GÖKTÜRK TUNÇTÜRK
(Cafer Uğurlu) yazdı
“ATA PARTİ, bu çarpık düzenden beslenen kesimlerin değil “Yeniden Türk Devrimi” diyen özverili kuşakların partisi olacaktır.
Ve ilk fırsatta da yönetimi Türk gençlerine bırakılacaktır.
Ülkesini çıkarsız seven, çağdaş bir Türkiye özlemi duyan herkesi bu partiye omuz vermeye çağırıyoruz.
Haydi, Türk gençliği….
Destek olun ki, bu bozuk düzen partileri ülkemizin seçeneksiz olmadığını anlasınlar…”
Değerli okuyucular..
Yeni kurulan ATA PARTİ’nin kurucu Genel Başkanı; Milliyetçi- Ülkücü Hareketin bilge kişisi, Türk Cumhuriyetlerinin kurulmasında en aktif rol oynayan, Kültür eski Bakanı, Türkçülük ve Atatürk ile ilgili onlarca Kitap yazmış olan Namık Kemal Zeybek.
Sayın Zeybek’i, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden çok öncesi yakinen tanırım..
MHP ve Ülkücü Hareketin gençlerine, yöneticilerine seminerler verirdi..
Hakikatten, bilgi dağarcığı çok yüklü olan gerçek bir bilgedir, İnsan Hakları ve ileri Demokrasinin ve Türkçülüğün yılmaz temsilcisidir..
Sayın Namık Kemal Zeybek ile 12 Eylül 1980 askeri darbesinde, MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasından, Mamak Cezaevi’nde aynı koğuşta kaldık, aynı kaplardan yemek yedik, bizlere koğuşta nasihat dersleri verdi..
Sayın Zeybek, cezaevinden çıktıktan sonra rahmetli Turgut Özal dönemimde Kültür Bakanı oldu..
Şimdi dikkat edin.. O zamana kadar gelip- giden Kültür bakanlarının, hemen ilk işleri olarak, kendi düşüncelerine karşı olan kitapları yakarlardı..
İşte, Kitap yakmayan tek Kültür Bakanı Sayın Namık Kemal Zeybek oldu..
Sayın Zeybek, Milliyetçi ve Ülkücü Hareketin sembol isimlerinden olduğu ve herkes sevdiği için, hemen-hemen herkes her sosyal faaliyetinde O’nu çağırır ve konuşmalar yapmasını rica ederler.
Sayın Zeybek, şaşmaz bir Türkçü ve Atatürkçüdür..
Bu konuda yüzlerce konferanslara, tv programlarına katıldığı gibi, onlarca Kitap yazmıştır..
İşte şimdi… Bu bilge kişi.. Atatürk’ün; Türkçülük ve ileri demokrasi ile toplumculuk anlayışını temsil edecek ATA Parti’sini 40 arkadaşı ile birlikte kurdu..
Kuruluş Dilekçesi 4 gün önce verildi..
Değerli okuyucular..
45 yıl önce öğrendiğim ve hala beynimden eksik etmediğim bir anımı size aktarmak istiyorum.. 21 yaşındayım…
12 Eylül 1980 öncesi … Ben Ankara- Bahçelievler Ülkücü Hareketin bölge sorumlusu idim..
Bahçelievler bizim için hem güvenli idi, hem de tehlikeli idi..
Bir gün benim bilgim dışında bir saldırı olmuş.. Saldırıya uğrayanın babası hemen MHP Genel Merkeze gidip, rahmetli Alparslan Türkeş’e şikayette bulunmuş..
Ve adam direk beni şikayet etmiş.. Ve beni çağırdılar..
Rahmetli Türkeş’in odasına gittim.. Rahmetli kendisi ile konuşması sırasında “Başbuğ” ifadesinin kullanmasına istemezdi.. Bizde “muhterem büyüğüm” gibi ifadeler kullanırdık..
Bana dedi ki; “Karslı, senin sokakta oturan falan kişi bugün saldırıya uğramış.. Saldırıyı yaptıranında sen olduğunu söylüyorlar.. Nedir bu olay?”..
Bende bu kişiyi tanıdığımı ve sol terör örgütlerin Bahçelievler’de yerleştirilmiş ajan olduğunu ama saldırıdan asla haberim olmadığını bildirdim ve o anda odaya Ankara dışından gelen bir teşkilat heyeti girdi..
Gelen heyetin başkanı… Rahmetli Türkeş’e bölgelerinde kendilerine Ülkücü tanımlaması yapan bazı kişilerin, “Atatürk” aleyhine laflar söyleyip, propaganda yaptıklarını bildirip, bu kişiler ile ilgili ne yapmalarını sordu..
Çok dikkat edin.. Türkeş çok kızdı… Ve dedi ki;
“Bakın, Atatürk’ü sevmeyen asla Ülkücü olamaz.. Bu kişileri iyice araştırın, yerleştirilmiş kişiler olduğu kesin. Atatürk, Başbuğların Başbuğudur”..
İşte o günden beri Atatürk ile ilgili yazı yazarken hep “Başbuğların, Başbuğu” ifadesini kullanmaktayım..
Bu anıyı niye anlattım?
İşte Sayın Zeybek ve arkadaşları…
Kurtuluş savaşını başlatan Türkçülük akımı anlayışı ile “Yeniden Türk devrimi” ilkesini yeşertecek ve tüm ilkelerin halen dünyada efsanesi yaşatılan Atatürk’ün, cumhuriyeti kurduğunda ki tüm ilkeleri hizmet vaadi olarak millete sunacak olan ATA Parti’yi kurdular..
