bu yasal düzenlemenin teröristleri, vatana ihanet edenleri, paralel yapı kuranları, pedofil kadın cinayetleri içine almamasını istiyoruz. Ayrıca has bel kader cezaevine düşmüş bu insanların arasında toplum ve ülke yararına faydalı olabilecek birçok yetenek deha ve zeki insanların ve iş adamlarının da olduğu göz önüne alındığında, işbu müspet düzenlemenin Türk Ekonomisine getireceği katma değerde nazarı dikkate alınmalıdır.
Bunun sonucunda da toplumsal barışa da büyük katkısı olacaktır. Gereğinin yapılmasını siz devlet büyüklerimizden istiyoruz.
Bu Haber 4232163 Defa Okunmuştur