GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Davam eden Mahkemelerimizden; geçen Perşembe günü Van 5. Asliye Ceza Mahkemesinde duruşmam vardı..
Konusu; Van F Tipi Kapalı cezaevinde bir hükümlünün cep telefonu getirtmesi için bir görevliye büyük miktarda para vermesi ve getirttiği telefonla aynı günü Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a hitaben video çekip, göndermesi..
Ve bu skandal işlemin aynı anda da Haber Sitemize bildirilmesi sonucu yazdığımız Analiz Haber..
Tabi mahkum telefon getirtmek için parayı hangi görevliye verdiğini belirtiyor..
Biz de mahkûmun ifadesini, videosunun içeriğini yazınca, adı geçen 2. Müdür bana “kişilik haklarına saldırı ve hakaret, tehdit” davası açmıştı.. Hatta hakkımda aranma kararı bile çıkarttılar..
Haberim olunca gidip Ankara Adliyesi yakalama bürosuna teslim olmuş, Soruşturma sırasında Van’da ki Savcı koordinesi ile Ankara Savcılığından görüntülü ifade vermiştim..
Mahkum tarafından çekilen videonun bana nasıl ulaştırıldığından tutunda, hükümlü Burak Döner’in yakınları ile yakınlık derecemin ölçüsü bile soruldu…
2. Müdürü; “akıllı ol, aklını alırım müdür” şeklinde tehdit ettiğim veya hükümlünün bu tür ifadelerini haber yaptığım konusu görüntülü ifade sırasında hiç sorulmadı..
Ve zaten böyle bir tehdit yazım olmadı, olamaz da..
Sadece; Cezaevine telefon sokulması işleminde; hükümlü Burak Döner ile 2. Müdür arasında ki gelişen para ve telefon getirme, video çekme trafiği soruldu..
Fakat Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmiş olan, hakkımda düzenlenen iddianameye baktığımda şok oldum..
İddianamede; para karşılığı Cezaevine telefon getirme işleminden ve mahkûmun cezaevinden çekip, Adalet bakanına gönderdiği videodan hiç bahsedilmiyor sadece bana atılan suç isnadında;
“Cezaevi ikinci müdürünü; tehdit ettiğim” yazıyordu..
Tabi bu skandala; Ergenekon Avukatı Yusuf Erikel’in yönettiği Erikel Hukuk Bürosu kanalı ile müdahale edip, davanın seyrinin değiştirmek adına duruşmanın başka bir güne atılması talebinde bulunduk.. Mahkeme mazeretimizi kabul etti.. Galiba bu duruşmada dananın kuyruğu kopacak..
Tabi bu arada öğreniyoruz ki, adı geçen cezaevi görevlisi görevden uzaklaştırılmış ve her ne hikmetse Cezaevine telefon sokma işleminden hala sonuç yok..
Galiba.. Hükümlüye; 3 harfliler dışarıdan telefon getirdi..
Aha da o skandal olayın en büyük ispatı olan, hükümlünün Cezaevi’nden Adalet Bakanına hitaben çekip gönderdiği o videonun linki.. Tıklayıp izleyin… Şok olacaksınız…
Değerli okuyucular..
Çok stresli, yoğun haftalar geçirdiğim için burnumdan 3 gün önemli oranlarda kan aktı.. Tuttuğum 4 günlük orucu da bozmak zorunda kaldım…
Ve doktor arkadaş… “Abi çık biraz dışarda gez, dolaş, sohbet et, konuları kafandan atarsın, rahatlarsın” önerisinde bulundu..
Tabi ben de bu öneriye uyup, dün Ankara’nın birçok yerini, mekânlarını ve birçok siyasiyi ziyaret edip, sohbetler ettim.
Ve tabi ziyaretler, sohbetler boş yere yapılmadı… Analiz habere dönüştürdüm..
Nerelere uğradım?
Marketler, manavlar, tanıdık lokantalar, Türküevleri, çiçekçiler ve bazı siyasilere…
Ziyaret ettiğim siyasilerin yüzde 98’i tanıdığım ve samimi olduğum CHP’lilerdi..
Kimselerin Oruç tutup, tutmadığı beni asla ilgilendirmez ve haddim de değildir.. Sorgulamam… Suçlamam… Yargılayacak olan tek yüce makam bellidir..
Ve Ankara’da ki CHP’lilerle; Ramazan ayının gelişi sırasında bazı rakı masaları ile paylaşımlar yapıp, “Ramazan’ı rakı soforası ile karşılıyoruz” mesajları veren CHP yöneticilerini de konuştuk…
Hepsi bu dangalaklara çok kızgınlar ve bağlı bulundukları İl teşkilatları ile Genel Merkezin derhal bu soytarı kafaları partiden ihraç edip, atmalarını istiyorlar..
