GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Bu gün birkaç gündür kamuoyunun bir numaralı gündemi Alaattin Çakıcı ile Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP kanadı arasında ki tartışmaları yazacağım..
Birkaç gün bekledim, bakalım anlı-şanlı insan hakları savunucusu, Milliyetçilik konusunda sürekli ahkam kesen büyük yazarlar, belki tartışmanın, kavganın öteki yüzünü, yani; madalyonun diğer yüzünü yazarlar diye bekledim ama gördüm ki bu zat’lardan tık yok..
Neden tık yok? Çünkü, partili yazarlar, siyasi partinin yayın organları olmuş medya grupları.. İstese de yazamazlar…
Çünkü; sermayeleri ve geçim dünyaları yalakalık.. Bunlarda doğrulardan dem vurmak zaten olamaz..
Neyse gelelim asıl konuya..
Herkes bilir.. 18 yıldır Ulusal Yayın yapan Haber Sitemiz, bu saate kadar hiçbir Siyasi Partinin yayın organı olmadı..
Yeri geldi; CHP’yi haklı bulup savunduk, yeri geldi çok sert eleştirdik.. Yeri geldi; İYİ Parti’yi ve Akşener’i savunduk ve yeri geldi eleştirdik.. Yeri geldi.. AKP’yi en sert şekilde eleştirdik, yeri geldi birçok konuda haklılığını savunduk..
Bizim kapımızı tamamen kapattığımız iki siyasi kuruluş var… PKK’nın resmi temsilcisi HDP ve siyasi dansöz Doğu Perinçek ile partisi..
Benim ideolojik düşüncemi tüm siyasiler ve basın camiası bilir.. Tekrar yazıyorum… Ben Ülkücü yapıya sahip, Türk Milliyetçisiyim ve asla da kıvırmayız..
Bazı siyasi ağalar dava adına ahkam keserler ama bu davanın çilesini ben ve kardeşlerim işkencelerde, zindanlarda, ağır saldırılarda; en ağır bedelini ödemiş neferleriz.. Zerre kadarda pişmanlık duymadık… Duymayız da..
Şimdi bunları neden peşinen yazdım?
Yazacağım Alaattin Çakıcı ve CHP kanadında ki tartışmaları kimseler yanlı yazıp, yanlı analizler yaptığım hesapları yapmasınlar diye..
Allah için, kitabın tam ortasından yazacağım gibi; bazı yalaka ve kıvırdak isimlere de cevaplarım olacak..
Şunu da vurgulayayım… Bu gün Alaattin Çakıcı’ya klavyeler başında tepkiler yağdırıp, ahkam kesenler ile Kılıçdaroğlu ve etrafında ki düzenbaz yardımcıları Alaattin Çakıcı’yı hiç tanımadıkları için, hatalı söylemleriyle bu ortamı doğurdular..
Bakın… CHP yıllardan beri neyi savunduğunu söylüyor? İnsan haklarını..
Güzel… Peki; bu zat’lara sormak lazım… Şehitlerimizin başkatili Apo’nun mecliste ki uşağı Selahattin Demirtaş ve iblis FETÖ’nün elemanları Osman Kavala, Nazlı ılıcak, Ahmet Altan ile DHKP-C’yi destekleyen sanatçılar, yazarlar, gazeteciler insan da; Alaattin Çakıcı insan değil mi?
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu soruma karşı sesini duyar gibiyim.. “Tabi ki insan” diyeceği kesin..
Eee be kardeşim.. Taa infaz yasası taslağı belirlendiğinden bu ana kadar sürekli “Alaattin Çakıcı niye çıktı, Selo, Kavala, gazeteciler niye çıkmadı” diye nakaratları söyleyerek, Çakıcı’nın sinir katsayılarını niye yükseltiniz?
Yahu kardeşim… Ne özel Affı? Çakıcı özel meselesinden dolayı 19 yıl kimselere, ağır saldırılara ve Cezaevi’nde bin türlü oyunlara boğun eğmeden ve özellikle kimselerden Af dilemeden çile doldurdu..
