GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
CHP’de bazen çok saçma şeyler oluyor..
Bu saçma tavırlar yüzünden partinin kamuoyunda topladığı olumlu puanlar, bir anda olumsuza döüşebiliyor.
Şuanda mecliste milletvekili olmaması bile gerekirken, Kılıçdaroğlu’nun parti içi demokrasi anlayışı yüzünden mecliste milletvekilliğini sürdüren Fikri Sağlar, çıkmış diyor ki; “Hayır çıkacaktı ama Kılıçdaroğlu ve ekibi yüzünden Hayır çıkmadı, toplumu etkileyemediler, bu ekiple bir şey olmaz, acilen partide kan değişimi gerekir”..
Tek ifade ile bu zat’a cevap vermek gerekir ise; “Hassstttiiiirrr” demk yeterli.
Biz bu fırsatçı zat’ı yıllar öncesinden “Fikri Durmuş” olarak anıyorduk.
Be heyy nankör, akılsız adam.. Kılçdaroğlu; tüm devlet imkanları karşısında ve çok büyük kısıtlamalara rağmen “Hayır” cenahının tek ve en etkili lideri pozisyonunda oldu.
Her türlü engellere rağmen; “Hayır” oyları patlaması yaşandı..
Diyeceksiniz ne oldu? Evet çıktı..
Çok az farkla ve çok, çok şaibeli bir sonuçla..
Adam daha ne yapsın be nankör? Sizler olsaydınız sonuç ne olacaktı? EVET oyları şaibesiz şekilde yüzde 70’e çıkardı.. Kim inanırdı sizin gibi tilkilere…
Öte yandan; dün de CHP’li iki milletvekili çıkıp, saçma-sapan bir yasa teklifi verdiler..
Önerileri şu; “Açıkladıkları isabetsiz oranlarla seçim sonuçlarını etkileyen, sonuçlarda algı oluşturan, bir partinin veya bir adayın propagandasını olumsuz yönde gösteren Araştırma şirketlerine, yani ANKET firmalarına çok ağır para cezaları ile hapis cezaları verilmesi, kapatılması”
Şimdi bu saçma yasa teklifini veren vekilin birisi Hukukçu olan Sezgin Tanrıkulu, diğeri her yerde ve her alanda çeşitli şovlar yaparak kendini gösterme çabasında olan gazeteci kökenli Barış Yarkadaş.. İkisi de İstanbul milletvekili..
Gerçi ikisinin de memleketi farklı, Tanrıkulu; Diyarbakırlı, Yarkadaş ise Karslı ama İstanbul’dan nasipleniyorlar..
Bu zevatlar, dolup, taşan cezaevlerini; Terörist ilan edilip, mesleklerinden atılıp, cezaevlerine konulan Savcı ve Hakimlerin, 1 milyon dosyada attıkları imzaların geçerli olup - olmadığının, on binlerce insanın bu imzalar neticesinde cezaevlerine atılıp, mağdur edilmelerinin hesabını sormaları gerekirken, çıkmışlar hür teşebbüslerin cezalandırılmasını ve kapatılmasını istiyorlar..
Ne demek; “verdiği oran tutmaz ise cezalandırılsın”.
Araştırma şirketi diyor ki; “Görüştüğümüz 5 Bin kişi ile veya 5 bölgede yaptığımız anketler sonucunda ‘EVET’ oyu yüzde 58” veya tersi yüzde 47” gözüküyor..
Genelde üç aşağı-beş yukarı tahminler tutmuyor, yanılmıyor..
Asıl nedenler ise; bizim toplumumuzun son dakikalarda bile fikirlerinin ve oy renklerinin değişmesi..
Araştırma şirketleri ticari şirketlerdir, hür teşebbüs haklarını kullanmaktalar..
O zaman bırakın sonuçlarda yanılan anket firmalarını, olağanüstü yanlı yayınlar yapan taraflı gazeteleri, haber sitelerini, tv’leri kapatmak lazım..
Anket firmaları da ister istemez yaşamlarını sürdürmek adına, ülkemizde ki siyasi ahlak çöküntüsü fotoğrafında, tıpkı taraflı yayın yapan medya organları gibi yer almak zorunda kalıyorlar..
Burada sorgulanması gereken şey de; cıvıklaşmış siyasi ahlak ve sebep oldukları toplumsal çöküntülerdir..
Adam, sırf “EVET” oylarına etki olsun diye “Tespitlerimize göre EVET oyları yüzde 60” dedi veya “Hayır oyları yüzde 60” dedi, sonuç ta yanıldı, şu veya bu sebeplerden dolayı tutturamadı..
Şimdi bu adamlara “Gel sana 500 Bin lira ceza, 7 -8 yıl hapis veriyoruz” mu denmeli?
Böyle demokrasi ve hür teşebbüs anlayışı mı olur? Nerede var böyle cezalandırma?
Dedim ya .. Gidin; Çeşitli mahkemelerde 1 milyon dosyada imza atarak, toplumu kaosa sürükleyen terörist, sözde hakim ve savcıların verdikleri kararları sorgulayın, kader mahkumlarının haklarını arayın..
Gidin, Hakim ve Savcı kılıklı Hakim yargı elemanlarını bu günde kadar görmezden gelenleri, gaflet suçunu işleyenleri yasa önerileriniz ile sorgulayın..
Hür teşebbüsü kapatmayın, kapalı beyinlerinizi açın..
Bu Haber 1258011 Defa Okunmuştur