Peki, Türkiye’de bu kadar siyasi parti varken, Sayın Zeybek ve arkadaşları neden ATA Parti’sini kurdu?
Kendisine sordum…
“Biz, 2 yıl önce ATA Derneğini kurduk.. Türkiye; halen dünyada birçok ülkenin toplumculuk ve insan haklarını örnek aldığı Atatürk çizgisinden çok uzaklaştığı için bugün sıkıntılar ve huzursuzluklar yaşıyor..
Atatürk, cumhuriyeti kurduğunda, Avrupa’dan önce Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını yasalaştırmıştır.. Atatürk, dinlere saygılıdır.. Devletin insanlarına din ve mezhep dayatmasına kesinlikle karşıdır..
Şimdi laikliği savununca, birleri çıkıp, ‘din elden gidiyor” diye bağırıp, halkı ayrıştırmaya çalışıyor..
Oysa ki; Atatürk’e göre; din ellerde değil, yüreklerdedir..
Atatürk’ün kurduğu herkese eşit Adalet sistemini batı ülkeleri örnek alırken, şimdi bizde kendilerini Atatürkçü gösteren bazı partiler, zaman- zaman çıkıp, “Hz. Ömer adaletini getireceğiz” diye vaatlerde bulunuyorlar..
Atatürk’ün; Türkçülük, ileri toplumculuk, ileri demokrasi ile tarımda- sanayide kalkınma anlayışı tamamen yerle bir olmuş durumda..
Tarım ve hayvancılık ülkesiyiz ama vatandaşlarımız et yiyemiyor, tarlasında ki domatesini 30-40 liraya alıyor..
Biz bekledik ki, kendisini Atatürkçü gösteren muhalefet partilerinden birisi çıkıp, Türkiye’nin Atatürk çizgisinden uzaklaşıldığı uyarısını yapsın diye.. Kimseler çıkmadı..
Yeniden Türk devrimini; Atatürk’ün, Türkçülük ve ileri demokrasi anlayışı ile gerçekleştirmek için ATA Parti’yi kurduk..
Bilim ve akıl yolu çizgimiz olacaktır..
Atatürk’ün toplumcu kalkınma ilkelerini aynen uygulayacağız..
Sağlık ve Eğitim asla paralı olmayacak..
Adına “sığınmacı” denilen, fakat gerçekte “yerleşmeci” olan yabancıları hızlı bir şekilde ülkelerine göndereceğiz..
İnsanlarımız arasında din, mezhep ve düşünce ayrıştırmalarına, azınlık muamelesi görmelerine son vereceğiz..
Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün dinleri temsil edecek, asla siyasete alet olmayacak..
Devletin din dayatması, dinsizliğe iter…
Türk Devlet Birliğini hızlı bir şekilde kurulmasına öncülük edeceğiz…
Yeniden çağdaş bir Türkiye’yi oluşturmak için yola çıktık… Bu yol ATA yoludur…
Atatürk’ün dediği gibi; “Zamanı gelen fikirler siyasette uygulanmalıdır” düşüncesiyle, zamanı geldiği için bizde ATA Parti’sini siyaset dünyamıza ekledik..
Kuruluş dilekçemiz onaylandıktan sonra, yönetimimizi belirleyip, yakın bir tarihte de kurultayımızı yapıp, ülkemize akıl ve bilim ilkeleri ile hizmet etmeye başlayacağız..”
Değerli okuyucular..
Çok ciddi ve iddialı bir yol.. Bu günün dünyasında ülkelere şöyle bir bakın…
Hemen, hemen hepsinin kurucu liderlerinin heykelleri kaldırılmış, fotoğrafları bile indirilmiştir..
Ama 100 yıl geçti, Atatürk hala dün ki gibi milletimiz tarafından saygı ile anlıyor.. Milyonlar kabrini ziyaret ediyor..
“Çiftçi- köylü milletin efendisidir” diyen Atatürk’ün tarım politikasını uygulamış olsaydık, bu gün ne sebze, ne meyve, ne et sıkıntısı çekmezdik..
GDO’lu sebzeler, meyveler yemezdik..
Yine bugün Atatürk’e “din düşmanı” diyenler, bilmiyorlar ki Atatürk dine en çok saygı duyduğu ve dinin siyaset işlerine karıştırılmaması için, Diyanet İşleri Başkanlığını kurup, bu kuruma özerklik tanıdı..
Her Ramazan ayı boyunca Şehitlere mevlitler okuttu..
Türk milletine ve gençliğine çalışkanlığı ve doğruluğu ilke olarak gösterdi..
Bu gün tarikatların ve cemaatlerin bazı vakıfların “Taliban kafası” ile eğitime el atıp, nasıl rezillikler sergilediklerine hepimiz şahit oluyoruz..
İşte Atatürk, bunların gerçek zihniyetlerini anladığı için, bunların din tacirliği yaptıklarını tespit ettiği için, faaliyetlerine izin vermedi..
Peki, ATA Parti’nin kurucuları arasında kimler var?
Kurucu isimlerin büyük bir çoğunluğunu biliyorum ama Bakanlık tarafından kuruluş dilekçesi onaylanmadan yazmam sıkıntı yaratacağından, bir daha ki yazımda isimlerin tamamını sıralayacağım..
Rast gele.. Yolun açık olsun “Ülkü yolu Zeybek”
ATA PARTİ KURUCU GENEL BAŞKANI NAMIK KEMAL ZEYBEK ATA PARTİ m' görseli olabilir" />
Bu Haber 132321 Defa Okunmuştur