AV. AŞKIN DEMİR yazdı
(Ankara Barosu Genel sekreteri)
Anayasal Bir Hak Olarak : “Kişisel Verilerin Korunması” ve İhlali Durumunda Türk Ceza Kanunu’na Göre Yaptırımı…
07.04.2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazete ’de 6698 sayı ile yayımlanan “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU” , kişisel verilerin işlenmesinde başta özel hayatın gizliliği olmak üzere kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin yükümlülükleri ile uyacakları usul ve esasları düzenlemeyi amacı ile çıkarılmıştır.
Kişisel verilerin korunması hakkı Anayasal güvence altındadır…
2010 yılında Anayasal güvence altına alınan kişisel verilerin saklanması hakkı, Anayasamızın 20. Maddesinin 3. Fıkrasında: “Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir.
Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar.
Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kişisel veriler, ancak ve ancak hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olarak, doğru ve gerektiğinde güncel olmak şartıyla, belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenebilir ve işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmak zorundadır. Bu şartlar altında işlenen veriler ancak ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilmesi zorunludur.
Kişisel veriler, kanunda tahdidi olarak belirtilmiş haller dışında, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez.
Özel nitelikli kişisel veriler ise kanunla belirtilmediği ve ilgili kişinin açık rızası olmadığı sürece hiçbir suretle işlenememektedir..!
Peki, özel nitelikli kişisel veriler nelerdir?
Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.
Bu veriler; kanunla belirtilmediği sürece ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenemez.
Ancak ve ancak, sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler, kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
Kanuna Aykırı Olarak Kişisel Verileri Tutmanın Cezası Nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 135. Maddesi uyarıca, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmektedir.
Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.
Bunun yanında, kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Yine, kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetkiyi kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halleri nitelikli haller sayıldığından, verilecek ceza yarı oranında artırılmaktadır.
Kişisel verilerinizin işlenmesine açık rızanız bulunmuyorsa, Merkezi Ankara’da bulunan, Kişisel Verileri Koruma Kurumu karar organı olan Kişisel Verileri Koruma Kurulunu’na idari şikayette bulunulabilmektedir.
Kurul, şikâyet üzerine veya ihlal iddiasını öğrenmesi durumunda resen, görev alanına giren konularda gerekli incelemeyi yapabilmekte olup, 5. 000 TL’den, 1.000.000 Türk Lirasına kadar idari para cezası verme yetkisine sahiptir.
Bu Haber 721870 Defa Okunmuştur