Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "AB'ye rest çekti" şeklinde yorumlanan ve müzakerelerin referanduma götürülüp "devam mı tamam mı" diye sorulabileceği yönündeki açıklamaları, Türkiye’nin 4 bakanıyla birlikte yeni bir fasıl açmak üzere 30 Haziran’da çıkarma yapmaya hazırlandığı Brüksel’de dikkat çekti.
AB sözcülerinden Maja Kocijancic, “Yorumlar üzerine yorum yapmıyoruz. Bu yönde bir kararı alması gereken Türk yetkililerdir” dedi.
İngiltere’deki referandumun niteliğinin farklı olduğuna dikkat çeken AB yetkilileri, “Stratejik hedef olarak yansıtılan AB üyeliğinden vazgeçmenin de stratejik hata olacağı” görüşünde.
Türkiye halkının çoğu Müslüman olduğu için mi AB'ye alınmıyor?
Erdoğan’ın, Türkiye’nin halkının çoğunluğu Müslüman olduğu için AB’ye üye yapılmadığı yönündeki iddiasına verilen yanıt ise “Doğru değil” oldu.
Türkiye’nin müzakerelerin seyrine yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığı bir ortamda, 30 Haziran’da Brüksel’e dört bakanla çıkarma yapılacak olması da dikkat çekiyor.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn’ın sözcüsü Maja Kocijancic, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum açıklamalarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, “Yorumlar üzerine yorum yapmıyoruz. Bu yönde bir kararı alması gereken Türk yetkililerdir” demekle yetindi.
Maja Kocijancic, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi halkının büyük bölümü Müslüman olduğu için kabul etmediği yönündeki açıklamalara ise “Doğru değil” yanıtını verdi.
"Stratejik hedef mi, değil mi?"
Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerini referanduma götürme hakkı olduğunu, bunun ulusal egemenlik alanına girdiğine ve Brüksel’in karışmasının söz konusu olamayacağına dikkat çeken yetkililer bu yönde bir kararın bir adım sonrasının da düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Üst düzey bir AB yetkilisi, “Türkiye başından bu yana AB üyeliğinin stratejik hedef olduğunu söylüyor. Bu hedeften sapma varsa bunun açıkça ortaya konulmasında fayda var. Açıkçası stratejik bir hedeften vazgeçmek de stratejik bir hata olur. Hedefe odaklanıp sıkıntıları aşma yönünde ilerlemek her iki tarafın da yararına” dedi.
Bir başka yetkili ise “Müzakerelerin ilerlememesinden yakınılarak ilerlemeyi tamamen durdurma potansiyeli olan bir opsiyonun devreye sokulmasını düşünmek ilginç. Referandum fikrinin ortaya atılmasının bu referandumdan ‘evet’ çıkmasını sağlama ve sürece desteği artırma amaçlı olduğunu düşünmek oldukça zor” ifadelerini kullandı.
Tartışma nasıl gelişti?
AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, iki gün önce yaptığı açıklamada Türkiye’nin vize muafiyeti konusunda geri kabul anlaşması dahil 72 koşulu yerine getirmesi gerektiğini söylemiş ve “Eğer, Bay Erdoğan ciddi şekilde geri kabul anlaşmasını uygulamama yoluna giderse, o zaman Türklere niçin Avrupa’ya vizesiz seyahat etme imkanı verilmediğini Türk halkına kendisi anlatmak durumunda kalır” demişti.
Önceki gün Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nin mezuniyet töreninde konuşan Erdoğan ise terör tanımı nedeniyle vize muafiyeti için yeşil ışık vermeyen AB için “Biz meseleyi milletimize rahat anlatırız... İngilizlerin yaptığı gibi biz de bir kamuoyu araştırmasına milletimizle gideriz, ‘AB ile müzakerelere devam mı tamam mı’ diye sorarız” demişti.
Dört bakanla Brüksel çıkarması
AB’ye yönelik eleştiriler son dönemde bir üst kademeye taşınsa da süreci canlandırma ve ilerletme yönünde çalışmalar sürüyor. Bu çerçevede, Hürriyet’in geçen hafta duyurduğu gibi, üyelik müzakerelerinde 33 numaralı ‘mali ve bütçesel hükümler’ başlığı bakanlar düzeyinde yapılacak Hükümetlerarası Konferans’ta (HAK) 30 Haziran’da açılacak.
HAK’ta Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanıve Başmüzakereci Ömer Çelik ile bir son dakika değişikliği olmaması halinde Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın temsil etmesi bekleniyor. Bu başlık Türkiye’nin açtığı 16’ıncı başlık olacak. Türkiye’nin müzakerelere başladığı 2005’ten bu yana kapattığı başlık sayısı ise 1. Aynı gün AB ile Türkiye arasında bir başka önemli toplantı da var. Çavuşoğlu ile Çelik’in yanı sıra Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın katılacağı dörtlü bir toplantıda vize muafiyet sürecine ilişkin görüşmelerde gelinen son aşamaele alınacak. Bu toplantıda AB kanadını AB Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans temsil edecek.
Plebisit kanunu gerekiyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önerdiği Avrupa Birliği üyelik başvurusunun halkoyuna sunulabilmesi için Meclis’in karar vermesi ve bu konuda yasa çıkarılması gerekiyor. Türkiye’de 1960’tan bu yana yapılan 5 referandumun tamamı Anayasa değişiklikleri üzerinden gerçekleştirildi.
Seçimler dışında halk oyuna başvurmayla ilgili Türkiye’nin mevzuatındaki tek düzenleme, “Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun” adını taşıyor. Bu yasa Anayasa değişikliklerinin nasıl bir takvimle ve hangi yöntemle referanduma sunulacağını düzenliyor.
Bazı demokratik ülkelerde zaman zaman uygulanan “plebisit”in (halkın oyuna başvurma) Anayasa değişikliği dışında uygulanabilmesi için Meclis’in bir karar alması gerekiyor. Plebisit, genel anlamda yasama organınca halka sorulan bir soruya yanıt alınması şeklinde uygulanıyor.
Bu Haber 1237341 Defa Okunmuştur