GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Stres, yorgunluk vallahi kalbimize vurdu.. Bu yüzden yazı ve haber yazmayı da asgariye düşürdüm.. Kalp yoruluyor, çarpıntılar sıkıştırıyor..
Doktorumuz da; “aman abi en ufak bir siniri taşıma” diye özelikle tembihlerde bulundu..
Bende uymaya çalışıyorum ama bir son günlerde Mansur Yavaş ve söylemleri, tavırları sinir sistemlerimi ayağa kaldırdı..
Meslek icabı okumak, ilgilenmek ve cevap vermek zorunda da kalıyor insan..
Gelelim “sıfat” sahibi Mansur efendiye.. Yani; 10 ay önce Ankara Büyükşehir Belediye başkanı seçilen zat’a..
Bu zat, seçildiği günden bu güne dek, her günün sabahı kalktığında “Melih Gökçek”, akşam çıkarken “Melih Gökçek” ve basına konuşurken “Melih Gökçek”..
Mahallede ki dedikoducu hatunlar gibi her gün dedikodu üreterek ortalığa saçıp, beceriksizliklerinin, basiretsizliklerinin üzerini kapatma taktiği uyguluyorlar..
Eee bu kadar Sayın Gökçek’in adını sık, sık anan zat, mutlaka ki geceleri uyurken de “Gökçek” adını sayıklıyordur..
Ve şunu da vurgulayayım.. Öyle görünüyor ki bu zat, bir daha ki yerel seçime kadar sürekli “Melih Gökçek” diyecek ve tabi ki gidecek …
İcraat yok, laf kalabalığı, çamur atma, kendini Savcı ve Hakim yerine koyarak Melih Gökçek hakkında iddialar ortaya atarak, yargılama cüretinde bulunuyor..
Sorsan, “Hukukçuyum” der…
Bay başkan … Aylardan beri konuşuyorsun… Melih Gökçek şuraya şu kadar para harcamış, buraya bu kadar para harcamış, şunu yapmış, bunu yapmış..
Suç işliyorsun “Hukukçu başkan”…
Sen ne Savcısın ne de Hakimsin.. Varsa bir sıkıntı veya yolsuzluk götürür ilgili makamlara belgeleri sunarsın..
Sen ne yapıyorsun? Attığın iftiralar ve çamurlar sanki doğruymuş gibi kamuoyun da algı yaratıp, Melih Gökçek’i yıpratmayı hedefliyorsun..
Buna da çapın yetmez..
Aslında şaibeli bir başkanın da Cumhuriyetin Başkentini yönetme gibi bir garabet bir durum var ortada..
Seçilmeden önce bile bir iş takipçisi, ahlak seviyesi düşük olan bir adamla sahte senet olayı patlak vermişti..
Bakın; Mansur Yavaş’ın “bilgisayarında çocuk pornosu bulunduruyor” diye suçladığı ve bundan da ceza alan adam ile ve tahsil etmek istediği 650 bin dolar alacak ile hiçbir resmiyeti yok..
Adam iş takipçisi … Mansur Yavaş ile dava sahibi kişiler arsında tellallık yapıyor..
Sonra anlaşmazlık çıkıyor ve adamın sevgilisi olduğu ileri sürülen bir kadın, içinde porno görüntüleri olan Bilgisayarı Mansur Yavaş ve ekibine getiriyor..
Galiba bilgisayarı bunlara getiren o kadın da hala bunlarla işbirliği içinde..
Sonra ne oluyor? “Hukukçu ve adaletçi başkan” tam iki yıl bu adamı bilgisayarı ve içeriğindekilerle şantaja başvurup, aracıdan parasını tahsil etme yoluna gidiyor.. Hem de telefon mesajları ile.. Kendisi de bu tehditleri, şantajları tv’de ki programda itiraf etti…
“Paramı tahsil etmek için başka çarem yoktu” dedi..
Şimdi o iş takipçisi adam çocuk pornosu bulundurmaktan ceza aldı diye Mansur Yavaş temize mi çıktı? Asla ..
Şimdi bir örnek fıkra ile buna açıklık getirelim..
İki samimi arkadaş oturup kafayı çekiyorlar.. Birisi tedirgin şekilde diğerine diyor ki; “yahu kardeş, ben sana kötü bir şey söyleyeceğim ama arkadaşlığımız bozulur diye korkuyorum” ..
Arkadaşı merakla; “Yok kardeş söyle, dostluğumuz bozulmaz..”
Arkadaşı diyor ki; “Kardeş senin ananı umumhanede görmüşler, dostun olarak sana bildirmem lazım”…
Arkadaşı şaşkın bir şekilde sormuş; “Kim görmüş anamı ulan”..
Arkadaşı cevap veriyor; “Vallahi benim anam görmüş”….
Tepki beklerken, arkadaşı basmış kahkahayı…
Demiş ki; “Yahu kardeş, senin anan temiz kadında, umumhanede ne işi var”…
Evet.. Mansur Yavaş.. Siz temiz ve adaletli bir iş yapıyorsanız, pornocu diye suçladığınız ve takip ettiğin dava ile hiçbir resmiyeti olmayan iş takipçisi, pornocu adamla ne işiniz var?
İşte o adamın bu ahlaksızlıktan ceza alması aslında sizlerin de karanlık bir adamla iş takibinizin delilidir.. Şaibenin göstergesidir..
Gelelim yakın zamanda ki Sinan Aygün ve TOGO kuleleri skandalına ..
Laf kalabalığı yaparak, “Kanun ne diyorsa o” diye naralar atıyorsun..
Aynı sen, tv’de “bizim çocuklar para istemezler, isteseler okul parası istemişlerdir”..
