GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Ben sağlam İdeolojik duruşu olan insanları da, yayın organlarını severim..
Fikirleri yanlışta olsa, ideolojisini bazı menfaatler uğruna kırmaz ve satmaz..
Ben 12 Eylül 1980 Askeri darbesinde 150 kadar Solcu ile Mamak Askeri Cezaevi D1 Koğuşunda yattım..
TÖBDER’liler vardı, DEV-YOL ve DEV-SOL’un sözde askeri kanat sorumluları vardı..
Tabi o zaman Solculukları ile meşhur olan Aydınlık Gazetesinin sahibi Mao’cu Komünist Doğu Perinçek ve birlikte yargılandıkları Oral Çalışlar, Gün Zileli, Mustafa Kemal Çamkıran’da vardı..
Uzun süre Askeri mahkemelerde yargılandıktan sonra tahliye olduk.. Kimimiz Beraat ettik, kimimiz hapis cezaları aldık..
Sonra ki yaşam sürecimizde inanın çok, çok ağır yaşam şartları ile karşı karşıya kaldık ve halen de zor yaşam şartları altında yaşamımızı sürdürüyoruz..
Ben o zaman da; Ülkücü yapıya sahip, Türk Milliyetçisiydim, şimdi de.
Fakat o zamanlarda Mamak Askeri cezaevinde aynı koğuş ve diğer yan koğuşlarda tanıştığımız meşhur Solcuların çoğu inanın hoca oldu, camilerden çıkmaz oldular….
Tabi bizim Ülkücülerden de sağa-sola savrulanlarda oldular..
Kıvırdılar ama bizim gibi yoksul kalmadılar..
Mesela; o hızlı Mao’cu Komünist Doğu Perinçek nerede, birlikte yargılandığı cürüm-ü Oral Çalışlar nerede?
Şimdi bunları niye yazdım Değerli okuyucular?
İşte o zamanlar ve 12 Eylül darbesi sonrası Türkiye’de tek bir Sol gazete vardı..
Cumhuriyet.. Sevmezdim.. Hatta onların benim aleyhimde yaptıkları çamur haberler yüzünden 2 yıl yattım.. Ve Beraat ettim..
Sevmiyordum ama duruşu olan bir Sol gazete idi.. O zamanlar..
Gariban Solcular bile simit paralarını katkı olsun diye verip Cumhuriyet Gazetesi alırlardı..
Şimdi nerede o duygular?.. Peki, neden kayboldu?
O meşhur Sol gazete Cumhuriyet’e ne oldu? Neden orada- burada kıvırmaya başladı?
Eskiden “irticacı” diye lanse ettikleri gruplarla neden ballı- börekli oldular?
Ve en önemlisi.. Yakın zamanlarda atanan bir Ankara temsilcisinin, gazete içinde ki iç çatışmaları iyi niyetli şekilde ortaya döktüğü itirafları..
Bir zamanlar “irticanın başı” dedikleri Fetullah Gülen ile FETÖ oluşundan sonra birlikte hareket etmeleri..
Ve yine eli kanlı “Kürt maskeli” PKK’nın açıkça yayın organı haline gelmesi ..
Harbi duruşu olan Solcuları da çok kızdırdı.. Cumhuriyet gazetesi almaz oldular ve gazetede satılmaz oldu..
Maddi krizler çıktı.. İç çatışma başlamıştı ki, FETÖ amcaları yetişti.. Paralar akıttı, bunlar dirildiler..
Halende öyleler..
Ama gelin görün ki bu kıvırdaklar mahsusen “FETÖ masalı” içerikli haberler yaparak, dikkatleri üzerlerinden dağıtmaya çalışıyorlar..
Haberleriyle FETÖ çamurları atıyorlar.. Peki; kime atıyorlar?
İnanın; FETÖ’cü olmayanlara ve FETÖ’nün yıpratmak adına işaret ettiği isim ve kuruluşlara veya cemaatin terör örgütü olduğunu gördükten sonra onları terk edip, onlarla mücadele eden isim ve kuruluşlara..
