GÖKTÜRK TUNÇTÜRK
(Cafer Uğurlu) yazdı
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz, 4 gün önce İzmir HDP il binasında planlı bir cinayet işlendi.. Aslında katliam mantığı ile gidilmişti ama yapılacak toplantı biranda iptal edilince, bu katliam kısmen de olsa önlenmiş oldu
HDP binasında çay ocağında çalışan gariban, yoksul Fehime Poyraz, o gün hastanede olunca, yerine kızı Deniz Poyraz çalışmış..
Yüreği yanan ana kara haberi duyunca koşuyor cinayet yerine, polis yüreği yanan anayı içeri almamak için direniyor..
Eee peki kardeşim; belinde, çantasında silahlar, mermiler olan o psikopat katil nasıl içeri girebildi? Nasıl engel olamazdınız?
Yazık.. hem de çok, çok üzücü..
Değerli okuyucular..
Verdiğimiz şehitlere bakın tamamı gariban, yoksul ailelerin evlatları.. Eli kanlı terör örgütünün kandırıp, dağa götürdüklerine bakın yine gariban, yoksul ailelilerin fertleri..
12 Eylül 1980 askeri darbesinde Mamak Askeri cezaevi koğuşuna girdiğimde; baktım aynı koğuşta 205 kişi kalıyoruz.. Bizim gelen Ülkücülere bakıyorum, alayı fakir ailenin çocukları, Solculara baktım, onlarında hepsi gariban ailelerin çocukları..
Tabi ki zengin olanlar da vardı koğuşta.. Kimlerdi?
Partilerin yöneticileri..
İşte katledilen Deniz Poyraz’da gariban, yoksul ailenin evladı.. Anası O’na; Deniz Gezmiş’in adını vermiş..
Keman çalıyor.. Ve kahpe kurşunlar o kemanı paramparça ediyor.. Kirli ve kaos planını hazırlayan eller, beyinler devrede..
Hesap ne idi?
HDP’de katliam yapılınca, HDP tabanı da isyan edecek ve ortalığı yakıp yıkmaya çalışacaklar, tabi buna karşı çıkanlarla aralarında çatışmalar çıkacaktı, yüzlerce insan ölecekti..
Kürt- Türk çatışmasının fitili ateşlenmek istenildi..
HDP ve tabanı ile birlikte, HDP ve PKK’yı sevmeyen kesimler bu kahpe oyunun farkına vardı ve tek yumruk olup, kınadılar, herkesi sükûnete, oyuna gelmeye davet ettiler..
Temennim o dur ki; mecliste bu güne kadar Devletin ve milletin bekası, güvenliği adına olan hiçbir bildiriye, yasaya imza atmayan HDP, kendilerine gösterilen bu sahip çıkılma hareketinden ders alır ve kendini bundan sonra da düzeltir..
Değerli okuyucular..
Ben HDP’yi ve emir aldığı PKK’yı hiç sevmem ve bunlara karşı da yıllarca mücadele verdim..
Yıllardan beri devleti yönetenler bangır, bangır bağırıyor;
Doğru mu? Yüzde yüz doğru..
Binlerce evladımızı kim kahpe kurşunlarla, pusularla şehit etti?
PKK…
Eee peki; ey devleti yönetenler. Kendisini siyasi parti postu ile saklayan HDP’nin o gazi mecliste ne işi var?
Gariban esnafın ve çiftçinin 5 bin lira borcu karşılığında her şeyini haciz eden bu devlet; binlerce evladını şehit eden ve birliğimizi, dirliğimizi bozmak için ellerinden gelen her türlü kahpeliği yapan bu iblislere; neden on binlerce maaşlar verip, her seçim öncesi milyonlarca lira destekte bulunuyor?
Bu düpedüz ihanet değil mi?
Hadi siz; ihanet değil, gaflet deyin..
Yıllardan beri bu gaflet, çeşitli maskelerle saklandı..
Yok, “parti” imiş? Ne partisi yahu?
Şuan kim ki HDP’ye normal bir siyasi parti gözü ile bakıyor ise haindir, şerefsizdir..
Bunların amaçları Türkiye partisi olmak değil, hainlerin, dış güçlerin memurluğunu yapmak, ülkeyi bölüp, parçalamak, sözde Kürdistan’ı kurdurmak..
Yok AYM, HDP dosyasında şunu yaptı, bunu yaptı.. Şunu yapacak.. falan- filan..
İnanın hepsi palavra..
Net söylüyorum.. Devlet; kendine yıllardan beri harakiri yapıyor..
Tabi ki Türkiye düşmanları da, devleti yönetenlerin bu gafletini kaoslar için kullanacak..
Bu saatten sonra ne olmalı?
HDP çıkıp mecliste ve ekranlarda ya Türkiye partisi olacağını söyleyip, ağız dolusu ile terör örgütü PKK’yı lanetleyip, çöpe atacak,
Ya da bir dakika bile bekletilmeden, o gazi meclisten defedilmelidir..
Bırakın artık bu kokmuş edebiyatları.. Evlatlar gidiyor, evlatlar..
Sizler yeterince hissetmiyorsunuz ama ateş ocakları ve yürekleri yakıyor..
Bu Haber 203685 Defa Okunmuştur