Sayın Kılıçdaroğlu… Sizin etrafınızda çok cahil, yalaka sürüsü var..
Hukukçunuz yok mu? Çakıcı’nın Cezaevi’nde yattığı yılları hesaplasa; Çakıcı’nın infaz yasasından çok önceden çıkma hakkını elde ettiğini göreceklerdir..
Ve sizler bu insana “Niye Cezaevi’nden çıktın?” diye sürekli psikolojik saldırılarda bulunduğunuz gibi, onuruna dokunacak ağır hakaretler yağdırdınız..
Ne demek; “Mafya, mafya bozuntusu, birilerinden talimat alıyor” gibilerinden..
Hele, hele.. Haddini bilmez vekil Veli Ağbaba, seçim yalakalığı adına Çakıcı’ya hitaben diyor ki; “Cezaevi kaçkını”…
Haasssttiiiir be yalaka…
Bak sen 2 yıl önceleri insan hakları adına cezaevlerini ziyaret edip, görüşmeler yapıp, hak ihlalleri raporu hazırlıyordun..
Senin mecliste ki makamını arayıp, kendimi takdim ederek, danışmanına; Alaattin Çakıcı’nın da, Cezaevi’nde insan haklarının ağır şekilde ihlal edildiğini, 12 Hastaneden hayati tehlike arz eden hastalıkları olduğunu bildirmesine rağmen, nem oranı yüksek Bolu Cezaevi’ne gönderildiğini ve gidip Çakıcı’yı da insan hakları adına ziyaret etmeni önerdim ve telefon numaramı bıraktım…
Ses yoktu… Ve 15-20 sonra tekrar ardım.. Danışmanın “Sayın vekilimize ilettim, bakacağız” diye geçiştirdi..
Zaten Çakıcı’yı ziyaret etmezdin.. Senin ziyaret etiklerinin çoğunluğu; PKK’lı, DHKP-C’li ve FETÖ’cü tutuklulardı.. Ülkücü- Milliyetçi Çakıcı’yı niye ziyaret edecektin ki?
Utanmaz adam… Ne demek “Cezaevi kaçkını?”.. Hesap bilmiyorsan, birilerine hesap yaptır ve Çakıcı’nın Cezaevi’nde ne kadar fazla yattığını göreceksin..
Ve CHP iletişim Başkanlığının Çakıcı ile ilgili açıklaması..
Bununda fırıldaklığını yazayım.. Biliyorsunuz, büyük Kurultayda Tuncay Özkan delegeden çizik yiyip, dışarı atılınca; CHP’de Basından Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı makamı da kaldırıldı..
Görevi İletişim Başkanlığına bırakıldı..
CHP’nin iletişim danışmanı kim?
FETÖ’nün kilit isimleri ile sıkı, fıkı görüşmeleri olan, halen resmi ikametgahı ABD’de gözüken ve ikinci maaşı da Ankara Büyükşehir Belediyesinden alan Rasim Bölücek..
Ve bu başkanlıktan açıklama yapılarak, Çakıcı’ya; “Edepsiz mafya bozuntusu, eşkıya, tetikçi” gibi hakaretler sıralandı..
Şimdi soruyorum ve delikanlıca cevap bekliyorum…
Biz biliyoruz.. Her ne kadar resmi olarak İletişim Danışmanı Rasim Bölücek’te gözükse, bu servisi Asansör pazarlamacısı, Selo sevdalısı; Tuncay Özkan yönetiyor ve basın işlerini idare ediyor..
Hadi şimdi cevap verin… Klavye delikanlıları.. Bu açıklamayı Rasim mi yazdı, yoksa pazarlamacı Tuncay’mı?
Tabi ki Tuncay Özkan yazdı… Açıklama içeriğinde ki ahkam kesmeler Tuncay’ın sesi…
Şimdi bütün bu saldırılara karşı Çakıcı bir insan olarak neden isyan edip, size haddinizi bildirmesin arkadaş?
