Kırıkkale- Keskin kapalı Cezaevi'nde yatan Alaattin Çakıcı, Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğüne; UYAP kanalı ile gönderdiği dilekçede, kendisine sürekli kumpaslar kurulduğunu, raporlarının kaybedildiğini, insan ve hasta hakları kriterlerinin uygulanmadığını vurgulayarak, Bolu- Köroğlu Haztanesi'nin tüm yetkililerinden de şikayetçi olduğunu belirtti.
Çakıcı'nın, Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcısına hitapen yazdığı dilekçesin başında;
"Devlete olan saygımdan, size 'Sayın Genel Müdürüm ve Sayın Genel Müdür Yardımcım' diyorum" vrugusunu yapması ise dikkat çekti.
"Sayın Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Fatih Berivanlı; beni Hacılar F tipinden Tekirdağ’a, Tekirdağ’dan, Edirne’ye siz sürdünüz. 85 tane mahkûmu sevk ettikten sonra beni 250 tane PKK’lı ve 50 komünistin içine gönderdiniz. Orada yaşanan olayları biliyorsunuz ama benim için önemli değil" hatırlatması yapan Çakcı'nın mektubunun tam metni şöyle;
"Sayın Genel Müdürüm ve Genel Müdür Yardımcım, Mehmet Fatih Berivan'lı. Size Genel Müdürüm ve Genel Müdür yardımcım demem devlete saygımdandır.
Ömrümde hiç kimseye yalakalık yapmadım, size de yapmam.
Daha evvel Edirne cezaevinde bütün sağlık dosyalarım bir ay kaybolmuştu. Elimdeki dosyalarım birer kopyasını internete koyunca dosyalarımın tümünü cezaevi doktoruna teslim edildi.
Cezaevi doktoru 1 ay boyunca dosyalarımın kaybolduğunu, içinden bazı önemli evrakların alındığı konusunda Edirne 2. Sulh ceza mahkemesinde ifade verdim.
Bolu aile doktorunun 15 hastalığımı ve bunların içinden 7-8 tanesinin ölümcül hastalık olduğunu cezaevi kurumuna bildirdim rapor da avukatıma bilgi verilip avukat aracılığıyla ailesinin bilgilendirilmesi hususunda rapor tanzim etmiştir.
Cezaevi idaresinde Bolu cumhuriyet başsavcılığına aynı konu ile ilgili ıslak inazeti resmi yazıyla ekine ekliyorum.
Sayın müdürlerim, resmi evrakı idare kaybederek başı gecen doktor raporu ile ilgili cumhuriyet başsavcılığına nasıl yazı yazabilirler? Cezaevi aile doktorunun 17.02.2017' de yazmış olduğu bu yazıdan sonra cumhuriyet Başsavcılığını bilgilendirerek Bolu aban tıp fakültesinin kontrolden sonra Bolu Köroğlu hastanesinde bizzat fakülde doktorlar tarafından ölümcül bir ameliyat geçirdim. Daha sonra taburcu edildim.
Bolu F tipinin sizin de bildiği gibi 50 metre uzağındaki çimento fabrikası kimyasal toz salgılayarak 15 hastalığımdan biri olan KOAH hastalığımı tetikleyerek tekrar Köroğlu Devlet Hastanesine yatırıldım.
1. Yatırılışımda ve diğer hastalıklarımda beni ameliyat eden doktorlar göbek fıtığı kaynaklı bağırsak düğümlenmesine bağlı olarak 15×15 greft koyu dikmişlerdir. Hastalığım iyileşmiş durumunda kalan kanseri teşhisi konulduğundan kolonoskopi yapılması için KOAH hastalığımın normale girmesi ve ardından kötü huylu olduğu taktirde kolon kanserinden ameliyat olacağım raporlarımda sabittir.
Metezoru olarak Bolu F tipi cezaevine getirilmeden Keskin T tipi cezaevine hasta halimle getirildim. Sağlık durumum göz önünde bulundurulmamıştır. Rızam ve isteğim olmamıştır. Getiren askerlerden asla şikâyetçi değilim. Şikâyetçi olduğum kimseler hastalığımla ilgili olan Koroğlu Devlet hastanesinin bütün yetkileridir.
Rapor ve imzamı olmadan hangi gerekçelerle beni metazori oradan tahliye ettiler?
Sayın Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Fatih Berivanlı; beni Hacılar F tipinden Tekirdağ’a, Tekirdağ’dan, Edirne’ye siz sürdünüz. 85 tane mahkûmu sevk ettikten sonra beni 250 tane PKK’lı ve 50 komünistin içine gönderdiniz. Orada yaşanan olayları biliyorsunuz ama benim için önemli değil.
