GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Türkiye’de ilk kez çok detaylı bir CHP analizi yaptık.. Hem de günahı ve sevabı ile..
Bu önem arz edecek CHP analizini, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun en yakın kurmaylarından olan bir Genel Başkan Yardımcısı ile yaptık..
CHP ve kendi adına da önemli özeleştiriler sunduğu için, bazı mantıksız yorumlar sonucu hedef haline gelmemesi adına, bu değerli kurmayın adını “şimdilik” yazıda açıklamamanın en doğrusu olacağını düşündük..
Zaten bu detaylı analizde ki tek amacımız, Kan zehirlenmesi belirtileri gözlenen, CHP’nin erken teşhis ile hızlı bir şekilde bu hastalıktan kurtulması ve sağlığına kavuşup, halsizliği üzerinden atıp, hızlı adımlarla koşup, hedefine biran önce varmasıdır..
“Kan zehirlenmesi” mesajımızda ki ima şu;
Cumhuriyet Halk Partisi’ni; ülkemizi bütün sıkıntılara rağmen kurtaran ve Cumhuriyetimizi ilan eden, Başbuğların Başbuğu gazi Mustafa Kemal Atatürk kurup, Türk milletine demokrasi adına hediye etmiştir..
Türk milletinin Atası olan gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen hala dünyada “efsane lider” olarak anılan tek Başbuğdur..
Evet.. Türkiye’mizin en azından yüzde 75’i de “Atatürk sevdalısıdır”..
“Kan” derken, işte bu sevda ruhunun teşbihi manada mesajını vurgulamak istedik..
Lakin, bu ruhun varlığına rağmen, CHP genel seçimlerde yüzde 25’in üzerinde oy alamaması düşündürücüdür..
Peki neden?
Yüzde 75’i sıkı Atatürkçü olan ülkemizde, CHP; her seçimde en az yüzde 40 ile 50 arasında oy laması gerekmiyor mu?
Değerli okuyucular..
Ben Ülkücüyüm.. Yarın seçim olsa; oyum CHP’nindir..
Yani şuan ki siyasi kargaşa ortamında oyum, “kerhen” CHP’nindir..
Bu düşüncemi birkaç makalemde de kamuoyuna aktarmıştım.. Şuan ki siyasi ortama göre oy verme mecburiyeti hissetmek ayrı, parti değiştirmek ayrı..
Bu hassasiyetimden dolayı; CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’da telefonla memnuniyetini belirttiği gibi, Kurban Bayramında; SMS ile bayramını kutladığım, CHP Genel Başkan Yardımcısı da beni telefonla arayarak, bayramlaştık..
İşte bu sohbet sırasında, benim oyumdan bahsederken, bana aynen şu soruyu iletti..
“Göktürk bey.. Milliyetçi- Ülkücü camianın penceresinden bakıldığı zaman CHP nasıl görülüyor?
Size göre CHP’nin uygulamalarda ki yanlışlıkları nelerdir? Neler öneriyorsunuz ve halk şuan CHP’yi nasıl yorumluyor?”
Evet… Cevabım şöyle oldu;
“Şuan ki CHP, bizim 12 Eylül 1980 öncesi mücadele ettiğimiz CHP olmadığı gibi, CHP’de şimdilerde Milliyetçi- Ülkücü camiaya sevgi ve birliktelik dolu sıcak eller uzatmaktadır..
En önemlisi; büyük ortak duygumuz .. Başbuğların Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Atatürk …
Başbuğ…; Serdar… Öncü lider demektir..
Bize gazi Atatürk’e; “Başbuğların, Başbuğu” dememizi rahmetli Alparslan Türkeş öğretti..
Ve derdi ki; “Atatürk’ü sevmeyen; Türk milliyetçisi de olamaz, Ülkücü de olamaz”..
CHP’yi kuran işte bu efsane önderdi..
Evet.. CHP, Bülent Ecevit döneminde iktidara geldi ama Ülkücülere en ağır hakaretler de bu dönemlerde yapılmıştır..
Ülkücüler ile CHP arasında ki buz dağları; özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasından sonra tamamen erimiş, kucaklaşmaya, birlikteliğe dönüşmüştür..
Ülkücüler asla Faşist değildir ve Faşizme de hizmet etmemiştir, hiçbir zamanda Faşizmin propagandasını yapmadıkları gibi, Faşizm propagandası yapmaktan ceza alan tek bir Ülkücü yoktur..
CHP, son yıllarda Demokrasi ibresinin yükselmesi için, Adalet ve İnsan hakları konusunda verdiği mücadele, çok büyük sevaptır..
CHP şuan Türkiye’de Birinci parti konumuna gelmiştir.
Tabi ki CHP’nin de vatandaşlar tarafından hoş görülmeyen günahları da var..
En önemlisi şu; Atatürk’ün kurduğu parti de, Atatürk’ü sevmeyen, Atatürk’e karşı düşmanca yorumlar yapan, milletvekilleri, merkez yöneticileri, il başkanları, ilçe başkanları var..