Bak, bak.. Bu da sizin pazarlığınızın bir itirafıdır..
Mademki kanunsuz bir şey var ortada niye son dakikalara kadar 3-5 kez Sinan Aygün ve kardeşi Sibel Aygün ile meclis üyelerinizle pazarlıklara oturuyorsunuz?
Bak yine sana Hukuk iğnesi vuracağım…
Hukuken; belediyenin Hukuk müşaviri sana bile sormadan istinafa itiraz dilekçesini verir.. Çünkü iç hukuk yollarını takip ediyor… Belediyenin menfaatini koruyor..
Sonra Sinan Aygün’den bir şey koparamayınca gidip istinafa verilen dilekçeyi geri çekiyorsunuz ve Hukuk müşavirini de görevden alıyorsunuz..
Diyorsun ki; “İstinafa gidilmemesi konusunda talimat verdim”..
İşte Hukukçu başkan.. Burada da boşluğa düşüyorsun..
Sözlü talimat veremezsin… Yazarsın bir yazı, imzalarsın o geçerlidir..
“Hukuk” diyorsun … Bak senin imar dairesi başkanın, inşaatın durdurulmasını isteyen Mimarlar Odasına ne diye cevap yazıyor?
“İptal kararını uygulayamayız. Geri dönüşümüz olamaz.. Kişinin müktesep hakları doğmuştur..”
Belediye ekiplerinin Kasım 2019 tarihinde kulelerin yapımı sürecinde “uygun” tutanakları var..
Bütün bunlar varken, siz tanıdık bir kurtarıcı Tv’ye çıkıp, laf kalabalıkları ile alaylı gülüşler ile “Kanun ne diyorsa odur” narası atıyorsunuz..
Evet.. Söyle “hukukçu başkan”… Bunların neresinde kanun var, hukuk var?
Hepsi şaibe kokuyor …
Genel Merkezin seni ister, istemez desteklemesi ve Sinan Aygün ile meclis üyesi kardeşine karşı tercih etmesi, işin doğruluğunu göstermez, şaibelerin üstünü örtmez..
CHP’mi? Vallahi zaten senden ümidi kesmiş, aday gösterdiklerine bin kez pişman ama şimdilik susmak zorundalar..
MELİH GÖÇKÇEK’İN CEBİNDEKİ TOZUN SIFATI, SENİN SIFATINA MİLYON BASAR MASUR EFENDİ
Ağaçları kasten kurutan, parktaki havuzları doldurmaktan aciz olan, 5 gündür patlayan su borularını yapamayıp, belediyeyi her gün zarara sokan, ufak bir kar yağması sonrası yolları tuzlayamayan, suya fahiş zam isteyen bu zat, geçen gün yine çıkıp, basına “Melih Gökçek” nakaratını söylemeye başladı.
Ve çamurunu ekliyor; “Melih Gökçek, Gençlik Parkında ki fıskiyeye 5 milyon lira para harcamış” .. Öyle de bir söylüyor ki, Gökçek ve etrafı paraları ceplerine indirmişler görüntüsü ile …
Tabi bu zat’ın parkta ki fıskiye ile hiçbir bilgisi yok.. Etrafında ki aveneleri yazıyor bir kağıda, gönderiyor reklamlar verdiği gazetelere, aynı matbu evrak gibi haberler çıkıyor..
Evet.. Hukukçu Başkan … Bak Gençlik Parkında ki görsel su oyunları sergileyen fıskiye yapılmadan önce 2010 yılında Ankaralılara fiyatı ile bildirilmiş ve Anketle de sorulmuş..
Denilmiş ki; “Bu görsel şöleni buraya yaptıracağız, fiyatı da şu kadar olabilir, Ankara halkı isterse yapacağız, istemez ise yapmayacağız”…
Ve Ankette; yüzde halkın 65’i “yap” diyor..
Dolayısı ile açık olan kanunini bir ihale yapılıyor…
Bun görsel fıskiyenin dünyada ki fiyatları da bellidir…
Şimdi sen ve aveneleriniz yine kendiniz hem Savcı hem de Hakim yerine koyarak yolsuzluk varmış gibi ortaya bir karar atıyorsunuz, algı yaratıyorsunuz..
Daha doğrusu pislikler atıyorsunuz …İşinize bakın, işinize..
Ve bu pislik atmalarının akabinde gazeteci soruyor yavaş Başkana;
“Melih Gökçek ile televizyona çıkıp, tartışır mısınız?”
Bakın, bakın.. Çok büyük bir kibir ile aynen şu cevabı verdi;
“Benimle televizyona çıkması için bir sıfatı yok”..
Yani Melih Gökçek’i küçümsüyor ve sıfatsız bir kişi olarak yorumluyor..
Yahu kardeşim .. Mademki sıfatsız bir kişi de niye 7/24 Melih Gökçek adından bahsediyorsun?
Sonra sen kimsin? Haddini bil, 10 aylık başkan…
Allah korusun, demek ki sen Melih Gökçek gibi 25 yıl Ankara’yı yönetseydin, bütün siyasetçilere kibirle havalardan bakacaktın…
“Sıfatı yok” diyor… Yahu Melih Gökçek bırak Ankara’yı, Türkiye’de efsane bir başkan olmuş ve halende böyle anılıyor..
Evet.. Melih Gökçek’in cebinde ki tozların sıfatı, senin sıfatına milyon basar yavaş başkan…
Hukuku biliyorsan, Hukuk ahlakı içinde konuş ve haddini de aşma, daha dün bir ilçe Belediye başkanlığından geldiğini de unutma…
Ayrıca yiğitseniz, Sayın Melih Gökçek’in “Siyaseti bırakma” restine de katılırsınız …
Bu Haber 731191 Defa Okunmuştur