AYTEN SOYSAL yazdı
Ankara’da büyümüş ve yaşayan biri olarak bu günlerde büyük endişe içindeyim.
Başkent denildiğinde aklımıza; kurallara daha uyulan, siyasetin merkezi, eğitimde ve sağlıkta önde olduğu örnek bir memur şehri gelirdi.
Maalesef son haftalarda içinde bulunduğumuz pandemi günlerinden dolayı, en çok vaka artışının olduğu hatta kontrol altına alınamayan bir şehir durumundayız.
Hal böyle olunca, bizim daha bilinçli olan, kurallara uyan ve başkente yaşayan insanlarımıza ne oldu?
Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca, nezaketini ve duruşunu bozmasa da son basın açıklamasında ki yüz ifadesinden endişesi ve üzüntüsü hissediliyordu.
Sürecin hiç ummadığı kadar ciddi hale gelmesi , bilim kurulu ve kendisinin tavsiyeleriningöz ardı edilmesi, sürecin ilk başından daha kötü tabloya dönmesi gerçekten Sağlık Bakanını oldukça zorda bırakmaktadır.
Sağlık çalışanlarımızın aylarca canı pahasına yaptığı fedakarlığa yazık değil mi?
Biz; 1-2 saat takmağa zorlandığımız maskeden şikayet ederken,
Onların saatlerce içinde kaldığı o uzaylı gibi girdiği kıyafetlerden, kiminin sırtı pişiyor, kiminin yüzü şişiyor, hergün kan- ter içinde çalışıyorlar.
Adeta her gün televizyonlarda öyle olaylar görüyoruz ki, gülsek mi? Ağlasak mı? Bilemiyoruz..
Mesela;
*Yolda bulduğu maskeyi kendine takan amcayı,
*Çok öksürdüğü için acile başvurduğunda size test yapmamız gerekiyor denilince, teste gerek yok ben pozitif çıkmıştım diyen yengeyi
*Bakkalının girişine bir adet maske takan ve maskesiz içeri gelen herkese aynı maskeyi taktıran bakkal amcayı
*Tomografi yatağı çamaşır suyu ile silindiği için kıyafeti beyazlaşan ve bölüm doktorlarını bakanlığa şikayet eden amcayı
*Kendine yazılan clexane iğneyi doktor bana corona aşısı verdi diye tüm ailesiyle birlikte kullanan dedeyi
* Pozitif vaka olduğu halde, kızının düğününe kimse gelmez diye durumu saklayan ve düğündeki herkese virüsü bulaştıran teyzeyi,
* Düğünde müzik yapan ve “oynamayan corona olsun” diyen çalgıcıyı,
Ve inanın üzerimize büyük bir kul hakkı biniyor.. Daha ne deyim?
Ha şurası da var ki, Sayın Recep Tayyip Erdoğan Giresun’da ki o gündem de çok konuşulan görüntülerinden sonra, umursamayanları iyice etkilemiş olabilir.
Her akşam heyecan ve ümitle saat 20.00’de açıklanan gün tabloyu bekliyoruz.
Bugün başka bir konuya değinmek gelmedi içimden.
Ülkemizin yöneticilerinden biran önce en etkili çözümlerin alınmasını işitiyoruz. Duyarsız insanları ve çözümün parçası olmayanları anlayamadığım için,
Ataol Behramoğlu’nun o çok sevdiğim “ Öğrendim ki” şiirinden bir kısmını sizler le paylaşmak istedim.
Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil,
O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar
Bir şey yapılması gerektiğinde
Yapılması gerekeni
Şartlar ne olursa olsun yapanlar
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
İnsanların, insanlara, insanlığı insanlıktır..Kalın sağlıcakla..
Bu Haber 554780 Defa Okunmuştur