GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Yazımıza başlamadan önce tüm İslam dünyasının Ramazan bayramını kutlarken, Şehit analarına, babalarına, eşlerine, evlatlarına, yakınlarına derin sabırlar diliyorum..
Ateş, düştüğü yeri yakıyor ve o ateş hiç sönmüyor, küllenmiyor.. Allah kimselere evlat acısı vermesin..
Allah; Türkiye ve Türk düşmanlarını da kahretsin..
Evet .. İktidar ve yan ortağı Bahçeli cidden çok sıkıştı..
Hem de her konuda…
Elde kaldı; “FETÖ,PKK, ABD projesi, işbirlikçi hainler” çamurları..
Bu çamurlarda artık tutmuyor..
Ve Cumhur ittifakının en hırçın muhalifi Coronavirüs oldu.. İktidarı yedi, bitirdi.. Bütün pembe balonlarını birer, birer patlattı…
Ülkede ne ekonomik, ne de siyasi gidişatın hiçte iyi olmadığını tüm çıplaklığı ile ortaya çıkardı..
Corona görünür bir şey olsa, vallahi; CHP’ye de, İYİ Parti’ye de; “Bunlar terör grupları ile işbirliği yaptıkları gibi, milletimizin sağlığını olağanüstü tehlikeye sokan hain Corona ile de işbirliği yapıp, bize saldırmaya başladılar” diyecekler..
Adana’da güneşin ağır sıcaklığında asfalt üzerinde yumurta pişirilirken, normal seçim gününe daha 2,5 yıl kadar zamanı kalan iktidar ve ortağı da ışık hızlı ile yarışacak şekilde erimeye başladı..
Normal seçim gününü beklerse tümden eriyip, bitecek, yok olacak..
Devlet Bahçeli biliyorsunuz artık Türkiye’mizde ani çıkışlarıyla ve özellikle “erken seçim” ilan etmesiyle ile anılır oldu..
Şimdilerde köşelerden, bucaklardan kurnazca, üstü kapalı “erken seçim” dillendirilmeye başladı..
Peki, işin aslı ne? Gerçekten erken seçim olur mu? Olacak mı?
İktidarın muhaliflerine “Kadırgalı Eşref” gibi naralar ile saldıran ve birçok ağır ithamlarda bulunan Devlet Bahçeli’de artık “Erken seçime” gidelim demeye utanır oldu ama erken seçiminde kaçınılmaz hale geldiğinin çok farkında..
Bahçeli biliyorsunuz, aynı zamanda çeşitli kurnaz hesapların adamı.. Hesaplar yaptı ve çıkıp güya millet iradesinin meclise yansımasının tam olması görüntüsü ile dedi ki;
“Acilen Siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli.. Meclis açıldığında da ilk işi bu olmalı”..
Bahçeli’nin çok denklemli bu hesabında; İş Bankasına el konulmasından tutunda, 50+1 oranının düşürülmesine kadar her şey var..
Siyasi Partiler yasasında yapılacak değişikte 67. Maddenin içerisinde “Siyasi partiler; bankalarda temsilci de gösteremez” ibaresini araya sıkıştırıp, CHP’yi İş Bankasından sıyırıp, yüzde 28 oranının Hazineye devredilmesini sağlayacak..
Seçim barajı zaten artık hiçbir işe yaramıyor.. Çünkü; partili cumhurbaşkanlığı sistemi el mahkum ittifakların oluşmasına sebep oldu..
BIRAKIN BU ANKET AYAKLARINI
Bahçeli bu hesapları yaparken, iktidar muhalifi ve iktidar yanlısı veya ortalarda yürüyen Anket firmaları, bu salgın ortamında birden bire; “Yarın seçim olsa hangi partiye oy veririsiniz, en güvendiğiniz lider kim?” gibi sorularla düzenlenen Anketler yağmurunu yağdırmaya başladılar..
Hayırdır ağalar… Salgın belasının ortasında bu seçim mantığının işi ne? Sizlere kim yaptırıyor bu anketleri?
Ve dikkat edin, hemen, hemen hepsinde de Cumhur ittifakının oyları 50’nin altında gösteriliyor ama kararsızlar oranını da 15-20 basamağında gösteriliyor..
En çok güvenilir lider olarak tabi ki her ankette Erdoğan gösteriliyor..
Ne mesaj veriliyor? “Gel vatandaş, bak yüksek oy oranı ve en güvenilir lider bizde, karasız kalma, bize katıl, oyunu ver”..
Kurnazlık bu ..
Bahçeli’nin hedefinde; partili cumhurbaşkanlığı sistemi seçiminde ki 50+1 oranını yıkmak, yeni bir düşük rakam yasalaştırmak..
Seçime girecek partilerde şartları zorlaştırmak.. Üstü kapalı Milletvekili transferlerini yasaklattırmak..
Yani; Millet İttifakını ve doğacak üçüncü ittifakın önünü kesmek ve gücünü kırmak hesabında..
İşte Bahçeli’nin denklemli hesabında, hesaba katmadığı önemli bir nokta var..
Milletin kararı ve egemenliği ..