Ben bu kıvırdak Gazeteye yıllar önce bir isim takmıştım..
“Adı Cumhuriyet ama içi dolu ihanet”…
Halende öyle.. Solcularda artık bu medya travestilerinin kim olduklarını iyice öğrendiler..
Şimdi bu kıvırdak Gazete.. Geçen günü güya FETÖ’cü olmayan bir eski ATO Başkanının itiraflarını yazdılar.
Çamur atma hedefinde kim vardı?
Tabi ki Melih Gökçek..
Güya itiraf eden Ankara Ticaret Odası başkanı Salih Bezci..
Cumhuriyet yazıyor… “Melih Gökçek’i bitirecek bomba itiraflar”…
Eski ATO başkanı adam güya demiş ki; “Ben, FETÖ ile Melih Gökçek’in tehditleri sonucu bir kere görüştüm, ABD’ye gittim.. Gökçek ATO seçimlerinde FETÖ yanlısı isimleri yönetime almam için tehdit etti”.. Falan… Filan..
Ve ertesi gün… Cumhuriyet gazetesinde aynı adamla ilgili manşet.. Ama bu kez o itirafçı dedikleri, Gökçek’in tehdit ettiği diye lanse etikleri Salih Bezci’nin, FETÖ ile olağanüstü ilişkiler içinde olduklarını belirterek, başlığı da şöyle attılar;
“Eski ATO Başkanı Salih Bezci’nin FETÖ ile akçeli işleri”..
Cumhuriyetin bir gün önce “Melih Göçek’in tehdidi ile bir kez görüşmek zorunda kaldım” diye yazdığı bu Salih Bezci, en az 100 FETÖ’cü ile para transferleri yapmış…
Anladığım kadarı ile devletin bir servisinden Salih Bezci’nin, Terörle Mücadele Şubesinde verdiği ifade sureti gelmiş bunlara..
Paralar gırla gidip, geliyor.. Tabi, “bu paraları Melih Gökçek’in tehditleri ile alıp, cebe indirdim” demiyor…
Yani Cumhuriyet gazetesi bir gün önce yazdığı çamur haberini, ertesi gün yaptığı bu haber ile farkında olmadan kendisini tekzip etmiş, yalanlamış oldu..
Ve bu yolunu şaşırmış kıvırdak Gazete durmuyor..
Bu kez ertesi gün de salladıkları çamur haberi sanki doğru imiş gibi, o çamur haber üzerinden Mansur Yavaş yalakası olan Ankara Ticaret Odası Başkan Yardımcısı ve Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz’ı konuşturuyorlar..
Bu densiz başkan da hem Savcı, hem de Hakim kesilip diyor ki;
“Yahu, Salih Bezci’nin ititraflarının yüzde biri dahai doğru olsa, devlet Melih Gökçek’in yurtdışına çıkışını yasaklamalı ve servetine el koymalı”.. Falan.. Filan ahkamları..
Olur, emrin olur… Densiz başkan.. Sen merak etme Savıcılar da, hakimler de senin mesajını aldılar, Melih Gökçek’in servetine el koydular ve yurtdışına da çıkışını yasakladılar..
Yahu sen hangi zeka ile bu başkanlıkları yapıyorsun? Seni öttüren Cumhuriyet gazetesinin bir gün önce ki Salih Bezci ve FETÖ ile aralarında ki sınırsız akçeli işler haberini okumadın mı?
Haa bu cahil ve densiz ATO Başkan yardımcısı niye Gökçek’i hedef alarak sallıyor?
Ve hem savcı, hem de Hakim olup, yargılama yapan bu densiz başkan kim?
Kendisinin orada, burada söylediğine göre; Mansur Yavaş başkanı ile AKP hükümeti arasını düzeltmek için çaba gösteren arabulucu imiş…
Eee bu görevi üstlenen zat, tabi ki Melih Gökçek’e, Mansur Yavaş’a yalakalık adına saldırıp, ahkamlar kesecek..
Haddini bil densiz başkan, haddini…
Bu Haber 466109 Defa Okunmuştur