GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı

www.haber2000.com

Değerli okuyucular…

Cumhurbaşkanlığı yüksek İstişare Kurulu görevini yürütmesine rağmen, konuşmalarında sık, sık HDP’nin siyasetini, yöneticilerini ve KHK ile görevden alınan FETÖ’cüleri savulmasıyla parti ve Hükumet içinde birçok sıkıntılara sebep olan Bülent Arınç, bu kez sıçrayıp, kurtulamadı..

Geçen günleri PKK’nın meclisteki temsilcisi Selahattin Demirtaş ve kitabından övgü ile bahsetmesi ile Gezi olayları finansörü olarak 3 yıldır Cezaevi’nde yatan Osman Kavala’nın derhal tahliye edilmesi gerektiğini ekranlardan, reform adına isteyen Bülent Arınç, Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağır sözlerle dolu tepkisinden sonra, nazlanma görüntüleri ile Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulundan istifa etti..

Arınç’ın, herkesin aklı ile oynayarak istifa sonrası savunmalar ortaya koyması, mikserliğe devam edeceğinin işareti idi..

Ne diye sitem ediyor?

“Yahu ben Yargı reformu adına bir şeyler söyledim, beni; Yasin Börü’nün katillerini ve FETÖ’cü hainleri savunduğumu ifade ettiler”

Eee Sayın Arınç, mademki Demirtaş ve arkadaşlarının Yasin Börü’nün katilleri olduğuna inanıyorsunuz, o zaman neden bu katilin kitabını övüp, milletin alıp okumasını ve Demirtaş’ı yanlış tanımamalarını tavsiye ediyor, tahliyesini istiyorsunuz?

Yine Osman Kavala’nın; FETÖ’nün oyuncağı olduğunu düşünüyorsunuz peki neden Kavla’nın iddianamesi hazırlayan Savcıları bile alaya alarak, derhal salıverilmesini istiyorsunuz?

Bu çelişkiler neyin kafası Sayın Arınç?

Aklımızla mı oynuyorsunuz? Milleti cahil mi zannediyorsunuz?

Sayın Genel Başkanın ve Cumhurbaşkanın seni Parti ve Hükumet içinde Fitne ateşi yakmakla suçlayıp, sana; “Artık bizimle birlikte yürüyemezsin, istifa et” mesajını net olarak vermesine rağmen, siz yine onurunuzdan taviz vererek sadece Cumhurbaşkanlığı YİK üyeliğinizden istifa ettiniz..

Fitneci olarak ilan edildiğiniz çatı altında kalmayı içinize nasıl sindireceksiniz?

Yani; AK Parti üyeliğinizden de ahlaken istifa etmeniz gerekir..

Sayın Erdoğan size “Sadece Külliyede Fitne ateşi yakıyor” demedi ki..

Ne dedi?

“İçimizde fitne ateşi yakıyor” dedi..

Tabi AK Parti’de kalmak sizin onur kriterinize bağlı..

PEKİ, SAYIN ARINÇ … DAHA ÖNCE FİTNELİK ADINA YAKTIĞIN; “ANKARA’YI; PARSEL, PARSEL SATTI”  ATEŞ ile GÖKÇEK’E ATTIĞIN ÇAMURLAR NE OLACAK? GÖKÇEK’TEN DE ÖZÜR DİLEYECEK MİSİN?

Evet … Gelelim diğer bir önemli Fitne ateşine, atılan iftiraya, çamurlara…

3-4 yıl önce Bülent Arınç, Melih Gökçek’ten intikam hırsını almak için kameralar önünde ne demişti?

“Ankara’yı FETÖ’ye; parsel, parsel sattı” …

Attın Fitne ateşini ve iftira çamurunu gülerek kenarı çekildin..

Bu iftiran kimin işine yaradı?

“Mensubuyum” dediğin partinin rakiplerinin işine yaradı ve halen de suçlama, FETÖ ile irtibatlı propagandası olarak kullanılıyor..

Tabi akıllı olanlar ve senin huyunu bilenler sana sordu..

“Kardeşim, mademki Ankara’nın FETÖ’ye peşkeş çekildiğini biliyordun, görüyordun da sen Başbakan Yardımcısı olarak niye müdahale etmedin de şimdi sallıyorsun?”

Tabi senden cevap yoktu.. Vermezdin..

Çünkü; Büyükşehir Adayın, Veysel Tiryaki’yi, Melih Göçek’in yerine aday gösterememe intikamının, hırsının çamuru idi bu ifadelerin..

Ve aynı zamanda AK Parti içinde bir fitne ateşi yakıp, ortaya atmıştın…

İşte o zaman Melih Gökçek seni Fitneci ve iftiracı olarak ilan etmişti ama birçok kesim inanmamış, Gökçek’in bu ifadeleri o anki kızgınlıkla söylediğini düşünmüşlerdi..

Dün ki yazımda da kısaca vurgulamıştım.. “Parsel, parsel” fitne ateşi ve iftirası böylece çürümüş oldu..

Evet.. Sayın Arınç … Sıçrayıp, sıçrayıp kurtuldun.. Gün geldi..  Şimdi, AK Parti içinde en yetkili ağız, yani Genel Başkanın ve Cumhurbaşkanın Erdoğan, resmen seni Fitneci olarak kamuoyuna ilan etti ve sende bu suçlama karşısında YİK üyeliğinden istifa ettin..

Yani, Fitneciliğin resmileşmiş oldu..

Peki, geçmişte yaktığın “parsel, parsel” fitne ateşinin hesabını nasıl vereceksin?

Sence, Melih Gökçek’e bir özür borcun yok mu?

Bence, ahlaken Sayın Gökçek’ten de özür dilemelisin..

Hem de; “parsel, parsel” diye konuştuğun kameraların önünde..

Ayrıca “Benim de onurum, şahsiyetim var” diyorsan, YİK üyeliğinden istifa etmen yetmez, AK Parti çatısını da terk etmen gerekir..