Öyle gidip, 83 milyon nüfuslu Türkiye’de; 2-3 bin kişi ile görüşüp, ortaya anket sıkmakla milletin yaşadığı acı gerçeklerin üzerini kapatmaya çalışmak, kesinlikle geri tepecektir..
Düşüş zamanının geldiğini bilen Cumhur ittifakı, “zarardan ne kurtarırsak kardır” hesabı ile kesinlikle baskın mantığıyla erken seçime gidecek..
Peki, bu hesaplar doğru mu?
Çok alternatifli görüşlerden edindiğim bilgiler diyor ki; “Aralık 2020” nin ilk haftasında genel seçim planlanıyor..
Peki, Kılıçdaroğlu, Meral Akşener bu gizli planın farkındalar mı?
Hem de net bir şekilde..
Bakın; Bahçeli çıkıp kurnazca siyasi partiler ve seçim yasasının değişmesini istediğinde; Kılıçdaroğlu’da mesajı alıp, ertesi günü çıkıp dedi ki;
“Siyasi partiler ve seçim yasası düzenlenmeli ve seçim barajı da kaldırılmalıdır”..
Ve dikkat edin … “Evet, Bahçeli’ye katılıyoruz, ona cevap veriyoruz” demedi..
Bahçeli’nin kurnazca çektiği blöfü görüp, “hodri meydan” mesajını verdi..
Sonra ne mi oldu? Bahçeli ve iktidar cephesi işin bozulduğunu anlayıp, ne olumlu, ne de olumsuz tek bir cümle ile bile cevap vermediler..
Artık geri dönüş yok.. Salgın normalleşme günlerinin paketlerini birer, birer açıp, Meclisi de açarak işe başlatıp, düzenleme yapılacak yasalarla erken seçimin kapısı net bir şekilde aralanacak..
Peki, sokakta ki vatandaşlar ne diyor?
Öncelikle vatandaş “mağduriyetten ve devletinden destek görememekten, yoksulluktan, sıkıntılardan” dolayı resmen “imdat” çığlığı atıyor..
Cumhur ittifakı ve liderleri de olağanüstü güven kaybına uğramış durumda..
Peki, en güvenilir lider kim olarak görülüyor?
Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener; Birinci sırayı almada yarış halindeler..
Bakın size bir şey yazayım, bu öyle havadan mantık veya siyasi öngörü değil.. Tam gerçeğin ortası..
Ahmet Davutoğlu ve Karamollaoğlu bile Devlet Bahçeli’yi “güvenilir” açısından çok gerilerde bırakacak ortamdayız.
ÜÇÜNCÜ İTTİFAK BÜYÜK İHTİMAL…
Erken seçim olayı kesin.. Peki, ittifaklarda değişiklik olacak mı?
Olacak ….
Cumhur ittifakını mecliste tamamen saf dışı etmek için yapılan hesap şu imiş..
“İmiş” diyorum, çünkü; bu kesin olmamakla aldığım güvenilir bilgi.. Değişebilir..
CHP, HDP’yi “normale” dönüştürecek.. Nasıl normale dönüştürecek?
HDP’yi, PKK çizgisinden vaz geçirerek…
Ne olacak? CHP; ya tek başına seçime girip, listesinden HDP’ye milletvekilleri verecek, ya da resmen HDP ile ittifak halinde kuracak..
Ama yine aldığım bilgi kaynağı diyor ki; HDP ile ittifaktan ziyade, dışarıdan destekle HDP’ye, CHP listesinden milletvekili verilmesi planı tercih edilmekte..
Peki; İYİ Parti ne olacak?
Evet.. Eğer CHP bu hesabı yaparsa İYİ Parti, Gelecek Partisi, Saadet Partisi de ayrı bir milli ittifak kuracak..
Öte yandan CHP+HDP işbirliği düzeyli bir şekilde oluşmaz ise İYİ Parti+ CHP ittifakı devam edeceği gibi bu ittifaka Saadet Partisi ve Gelecek Partisi de katılacak, HDP yine tek başına barajı aşma güveni ile girecek..
BBP ne mi olacak?… BBP bu seçimde tek kelime ile tarihe karışacak …
Ya Ali Babacan ve partisi DEVA nerede yer alacak?
Evet.. Şuan AKP iktidarını çok hafif eleştirilerle iğneliyor ama yüzde 90 AKP+MHP ittifakına katılacak..
Böyle bir üçlü ittifak seçimi sonucu ne mi olur?
Vallahi seçim sonucunda Bahçeli, Osmaniye’de inşaatı bitmiş dinlenme malikanesine gidip, yerleşecek..
Cumhur ittifakının, bu görünen fotoğrafta 70’in üzerinde milletvekili çıkarması bile çok zor görünüyor…
Ben demiyorum… Sokaklarda, ekranlarda, işyerlerinde, evlerde “imdat” çığlığı atan halk söylüyor..
Kaderde Allah ne derse o olur, seçimde ise millet ne derse o olur..
Bırakın darbe gibi nahoş ifadeleri, sandığı kurun, millet mesajını sandıkta versin…
Ve Türkiye’nin de çok, çok acil olarak ta siyaseten normalleşmeye ihtiyacı olduğunu gerçeği de ortada…
Bu Haber 864014 Defa Okunmuştur