Neden önce insan olmuyor sunuz?
Niye Çakıcı’ın Cezaevi’nden çıkmasını Selo ile Kavala ile DHKP-C’lilerle ve FETÖ’cü gazetecilerle eşleştiriyor sunuz?
Bunları savunu yorsanız, savunun ama bir başkasının hürriyetine zincirler vurarak, hakaretler ederek değil..
Şimdi öğrenin… Alaattin Çakıcı’ya sordum … “Neden size mafya denilmesi sizi kızdırıyor, hatta üzüyor?”
Cevap …. “Mafya; ayakta kalması için her türlü pis işleri yapan, uyuşturucu, silah kaçakçılığı yapan, hainlikler yapan, vicdan ve iman olmayan, hatta kamu kurumlarını ele geçirip, ülkenin kasasını soyan gruplardır.. Bunlar yeri geldiğinde kadın da satarlar..
Ben bunların hangisini yapmışım arkadaş? Ben özel bir meselemden dolayı yıllarca Cezaevi’nde yattım.. Bunlar mafyanın ne demek olduğunu bilmiyorlar ve bu yüzden çamurlar sallıyorlar ama bu çamur asla bana yapışmaz”
Soru ; “Peki sizi, özellikle Ülkücü- Milliyetçi kesim ‘Son Kabadayı’ diye anıyor.. Kabadayılıkla, Mafya arasında bir bağ var mı?”
Cevap: “Ben ideolojik görüşü olan bir insanım.. Milliyetçi- Ülkücü kesimin takdiri böyle.. Kabadayılık ile Mafya arasında zerre kadar bağ yoktur ve olmazda..
Toplumuzda ve örfümüzde Kabadayıların nasıl anıldığı da bellidir.. Kendisine has özellikleri namus olarak bilip, koruyan, mazlumlara dokunmayan, zulüm yapanlardan hesap soran yapısına sahip kişidir.. Ve asla ahlaksızlığı, Adaletsizliği kabul etmeyen kişidir.. Her türlü pis işleri çeviren mafya, böyle yapıda bir kişiyi sever mi? Sevmez.”
Soru; “Peki, deniliyor ki, Çakıcı bir yerlerden talimat aldı ve Kılıçdaroğlu’na mektupla saldırdı.. Ne diyor sunuz?”
Cevap; “Gülüyorum bu iddialara.. Kendi, kendilerine bu tartışmayı propaganda malzemesi yapma peşindeler..
Ben kimseden talimat alamam ve ne söylersem kendim söylerim, hem de çekinmeden, net bir şekilde..
Ayrıca ben Kılıçdaroğlu’na yeni mektup yazmadım ki.. 2011 yılında Kandıra Cezaevi’nden de yazdım… Ve dedim ki;
‘Halkımızın önünde ağza alınmayacak küfür türü sözler söylüyorsunuz, ‘Anasını, avradını‘ gibi. Milletin vekâletine soyunan kişi ve kişilerin bu tip sözlerine özen göstermesi gerekir. Son günlerde milletimizin bölünmez bütünlüğü konusunda tehlikeli sularda seyir halinde dolaşmaktasın. Bu ülke babanızın çiftliği mi toprak reformu gibi bol keseden özerklik vadediyorsunuz? Aklınızı başınıza alın. Brüksel‘e yönetimi şikayet edip sömürge valiliğine aday olacak kadar küçük beyinli Kemal efendi..
