GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Birkaç gündür; bir tv kanalında yapılan “Derin Tarih” programında Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu ve Dünya damgasını vurmuş, halen de önderliği örnek alınan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve yakınlarına yapılan hakaretler tartışılıyor..
Atatürk’e karşı havlamalar yeni değil ama şükür kamuoyunda birden bire sert tepkiler oluştu…
Adli makamlarda bu sert tepkiler karşısında “kayıtsız kaldı” görüntüsünü yıkmak için derin itler hakkında soruşturma başlattı ve gözaltı kararı verdi.. Tabi bir şey olacağı yok..
Bu tepkiler ve tartışmalar başladığı anlardan itibaren adı kamuoyunda “büyük” olarak anılan medya organlarını ve kendi kendilerine “Araştırmacı-Gazeteci-Yazar” unvanını veren sözde bilgili yazarların, bu havlamaların perde arkasını da yazarlar diye bekledim..
Biz gariban bir Haber Sitesiyiz, ben gariban, siyasi desteği olmayan bir yazarım.. Dedim ki “bırak bu işin perdesini bu büyükler aralasınlar, herhalde hafızaları vardır, bilgileri vardır” diye..
Büyüklerden ses çıkmadı..
Beynimizin ve bilgimizin gücü yettiği kadar, bu derin kahpeliklerin perde arkasını aralamak bize düştü..
DERİN HAV-HAVLARA YAL VERENLER KİMLER, BU İTLER HANGİ CÜRETLE SÜREKLİ SALDIRIYORLAR? KİM BU HAV-HAVLAR? HELE BİRİSİ SİZLERİ ŞOK EDECEK
Bakın; bu rezaletlerin sahnelerini sürekli hazırlayan tv net diye bir kanal…
Bu tv kanalı kimin?
Albayrakların.. İktidarın çok, çok yakınları..
Bu kanalda derin-derin havlayanlar kimler?
FETOŞ’un eski hayranı, tescilli Atatürk düşmanı Mustafa Armağan diye bir adam.. Şahsen tanımam ama hainliklerini iyi bilirim..
Atatürk’ün manevi kızı Afet hanımla ilgili iddiayı ortaya atan Süleyman Yeşilyurt çok, çok yakinen tanıdığım bir isim..
12 Eylül 1980 öncesinden beri “Ağabeyi” dediğim birsi..
Nereden mi tanıdım?
Başbuğ Alparslan Türkeş’in yanında, MHP Genel merkezinden tanırım..
Süleyman Yeşilyurt, 12 Eylül öncesinde de ve Başbuğ Mamak Cezaevi’nden çıktıktan sonra da özel kalemi görevini yürütmekteydi..
Bildiğim kadarı ile Yeşilyurt, Turizm Bakanlığından emekli olan bir memur..
Ben de Mamak Cezaevi’nden çıktıktan sonra da Süleyman Yeşilyurt ile bir-kaç kez hal-hatır sohbeti ile buluştum..
Yeşilyurt; cep telefonu kullanmadığı için çok sık irtibatlanamazdık, bazen tesadüfler neticesinde, bazen de verdiği sabit bir telefon ile görüşmelerimiz oldu..
Yıllar öncesi yine bir gün beni aradı ve Türkiye’nin meşhur Masonları kitabı ile Atatürk-İnönü kavgası kitabını yazdığını, bu kitap hakkında haber ve yazılarımla destek vermemi istedi..
Türk Masonlar listesine baktım, yıllardır anılan Süleyman Demirel gibi birkaç isim vardı ama en çok dikkatimi çeken ise Türk milliyetçiliği fikir sisteminin, Türkçülüğün mimarı Ziya Gökalp’te vardı..
İnceledim .. Sıkma fikirler vardı.. Kırmak ta istemedim..
Sonraları, yani AKP iktidarından sonra bir baktım Süleyman ağabey üst-üste kitaplar yazmaya başladı..
Bildiğim kadarı ile şuan toplam 22 kadar kitabı var..
Kitap bastırmak o kadar kolay iş değil.. Para ve sponsor ister.. Satış ister..
Yine bir gün bir baktım Yeşilyurt bir kitap yazmış, bütün AKP yandaşı medya acayip şekilde manşetlere çekiyor..
Kitabın adı; “DERSİM ERMENİSİ YEMUŞ HANIMIN OĞLU ÇARKÇI KEMAL” ..
“Çarkçı Kemal” denilen isim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ..
Yandaş medyanın manşetlerde reklamını yapması ile kalmadı bu kitap..
Yine bir gün baktım kamuoyunda kıyamet kopuyor..
Süleyman Yeşilyurt’un yazdığı bu Kitap, TBMM’de bütün herkese ücretsiz gönderilmiş ve tek baskıda 100 Bin basılmış..