Haklılar.. Bu hem inançla alay etme, hem de; CHP içine atılan nifak bombaları idi..
İçersen iç kardeşim… Oruç tutmazsan tutma.. Ama özellikle “Ramazan’ı rakı masası ile karşılıyoruz” diye sosyal medyalarda fotoğraflar paylaşırsanız, işte burada duracaksınız ve herkesin sizin bu puştluğunuza tepki gösterme hakkı doğacaktır…
CHP’lilerle yaptığım sohbetlerde en dikkat çeki yön ise şu idi, daha önceleri Mansur Yavaş’ı eleştiren haber ve yazılar yazdığımda bana çok ağır şekilde sitem edenler oluyordu.. Hatta birçok samimi olduğum CHP’liler benimle, Haber Sitemizle olan ilişkilerini tamamen kestiler..
Lakin… Menajer Ümit Özdağ’ın, Mansur Yavaş’a, “bizim cumhurbaşkanı adayımızsın, seni göreve davet ediyoruz” şeklinde yaptığı çağrılar üzerine günlerce suskun kalan ve bir hafta sonra genel merkezleri ziyaretinden sonra konuşmaya başlayan Mansur Yavaş ile ilgili yazdığım yorumlu yazılarım sonucunda bana sitem etmedikleri gibi, önemli bir kısmı Mansur Yavaş üzerine artık “X” işaretini koyulduklarını açıkça belirtiyorlar..
Ve bu çağrıya; bazı kamuoyu zorlamaları sonucunda Mansur Yavaş’ın olumsuz cevaplar vermesinden hala çok şüpheler duyan önemli CHP’li isimler var…
“Bekliyoruz, bu çağrı işinin altından bir çapanoğlunun çıkacağını zannediyoruz” diyorlar..
Tabi ki Mansur Yavaş’ın her alana getirdiği zamları da konuştuk… Hükümetin getirmiş olduğu zamlardan etkilenme sonucunda suya, ulaşıma zamların yapılmasına katılan CHP’li çok az ve
“Böyle sosyal belediyecilik anlayışı olmaz.. Belediye şirketleri niçin kurulmuş? Birisi, birsinin zararını karşılasın diye.. Ama bakıyoruz Mansur başkan, şirketlerin hepsini iflas ettirmiş.. Şuan da övündüğü tek şey.. Sosyal yardımları göndermek, bakkal borçlarını ödemek.. Başka bir savunacağımız icraatı yok… Yanlış aday tespitinin, doğurduğu olumsuz sonuçlar… Şimdilik katlanmak ve susmak zorundayız” diyenler çoğunlukta..
Tabi ki her şeyin fahiş fiyatlarla satılmasını… Vatandaşların artık alım gücünün son noktaya gelmesini de konuştuk…
İpin ucu kaçmış… Kaçan ipin ucunu yakalamak ve düzeltmek çok, çok zor görünüyor..
Yeme, içme mekânları… Lokantalar, kafeler, Türküevleri, Sanat lokalleri belki birkaç müşteri gelir diye açmak zorunda hissediyorlar kendilerini..
Ankara- Kızılay’da ki Barlar sokağında ki mekânlar iflas etmiş durumdalar… Belediye başkanlarının yaptıkları 500 lira destek yardımları ile ne olacak?
Sanatçılar artık yevmiye ile değil, bahşiş alma umudu ile sahneye çıkıyorlar… Çünkü Türküevini çalıştıran esnafın sanatçıya verecek parası olmuyor…
Değerli okuyucular…
Düşünün bir karpuz 200 liraya geliyor… 4 parçaya bölünüp, satılıyor… Çeyrek parçası 50 lirayı buluyor..
10 liraya, 15 liraya aldığımız biber şimdi 50 lira.. 4 liraya aldığımız patates şimdi 12 lira… 1,5 liraya aldığımız maydanoz şimdi 6,5 lira… Et ve tavuk fiyatları zaten her hafta değişiyor ve uçuyor…
Ve bizim Ordulu Ülkücülerden olan arkadaşın lokantasına gittim.. Bir çorba, bir kuru fasulye ve pilavı 60 liraya veriyorlar ve zarar ettiklerini söylüyorlar..
Değerli okuyucular..
Haller böyle iken peki, Hükumet kanadında neler var?
AK Parti Genel Merkezi yöneticileri neler yapıyorlar?
Zamlardan, hayat pahalılığından sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ mı sorumlu?
Tabi ki hayır.. Bakanlıklar niye kurulmuş? Bakanlar neden atanmış?
