GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz… Geçmiş yıllarda kendi istediği bir ismin Ankara Büyükşehir Belediyesine aday gösterilmediği kini ile Melih Gökçek’e hitaben bir siyasi isim;
“Ankara’yı; FETÖ’ye Parsel, parsel sattı” diyerek, sonra da bu sözlerine açıklık getirmekten kaçıp, attığı çamurları gizemli hale getirmiş ve O isim tarafından ortaya atılan bu iddia da muhalefet unsurları tarafından sürekli eleştiri malzemesi olarak kullanmıştı..
Ve bu iddia geçerliliğini yitirse de, halen muhalefet kanadından bazı isimler tarafından zaman, zaman kullanılmakta..
Bu iddiayı kin ve hırsla ortaya atan kimdi?
O zaman hükumet içinde önemli görevlerde bulunan Bülent Arınç..
Arınç; bu çamurları kime doğru fırlatmıştı? Ankara’da çok uzun süre Büyükşehir Belediye başkanlığı görevini kazanmış ve seçmen tarafından da “yenilmez başkan” adıyla halen anılan Melih Gökçek’e...
Sayın Melih Gökçek; o zamanlar bu iddialara karşı ne diye cevap vermişti?
“Hasetlerinden dolayı atılan iftira ve çamurlardan başka bir şey değil”
Peki, sık, sık cezaevinde ki FETÖ’cüler için ekranlarda ağlayan ve PKK’lı Selahattin Demirtaş’ın yazdığı kitabın reklamını da ekranlarda yapan Bülent Arınç şimdi nerede?
AK Parti’nin bir numaralı ismi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından; “Parti içinde sürekli nifak ve bozgunculuk ateşleri yakıyorsun, partiye ve mensuplarına asılsız ifadelerinle zarar veriyorsun” diyerek, kibarca görevden alınıp, kovulmadı mı?
Alenen partiden kovuldu ve uzaklaştırıldı..
Melih Gökçek şimdi nerede? AK Partinin en aktif ve parti içinde en çok saygı duyulan bir isimi…
Ve zaman, zaman da Erdoğan tarafından övgü ile anılıyor..
Değerli okuyucular..
Şimdi Ankara’da “Melih Gökçek geri geliyor, aday gösterilecek” korkusu tavan yapmış durumda..
Eee tabi haklılar.. Şişirilen balonlarının en çok uçurulduğu sırada bile; sadece Belediye Başkanlık koltuğunu zar-zor kazanan ve şimdiler de ise “beceriksizliği” tescillenen, ayrıca; Millet İttifakı tabanında sert ifadelerle eleştiri yağmurlarına tutulan Mansur Yavaş tedirgin olmasında, kim olsun?
Melih Gökçek aday olduğu takdirde, geçmişte aldığı oyların dörtte birini dahi alamayacak ve saltanatı elden gidecek..
İşte bu korku ile “Melih Gökçek’i her alan da yıpratma ve partisi ile arasını açma” algı propagandaları başlatıldı..
Tabi Mansur Yavaş cenahının; en çok nifakçı Bülent Arınç’ın yıllar önce attığı ve şimdilerde tamamen kurumuş ve çatlamış olan “Parsel, parsel” çamuruna sarılıp, bunu Gökçek’e karşı yıpratma propagandası olarak kullanmaları dikkat çekmişti..
Ne yaptılar? Ankara Büyükşehir Belediyesinin adını kullanarak, çeşitli tarihlerde Savcılığa; Melih Gökçek hakkında “FETÖ’ye şu işlemlerden dolayı rant sağladı, FETÖ’cüleri korudu” gibi iddialarla suç duyurusunda bulundular..
Suç duyurusunda bulunanlar arasına Mansur Yavaş ekibinden isimler olduğu gibi, birkaç vatandaş isimlere bile dilekçeler verdirmişlerdi..
Ankara Başsavcılığı verilen bu dilekçeleri birleştirerek, hepsini tek, tek inceledi..
Savcılık incelemesi sırasında gördü ki; iddialar dedi-kodulardan ve iftiralarda öte gitmiyor ve bu iddiaları ispatlayacak en ufak bir delil dahi sunulmamış..
Ve bu suç duyurusu dilekçelerin hepsine; “soruşturma açılmasına gerek görülmedi” diyerek, takipsizlik kararı verdi.
Savcılığın vermiş olduğu karar karşında büyük bir bozguna uğrayan Mansur algı Merkezi, bu takipsizlik karanına itiraz dahi edemedi..
