GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yılın “zarf”ını attı.
Kime attı bu zarfı?
AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a..
100’ün üzerinde Belediyelere atanan kayyumlara, Belediye başkanlarının baskılar sonucu istifaya zorlanmasına sinirlenen Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısının sonunda yumruğunu kürsüye defalarca vurarak;
“Buyur kardeşim, hodri meydan, 17 ay beklemeye gerek yok, yüreğiniz yetiyor ise gel yerel seçimleri erkene alalım, biran önce seçimi yapalım” diyerek Erdoğan’a ve AKP’ye restini çekmişti.
Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışından önce hepimiz yazdık, çizdik.
“AKP baskın bir erken yerel seçimi 15 Temmuz 2018 tarihinde yapacak” diye..
Tabi AKP kurmayları; “Öyle bir şey yok, gündemimizde de hiç yok” diye yalanlamaya gittiler.
Tabi ki yalanlayacaklar… “Evet” doğru mu diyecekler?
Sonra halkın oyları ile seçilmiş AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanları resmen tehditlerle istifa ettirildiler..
Bunun gerekçesini ise ; “Demokrasi gereği ve dava adına” denildi..
Bunun peşi sıra Kılıçdaroğu çıktı Tv’ye restini büyültüp;
“Hodri meydan Yerel mi, genel mi, Başkanlık seçimi mi? Meydan okuyorum, gelin erkene alıp, seçimleri yapalım”..
Tabi Kılıçdaroğlu’nn bu restine birçok AKP kurmayı ve bakanı, “Bu ucuz politika, Erken seçim yok, seçim 2019’da” gibi ret edici ifadeler kullandılar.
Ama Kılıçdaroğlu bu zarfını asıl Erdoğan’a atmıştı.. Beklentisi ondandı.. Fakat Erdoğan bilinçli şekilde cevap vermiyordu..
Ve Erdoğan dün düştü Kılıçdaroğlu’ nun zarfına.. Hem de Kılıçdaroğlu’nun beklediği ifadeleri ile..
Erdoğan dedi ki;
“Hangi erken seçim, Neyi konuşuyorsun sen? ‘Demokrasilerde zaman bellidir. Vakit gelir ve çıkar seçimi yaparsın’.. Ey Kılıçdaroğlu, çalış da 2019 Mart'ına hazırlan sen. Şimdi sana seçim desem köşe-bucak kaçacaksın”..
Bakın ne diyor Erdoğan; “DEMOKRASİDE ZAMAN BELLİDİR, SEÇİM VAKTİ GELİR, ÇIKAR SEÇİMİ YAPARSIN”..
İşte Erdoğan’ın bu sözleri, istifa ettirdikleri Belediye Başkanları içinde geçerlidir..
Belediye Başkanları AKP’den olabiliriler ama halkın oyları ile seçilmişlerdir ve eğer herhangi bir suçları yok ise yapılacak seçim vaktine kadar kimse görevden alınamaz, istifaya zorlanamaz.. Bu keyfi işlem olur, milletin iradesini hiçe saymak olur.
Ancak, seçim vaktinde adayını değiştir, o kadar..
İşte Kılıçdaroğlu’nun istediği itiraf ifadeleri bunlardı..
Şimdi soracak Erdoğan’a; “Seçim vakti diyorsun, peki niye seçim vaktinden önce halkın oyları ile seçilmiş belediye başkanlarını zorla istifa ettiriyorsun? Hem de hiçbir suç gerekçesi göstermeden.. Bu milli iradeyi hiçe saymaktır”.
Ve Kılıçdaroğlu’nun beklediği ikinci cevap.. Onu da aldı Erdoğan’dan;
“Eyy Kılıçdaroğlu, şimdi sana seçim desem, köşe –bucak kaçacaksın”..
Erdoğan aslında erken yerel seçimi planladığını itiraf edecek ama resti, rest ile gördüğü pozisyonu yaratmak istiyor…
Şimdi Kılıçdaroğlu çıkıp bu sözüne ne diyecek?
“Buyur, ‘seçim’ de. Kaçan namerttir. Hodri meydan gel mecliste erkene alalım seçimleri”..
Ve Erdoğan’da, “Biz milletten kaçmadık, kaçmayız” diyerek erken seçimi onaylayacak..
Neden mi?
Erdoğan’da ve AKP’nin tüm örgütleri de biliyor ki her geçen gün hızla dibe doğru kayıyorlar..
Ne kadar erken seçim, o kadar kurtarma taktiği AKP’nin vaz geçilmez yoludur..
Şimdi çıkıp halka; “Eyy vatandaş, hadi bize bir emanet Belediye Başkanı seç te ver” mi diyecekler..
Vatandaş oylarının resmen çöpe atıldığını nasıl unutacak?
Bakın Melih Gökçek ne dedi?
“Ne metal yorgunuyum, ne de başarısızım ama liderim emretti, istifa ettim”..
Millet bunun muhasebesini yapamayacak kadar aptal mı?
Bu Haber 741569 Defa Okunmuştur