Sahalarında yenilikler getirmek, üretimleri fazlalaştırmak, üreticilere destek vermek ve tabi ki vatandaşlara ucuz sebze, gıda ve et satışları sunma işlemlerini hızlıca gerçekleştirmek…
Bu işleri yapan bakan var mı şimdi? Yok…
Hepsi en ufak bir işlem yapsa hemen çıkıp ekranlarda şöyle cümle kuruyor;
“Sayın cumhurbaşkanımızın talimatları ile şunu yaptık, bunu yapacağız” falan
Yahu kardeşim… Sen mademki atandığın bakanlığın işlevini yerine getirmek için sadece Cumhurbaşkanından işaret ve talimat bekleyecektin de niye o bakanlığa atandın?
Değerli okuyucular…
Yazımın başlığında işte bunun için, “AK Partide ki ‘Mansur Yavaş’lar” cümlesini kurdum..
Adamlar… Mansur Yavaş gibi icraat sergilemiyorlar, sadece laflarla, cumhurbaşkanına övgü yalakalıkları ile algılar yaratıp, “cek, cak” savuruyorlar....
Bakın bu gün Hükumeti de, ülkeyi de zora sokan ilk 3 bakanlık var..
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı…
Aylardır sıkıntılar ve sebepleri ortada iken tek bir çare üreten bakan oldu mu? Yok..
AK Parti Genel Merkez yöneticileri… Orda sessizce oturuyorlar.. Yani sıkıntıların çözümü adına tek birisi öneriler sunmuyor…
Daha önce ki Tarım bakanı ne diyordu? “dünyada tarımda bir numarayız”…
Ne yaptı? Sürekli her şeyde ithal yaptı…
Üretici yalnız bırakıldı, fiyat tacirlerine engel olunamadı..
Bu gün eğer Tarım ülkesi Türkiye’de karpuzun tanesi 200 lira ise; bunun baş sorumlusu geçmişteki tarım bakanı ve şuan ki tarım bakanıdır…
Sizler üreticinin daha çok üretmesi ve vatandaşa ucuz sebze ve et ulaştırabilecek öneri paketleri hazırladınız da, Cumhurbaşkanı mı kabul etmedi?
Sanki Cumhurbaşkanı mı; ET ve Süt Kurumu genel müdürüne,
“Kuyruklar çok uzadı, kuyrukları kesmek için hemen yüzde 48 zam yap” mı dedi?
Maliye Bakanı… İnanın artık ciddiyetsizlik ve veresiye vaatler vatandaşları çileden çıkardı…
Enflasyonu; Erdoğan’ mı indirecek kardeşim? Ne yapacaksan acilen yap, yapamıyorsan bırak o koltuğu… Çünkü fatura her gün çok ağırlaşıyor…
Ticaret bakanları… Orta halli ve küçük esnafı tamamen unuttular… Kamu bankları bugün orta halli esnafa 20- 25 bin lirayı veremiyor..
Üretim yok, öneri yok… Ama “Sayın cumhurbaşkanımızın talimatı” ile sözlerine başlayanlar çok…
Değerli okuyucular… Bakın, birilerinin siyaset dışında gördüğü Sayın Melih Gökçek, geçen haftalarda hayat pahalılığının önüne geçilmesi, kurnazca oyunlarla fahiş fiyatlarla satış yapmaların oyunlarının bozulması ve özellikle vatandaşın, ucuz sebze, gıda, et alabilmesi için iki ayrı öneri paketini kamuoyuna sundu…
Ve içi dolu olan, sonuca varılacak öneri paketleri idi..
Ne oldu? Melih Gökçek’i her gün eleştiren medya bile bu önerileri yerinde buldu…
Sanki Sayın Melih Gökçek bu öneri paketlerini hazırlamak için Sayın cumhurbaşkanından talimat mı aldı? Hayır..
Kendi beyin gücü ile üretilenin vatandaşa birinci elden, yani devlet eliyle ulaştırılacağını geçmişte kendisi gerçekleştirdiği için, şimdi ilgili yöneticilere sunup, çağrı yaptı..
Yani şimdi… AK Parti Genel Merkezinde… Bakanlıklarda birkaç Melih Gökçek atılımı sergilense inanın bir şeyler olacak ve tarım ülkesinde yaşayan insanımız artık 200 liraya karpuzu, 400 liraya yeşil eriği yemeyecek..
Çare mi?
AK Parti içinde ki ve Bakanlıklarda ki “Mansur Yavaş” lar derhal görevden uzaklaştırılmalı, yerlerine bilgili, becerili, icraat sergileyen isimler getirilmesidir..
Başka şansımız kalmadı… Sabır edecek takatte kalmadı..
Bu Haber 180417 Defa Okunmuştur