Seçimlerde çizmeyi aşmadan demokratik seçim gezilerinde konuşmak, gelişmiş demokrasinin gereğidir. Boyundan büyük laflar ediyor, ülkemizin sosyal dokusuna zarar veriyorsunuz. Bölgesel özerklikten bahsediyorsun, lütfen aklını başına topla. Partinin kurmayları seni ikaz etmiyor mu? Yoksa onlar da gerçek CHP‘lilik ruhunu unuttular mı? Bu yazdığımız fakstan rahatsız olup siz veyahut bir görevliniz çizmeyi aşan sözler sarf ederseniz adamın ağzına biber sürerler. Sözlerimi ya adam gibi anlayın ya da hakkımda şikâyet dilekçesi vererek kamuya intikal ettiriniz. ‘Bilgilerinize saygılarımla‘ cümlesini kullanmıyorum, bu erdemli söz hak edilenler için söylenir’..
Şimdi durum bu iken, ahlaksızca algı yaratma ve siyasi propagandaya çevirme peşindeler”..
Evet… Adaletten bahseden ve hatta Adalet yürüyüşü yapan CHP’nin en can alıcı hatası; Adaletin ve Hukukun Cezaevinden çıkardığı Alaattin Çakıcı’nın hak ettiği özgürlüğüne kavuşmasını istememesi ve bunu kamuoyuna bir Hukuksuzluk yapılmış gibi lanse etmesi…
Ve beyinsizler, akıl fukarası sürüler, yine Susurluk şarkısını söylemeye başladılar..
“Mafya- Siyaset ve Emniyet işbirliği”
Kim mafya? Bu ülkede tek bir kişinin boğazını sıkıp, malını, parasını almamış, ülkesine karşı hainlikler yapanlara karşı savaşlar vermiş ve bu uğurda can veren Abdullah Çatlı’mı mafya?
Yıllarca ailesiyle birlikte PKK’ya karşı ölümüne mücadele veren Sedat Buçak’mı mafya işbirlikçisi? Geçmişinde tek bir lekesi olmayan milletin vekili olmaktan başka ne yaptı?
Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ.. Ülkücü- Milliyetçi camia ile zerre kadar ilişkisi olmayan ve o anda “Mevlüt Özbay” olarak bildiği Çatlı’yı dahi bilmeyen, sadece geçmişte Siverek’te Emniyet müdürlüğü yapmasından dolayı Bucak ailesiyle kurduğu dostane ilişkiler nedeniyle orada bulunan bir kişi..
Ne yapmışlar bu üçlü? Nereleri yağmalamışlar? Kimleri soymuşlar? Ne zaman uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapmışlar be hey edepsizler?
Kılıçdaroğlu’nun etrafında ki milletvekili listesine yeniden girmek için yalakalık yapıp, klavyeler başında ahkamlar kesen sözde delikanlılar; ayrıca Çakıcı’ya sataşma metinlerinde sık, sık Atatürk’ten dem vuruyorlar..
Dedim ya.. Sizin alayınız Çakıcı’yı tanımıyorsunuz?
Çakıcı sizin alayınızdan milyonlarca kez sıkı bir Atatürkçü ve Atatürk hayranı.. Kime ne satıyorsunuz, her sahnede kıvıranlar?
Çakıcı’yı şikayete gelince..
Bakın.. Hukuken söylüyorum.. Çakıcı’ya öncelerden, hem de aylarca sizler hakaret edip, Adaletin tanıdığı özgürlüğüne zincirler vurmaya çalıştınız..
Adamın sabrını tükettiniz ve isyan ettirdiniz..
O, sizin gibi gidip sizleri şikayet etmedi ve meşru savunmasını yüksek sesle yaparak, sizleri uyardı..
Haa istese sizin açtığınız soruşturmada da, O’da; sizden şikayetçi olur ve sizde açtığınız davada; Müşteki sanık olursunuz..
Ama bildiğim Alaattin Çakıcı buna tenezzül etmez..
Sayın Kılıçdaroğlu .. Bence etrafınız da ki haddini bilmez, yalaka sürüsüne talimat verin ve artık hakaretlerini kessinler..
Çünkü bu saatten sonra yapılan her hakaret ve tahrik, mutlaka cevabını alacaktır.. Tabi taktir ve keyfiyet sizlerin..
Bu Haber 930847 Defa Okunmuştur