14 Temmuz günü beni Bolu cezaevine siz sürdünüz. 15 Temmuz sabahı Bolu cezaevine girdim 15 Temmuz öğleden sonra 85 tane mahkumu Türkiye’nin değişik yerlerine sevk ettiniz. İhtilal provası kontrol altına alındıktan sonra bütün adli mahkumları sevk ettiniz. 250 tane devlet düşmanının içinde adam gibi yattım biliyor musunuz?
Köroğlu devlet hastanesinden metazori çıkarılmamın yine sizin emrinizle olduğunu da biliyorum.
Keskin T tipi cezaevine her türlü kontrolümün cezaevi tarafından yapılmasından sonra koğuşuma konuldum. Yatmaya hazırlanırken cezaevi 1. Cezaevi müdürünün şoförü ve 2 ispiyoncusu odama geldi. Kamera kayıtlarında bellidir.
Bir müddet sonra İbrahim ve Mustafa isimli memurlar çıktı. 1. Müdür şoförü bana abi bizim için çok önemli FETÖ’cü müsün diye sorunca çıldırdım. 08.08.2017 tarihli 12 sayfalık yazımda o gün ki ve o günden sonra gelişen bütün olayları kamuoyuyla paylaşarak Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanlığının bilgilendirilmesini istedim.
Geldiğim zaman baş memurlukta 1. müdür Şükrü 2. müdür Halit ve 2. Müdürler başmüdürlükte oturuyorlardı kamera kayıtlarında sabittir. İlk olay patlayınca 1. Müdür ve diğer müdürler kontrol odasında olayı seyrettiler, müdahale etmediler. Olay gecesi tutanak tutuluyor.
1. Müdür Şükrü olayı kapatmak için 2. Müdür Halit kapatmak için olayı kapatmak için tutanağı tutan şahsa baskı uygulamıştır. Tutanağı tutan memur görevini yapmıştır. Tutanağı işleme koymayan müdürler yasal suç işlemişlerdir. Şu ana kadar hala ifadem alınmamıştır. 18.08.2017 ye kadar tamamen ört bas etilmiş benim ne sözlü nede yazılı ifademe başvurulmamıştır.
Sayın Genel Müdürüm ve Sayın müdür yardımcım, 777000 km’lik vatan sathının her yerine ya yüksek düzeyli güvenlik görevleriyle ya da şahsımıza verilmiş özel güvenlik görevleriyle gidiyor musunuz?
Bu aziz vatanın her zerresine bu kadar hastalığım olmasına rağmen hastalıklarımı bahane etmeden müfettiş tarafından ifademin alınım Türkiye’min kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı bu alan içerisindeki hangi yere gönderirseniz benim için şereftir.
Sayın Genel Müdürüm ve Sayın Genel Müdür Yardımcım, sizin kutsal olduğunu bildiğim için Türkiye’nin her yerinden olmayan kirli bilgi akışı olabilir. Size bildirilen bilgilerin bazı mutlaka doğru olduğu gibi bazılarının da kirli bilgi olabileceğini lütfen araştırınınız.
Bu 5 satırlık yazımda sakın size yalakalık yaptığımı lütfen düşünmeyiniz, dünyada ve ahirette yalnızca Allah'a karşı sorumluluk hissediyorum. Her ikinize de saygılarımı arz ederim"
- EKLER
Ek 1 Bolu cumhuriyet başsavcılığına kurum müdürü Salim Özcan tarafından gönderilen 17.02.2007 tarihli yazı dosyamdan kaybolan kurum aile hekiminin sağlık dosyasına tetkikten sonra düzenlenmiş olduğu raporun ekte sunulmuş olduğu ifade ediliyor. Aynı yazının alt paragrafında Adalet bakanlığına bilgi verilmesi istenmektedir.
Sağlık durumuna ilişkin doktor tarafından düzenlenen rapor doğrultusunda ortaya çıkacak üzücü bir durumun yaşanmaması için aile hekiminin bilgisi doğrultusunda avukatıma bilgi verilmiştir.
Hiç bir aile hekimi doktoru mahkumun avukatına bilgi veremez raporu hazırlar kuruma verir. Kurum müdürü mahkumun avukatına bilgi verir. Burada 1300 fetocü yatıyor. 400 de mahkum yatıyor. Sayın Genel Müdürüm, kurum doktoru 1700 mahkumun avukatına bilgi verebilirler mi? Kurum doktorunun işi hastaya sadece hastaysa 10 günlük istirahat raporu verebilir. Hastalığı devam ederse kontrollü olarak cezaevi müdürüne bilgi verilmek kaydıyla raporu uzatabilir.
Fakat ölümcül hasta olursa raporu tanzim edip avukatı aracığıyla ailesine bilgi verilmesini kurum müdürünü bilgilendirebilir. Hiç bir doktor şifahen ölümcül bir konuda bilgi veremez.
Bu Haber 4239046 Defa Okunmuştur