AYTEN SOYSAL yazdı
“Coğrafya ve aile kaderdir derler, kadere de küslük olmaz.
Evet, çok doğru .. Bizim ülkemizde ve bulunduğu coğrafyada da kadın olmak çok zor gerçekten..
Anadolu’ da kadın olmak başka, kent de kadın olmak başka, görüyoruz ki hele siyaset de kadın olmak bir başka zormuş..
Küçük bir anadolu şehrimiz olan Nevşehir’de uzun yıllar banka yetkilisi olarak görev yaptım.
Mart ayı idi, hava soğuk sağanak şekilde yağmur yağıyordu. Aracımla kırmızı trafik lambasında beklerden, kucağında küçük bir çocukla bir kadın arabanın önüne atladı.
Tıpkı Türkan Şoray’ın, unutulmaz filmi, Selvi Boylum Al yazmalım görüntüsü gibi.
Araçta, kız kardeşimle idik, şaşkınca birbirimize baktık, camı açtım.
Kadın, Çok mahcup ve ağlamaklı bir sesle,
“Kusura bakmayın, sizin kadın olduğunuzu görerek cesaret aldım. Bir buçuk saattir bu duraktayım Köy otobüsü gelmedi. Çocuğum hasta beni Kavak Köyüne bırakır mısınız? dedi.
Hemen aracıma aldım. Köyüne gidene kadar biraz konuştuk. Hikayesi çok hazin olan kadınlarımızdan biriydi Hanife.
Eşinden ayrılmış, köyde ailesinin yanında kalıyormuş. Evde huysuz baba, laf söz oluyor diye hiç dışarı çıkmasına müsaade etmiyormuş.
Çocuğu çok hasta 39 derece ateşli ve onun hastaneye götürmesine bile müsaade vermemiş. Hanife ‘de babası kahveye gidince gizlice kaçarak, yavrucağını Devlet hastanesine doktora getirmiş.
Ne kendisinin, ne de yavrusunun üstünde yok, başında yok. İçler acısı sırılsıklam olmuşlar.
“Şimdi babam eve dönmüştür beni dövecek, habersiz yalnız başıma hastaneye geldim” diyerek, sızlanıp duruyordu.
Kız kardeşimle üzüntüden ne yapacağımızı şaşırdık. Bir formül yoluna gidip, Korkma biz tanışırız amca ile konuşur yardımcı oluruz vs. diye telkinlerle, evine kadar girdik. Tanıştık ailesiyle çeşitli konularda Hanife ‘ye yardımcı olduk, Ankara’ya dönene kadar da diyaloğum sürdü..
Dedim ya, ülkemizde siyasette de, kadın olmanın çok zor olduğunu gördük.
İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in en son yaşadığı ve izlerken çok üzüldüğüm olayı görünce bir kez daha yazıklar olsun dedim.
Kameralara da yansıyan olayda; Sayın Akşener’in Balıkesir deki bir kahve içindeki vatandaşları ziyareti sırasında gösterilen o saygısız tavırdı beni üzen..
Siyasi fikirlerine katılırsınız katılmazsınız, sorunlarınız ve eleştirileriniz olabilir vatandaşımız olarak saygı duyarım..
Lakin,
Bir yerde sizi ziyarete gelen her şeyden önce bir misafir var..
Ayıptır beyler, örf ve adetlerimizde, yanımıza gelene bir yer verilir, bir çay ikram edilir.
Karşınızda her şeyden önce, bir kadın var, bir anne var, bir babaanne, devletimize hizmet etmiş ve şuanda görevde olan siyasi lider var..
O kadar erkek oturmuşlar, biri elini masaya vura vura , biri de de karşısında elini kullanarak yine o kaba vücut dili ile çirkin üslupta konuşuyor.. Size de, konuşma üslubunuza da yazıklar olsun..
Unutmayalım beyler, bir olan kadına davranışınız haliniz, kim olduğunuzu gösteren en iyi göstergenizdir.
Sizde unutmayın ülkemizi yönetenler; dünyada kadına ayrımcılık uygulayan, temel haklarına saygı gösterilmeyen, sosyal yaşama katılmalarını engelleyen, hukukun yok edilmiş olduğu, gelişen ve kalkınan bir ülke yoktur.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşamının her döneminde Türk kadınına büyük önem vermiştir. Başta seçme ve seçilme hakkı gibi büyük haklar tanımıştır.
"Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."
Sözü ile de kadınların sosyal hayatta da değerini vurgulamıştır.
8 Mart-Dünya kadınlar günü; sadece kadınları anmak, kutlamak değil, övgüler yağdırmak değil, kadın hakları, kadın-erkek eşitsizliği, kadına şiddet gibi konularında tartışılarak, çözüme ulaştırılması, kadınlarımıza daha çok değer vermemizi sağlar.
Yani;
"KADIN HAKKI; KADINA İNSAN GÖZÜ İLE BAKILDIĞI GÜN, YERİNİ ALMIŞ OLACAKTIR"
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz umutla dolu yarınlara olsun…
Bu Haber 2663653 Defa Okunmuştur