GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Bir Parti Genel Başkanı düşünün; aylardır “15 Temmuz darbesinin siyasi ayağı nerede” nerde diye ahkamlar kesiyor..
Ve birden bire itiraf ediyor.. “MHP’de şuan FETÖ’cü vekiller ve yöneticiler var. Hepsinin isimlerini biliyorum”
Tam anlamı ile siyasi skandal olduğu gibi aynı zamanda çürümüş Adalet skandalı..
Bahçeli'nin bu itirafı karşısında; durmadan iblis FETOŞ’un 15 Temmuz’da ki kahpeliğinden ve şehitlerden bahseden Hükümet kanadından ve Saraydan bu saate kadar ‘tık’ yok..
Devletin ve ‘Bağımsız ve Tarafsız’ Adaletin temsilcisi ‘namuslu’ Savcıları kayıp..
Bahçeli’nin ekranlarda ki “Partimde bildiğim FETÖ’cüler var” itirafı ve bu güne kadar bildiği o işbirlikçileri Adalete teslim etmemesi, Hukuken açıkça “Teröre ve teröriste yataklık etmesi, saklamasıdır”.. Suç işlenmiştir..
Anlaşılıyor ki; Referandum propagandası sürecinde ‘namuslu’ savcılar da, adalet te izne çıkmışlar..
Hala kimsedeler den ses yok..
Peki; bu itirafı Kılıçdaroğlu yapsa idi ve deseydi ki; “CHP’de bildiğim FETÖ’cü milletvekilleri ve taşra yöneticileri var” neler olurdu?
Hiç düşünmeye gerek yok..
Aynı dakikada bütün yandaş medya Flaş manşetleri atmıştı, meydanlarda ise; “Eyyy Kılçdaroğlu, en sonunda FETÖ’ye destek verdiğini, FETÖ’cüleri partinde sakladığını itiraf ettin.. Savcıları göreve çağırıyoruz” denilmişti ve ‘Namuslu’ savcılar da aynı dakikada mesajları alıp Kılıçdaroğlu hakında suç duyurusu ve soruşturma işlemini başlatmışlardı, Fezleke bile yazmışlardı..
Şimdi hükumete sormak lazım..
FETÖ çetesi ile böyle mi mücadele olur?
Şehitlerin hakkı böyle mi korunur?
Yani Bahçeli’nin sakladığı FETÖ’cüler ‘iyi huylu’da, Kılıçdaroğu’nun FETÖ’cü leri ‘kötü huylu’ mu oluyor?
Bu Haber 858610 Defa Okunmuştur