Kitap işlerinden anlayan, yazanlar; böyle bir baskı gören varsa beni uyarsın..
O zamanlar AKP, Kılıçdaroğlu’na “Çarkçı Kemal” adını takmıştı..
Eee bizim de kendimize göre bilgimiz, tahminlerimiz ve bilgi edinme ağlarımız var..
Kitabı her yere dağıtan nokta belli olmuştu..
Kemal Kılıçdaroğlu, Kendisine ve annesine hakaret eden Süleyman Yeşilyurt’u mahkemeye verdi. Kitabın toplatılmasını istedi..
Büyük yazarlar hatırlasınlar .. Mahkeme ne Karar verdi..
“Hakaret değil, bilgiler ile yapılan eleştiri”..
Yani FETOŞ’un o zaman ki Savcı ve Hakimleri..
Hele, hele o zamanlar iktidar kanadından birisine böyle bir hakaret içeren kitap yazılsaydı .. Anasını ağlatmışlardı..
Aynı şekilde “Atatürk- İsmet İnönü kavgası” kitabı aynı taktikle her yere ulaştırıldı, tanıtımı yapıldı..
Anladım ki; bazı zatlar gibi, Başbuğ Türkeş’in yanında, yöresinde yıllarını geçiren Süleyman Yeşilyurt’u da kaybetmiştik..
Ve en önemlisi bu gün kavgası yapılan ve sert tepkiler gösterilen Afet İnan iddiasını içeren kitabı da Süleyman Yeşilyurt en azından 13 yıl öncesinden yazmıştı..
Bakın bu sert tepkiler üzerine Süleyman Yeşilyurt, kendini savunurken çok dikkat çekici bir söz sarf etti..
Dedi ki; “Yahu arkadaş ben bu iddiaları içeren Kitabı yıllar öncesinde yazdım.. Hakkımda ne bir şikayet, ne bir soruşturma açan olmadı.. Şimdi niye?”..
İşte bombanın patladığı, perdenin aralandığı nokta da burası..
Bakın bir kitap yazılırken Basın Savcılıkları tarafından, Milli Eğitimin ilgili kurulları tarafından incelenir.. İzinler alınır..
Savcılar; bu kitapta Atatürk’e ve yakınlarına yapılan bu hakaretleri görmediler mi, okumadılar mı?
Elbette ki gördüler ve okudular.. Takdir ederek te izin verdiler..
O zamanlar hangi savcı bunları hakaret sayıp, soruşturma açacaktı ve kitabın basımına izin vermeyecek ti? Kılçdaroğlu’na yapılan aleni hakarete “Eleştriri” kararı veren Hakim ve Savcılar mı bu işe karşı tavır takınacaktı?
AKP iktidarının birlikte çalıştığı FETOŞ’un şimdilerde ihraç edilip, “terörist” diye cezaevlerine atılan Savcılar mı soruşturma açacaktı? Sıkar dı …
Adamlar zaten Atatürk ve Türk düşmanları .. Niye; kitabın basımına izin vermesinler ki?
Bakın; AKP Hükumetti kurulduğundan bu yana birçok siyasi yalaka, yavşaklar sürüsü hükumetin dikkatlerini çekmek ve takdirlerini kazanmak için Atatürk’e, yakınlarına, İnönü’ye hakaretleri, asılsız iftiraları saldıkça salladılar.. Bu itler; Atatürk’e ve Türkçülere hakaret etmeyi Kültür ve tarihi bilgi zannettiler..
Bununla da kalmadılar.. Baktılar ki itibar görüyorlar, siyasi destekler var.. Atatürk’e ve yakınlarına hakareti ticarete dönüştürdüler.. Tıpkı Süleyman Yeşilyurt gibi..
Halen “Ben Türk milliyetçisiyim” diyor..
Başbuğların Başbuğu, Bozkurt Atatürk’e, Türklerin atasına ve yakınlarına hakaret eden nerede sözde Ülkücü var ise taaa sülalesini …
Artık seni yolda görsem ne selam veririm ne de sana eskisi gibi “Ağabey” derim ..
Peki, şimdi neden bu hakaretlere soruşturma başlatıp, gözaltı kararı verildi?
“Namuslu savcılar”, “Bu hakaretler karşında kayıtsız kaldılar” görüntüsünü ve tepkisini yok etmek için, kamuoyunun gözünü boyamak için işlem başlatıldı..
Ne olacak? Hiç bir şey ..
Tarafsız ve bağımsız yargı mı var ki?
DİKKAT ÇEKEN NOKTA .. Hergün milliyetçilik nutukları atıp, ülkücülere ve CHP'ye hakaretler yağdıran Bahçeli ve İktidar kanadı neden bu kahpelikler karşısında suskunlar? Gerekli sert tepkileri göstermiyorlar? Yorum yüce milletin ..
Bu Haber 1291854 Defa Okunmuştur