Özellikle; CHP’nin, demokrasi adına HDP’nin siyasi haklarını korumasını istismar eden ve HDP’de siyaset yapma şansları olmayan, binlerce HDP’li, CHP’ye üye olup, CHP içinde gerçek emellerini yürütmekte, emellerinin propagandalarını bu siyasi şemsiye altında rahatça yapmaktalar..
İşte bu görünen fotoğraf, Atatürk sevdalılarını kızdırmakta ve sitemler yağdırmaktadır..
Haklılarda.. Çünkü; CHP içinde hala HDP aşkını içinde yaşatan binlerce sahte CHP’li isimler var..
Bu görüntü, CHP rakiplerine de malzemeler verdiği gibi, CHP’ye önemli oranda oy kaybetmektedir..
Evet.. Şimdi CHP’de bu yanlışı görüp, harekete geçmiştir..
CHP’ye en büyük siyasi darbeyi indiren HDP olmuştur..
Bakın, Doğu ve Güneydoğu illerinde geçmişte birinci parti olan CHP, şimdi üçüncü sıralara düşmüştür, hatta bazı illerde yok olmuştur..
CHP’nin oyları nereye akmıştır? HDP’ye..
Geçte olsa bunun farkına varan CHP şimdi “Doğu Masasını” kurmuş ve Doğu ve Güneydoğu illerinde sahaya inip, kaybolan oylarını yeniden kendi hanesine yazdırmak için çalışmalar başlatmıştır..
Bu çalışmanın da başarıya ulaşacağını düşünmekteyim..
Ve CHP’de diğer önemli bir sıkıntı..
Son yıllarda, özellikle Deniz Baykal’ın zina olayından sonra yükseliş gösteren bir ahlak erozyonu oluştu..
CHP’de unvan sahibi yüzlerce ismin; taciz ve tecavüz suçlarını rahatça işlediklerini görmekteyiz..
“Herkes yapıyor, AKP’de de var, MHP’de de var, CHP’de olunca niye tepki gösteriliyor” gibi saçma savunmalar, CHP içinde ki bu ahlaksızları cüretlendiriyor..
Diyorsunuz ki; “Bizde bu ahlaksızlığa geçit vermiyor ve tespit ettiklerimizi derhal CHP’den ihraç edip, atıyoruz”..
Doğru.. CHP zaten bu ahlaksızlığa müsaade etmez..
Ama ya tespit edemedikleriniz? Etrafınızda dolaşıyorlar, CHP adına halkın arasında propaganda yapıyorlar..
Muhafazakâr oylar, neden Atatürk’ün rahmetli olmasında sonra yavaş, yavaş CHP’den çekildi?
Kılıçdaroğlu’ndan önce ki Genel başkanların suçu..
Gerçi şimdilerde Sayın Kılıçdaroğlu bu bakış açısını yıkıp, Milliyetçi- Muhafazakar oyların CHP hanesine yazılmasını sağladı ama yeterli değil..
Sayın başkan.. Diğer önemli olumsuzluk… CHP’nin kazandığı Belediyeler..
İşbaşına gelen Belediye Başkanları ve etrafında ki yöneticiler; karda, çamurlarda CHP için çalışan partilileri seçimden sonra resmen unutmuş ve görmezden gelmişlerdir..
Siz bakmayın Belediye Başkanlarının ahkam kesmelerine.. Bu tutum parti tabanını isyana kadar götürmüş ve sandığa gitmeme kararı aldırmıştır..
Birçok il başkanı, şahsi tutumları ile bölgesinde CHP’nin oy oranını artıracağı yerde, CHP’nin var olan oy oranının aşağılara düşmesine neden olmuştur..
Çünkü il ve ilçe örgütlerinin çoğu; partinin değil de, bölgelerinde bazı hesaplar peşinde olan Belediye Başkanlarının ve siyasilerin şahsi hizmetleri adına varlık göstermektedirler”…
Değerli okuyucular..
Benim, CHP adına sergilediğim sevap ve günahlara, Sayın Genel Başkan Yardımcısı yüzde-yüz katıldığını vurgulayıp, partiyi sıkıntıya sokan konuların üzerine daha da hassasiyetle gideceklerini belirtti..
Ve ben… Sayın Genel Başkan yardımcısına;
“Mademki bu tespitlerimi CHP ve geleceği adına yararlı görüyorsunuz, bu sohbetimizi Analiz olarak, değerlendirip, makale ile kamuoyuna aktarabilir miyim?” önersini sundum..
Sayın Genel Başkan yardımcısı da son derece demokratik tavır sergileyerek;
“Tabi ki, çok güzel olur.. Ama benim adımı şimdilik zikretmez isen sevinirim” dedi..
Tabi ki.. Bizim amacımız kişilerin propagandasını yapmak veya CHP’yi suçlamak değil, CHP’de kan zehirlenmesine neden olan bakterileri temizleyip, yok etmek..
Huzurlu yarınlara…
Bu Haber 160891 Defa Okunmuştur