Yargının bu kesin kararı üzerine; şimdilerde “FETÖ,FETÖ’cü” ifadelerini ağızlarına bile alamıyorlar..
Ve Sayın Melih Gökçek, kendisine bu iftiraları açanların hepsi hakkında “iftira ve hakaretten” Savcılığa suç duyurusunda bulundu..
Değerli okuyucular..
Gelelim “Mansur algı Merkezinin” en çok umut bağladığı ve yazmış oldukları “Parsel, Parsel” kitabına..
Bu kitabı yazan olarak görünen isim; Murat Ağırel denilen orta halli bir yazar..
Ağırel’e; Mansur Yavaş ve ekibi tarafından verilen birçok sözde belgelerle yine Kitapta; Melih Gökçek’i ağır şekilde yıpratma hedeflenmiş ve ağır iftiralar atılmış, kamuoyunda çamur atıp, izinin kalması taktiği uygulanmıştı..
Bu orta halli yazarın yazmış olduğu görünen Kitabının baskı ve reklam masraflarını kimlerin karşıladığı ise hala meçhul ve merak ediliyor..
Kitabın birinci sayfasından, son sayfasına kadar Melih Gökçek ve ailesi hedef alınmış..
Kitabın içeriğinde özetle; Melih Gökçek’in FETÖ’ye rantlar sağladığı, FETÖ’cü medyaya reklamlar verdiği, FETÖ’cü isimlere ihaleler verdiği” gibi iddialar var..
Hata ve hatta.. Daha da fütursuzlarmışlar ve Sayın Melih Gökçek’i; CIA ve İngiliz ajanı olarak bile göstermişler...
İddialara bakıyorsunuz… Mansur Yavaş ve ekibinin Savcılıklara vermiş olduğu ve Savcılık tarafından “ret” edilen dilekçelerde ki iddiaların “kopyala- yapıştır” işlemi baskıda gerçekleştirmiş..
Melih Gökçek sessizce ve sabırla bu kitabı, yazanı, yazdıranları izlememeye aldı…
Yani, Sayın Gökçek isteseydi; kitap baskıdan çıktığı gün; atılan asılsız iftiralar yüzünden kitabı mahkeme kararı ile toplatıp, satışını- dağıtımını yasaklattırırdı..
Yapmadı.. Bu algı merkezine; kamuoyunda mağdur tiyatrosu oynama şansını vermek istemedi.. Sabırla izledi..
Ve Sayın Melih Gökçek’in bu sabrını istismar eden, kendisine kahramanlık çıkarmaya çalışan Murat Ağırel, algı merkezinin Tv’lerine çıkarak,
“Bana yazdıklarım karşısında dava bile açamadılar.. Çünkü, benim yazdıklarımın hepsi belgeli ve doğru” diyerek havalar attı..
Tabi adam, algı merkezi tarafından eline tutuşturulan sözde belgelere güvenerek böbürlendi..
Ve izleme bitti.. Sayın Melih Gökçek ateş hattına geçip, operasyona başladı..
“Parsel, parsel” çamur kitabı ve yazarı gözüken Murat Ağırel hakkında Ankara Savcılığına, kendisine “iftiralar atıldığı ve hakaretler edildiği" gerekçesi ile suç duyurusunda bulundu..
Belgelerini sundu… Ve Savcılık Sayın Gökçek’in karşı iddialarını inceledi..
Sayın Melih Gökçek’in belgelerini yerinde görüp, kendisine hakaret edilip, iftiralar atıldığına kanaat getirdi..
Dava içerik konusu; yeni yasaya göre Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu’nun 253. Maddesi gereğince taraflar arasında “uzlaşma” görüşmeleri önerisi de yapıldı..
Melih Gökçek ve avukatı “uzlaşma” görüşme ve şartlarını kabul etmeyerek, Murat Ağırel hakkında direk ceza davası açılması talebinde bulundular..
Ve Ankara Savcılığı Uzlaştırma Bürosu; 2022/10412 esas numarası ile Asliye Ceza Mahkemesine, Murat Ağırel’in cezalandırılması için hazırladığı iddianamesini gönderdi..
Değerli okuyucular..
Biliyorsunuz Murat Ağırel aynı zamanda; Libya’da Şehit olan bir MİT mensubunun kimliğini yazdığı yazıda deşifre etmiş ve Şehidin ailesini zor duruma sokmuştu..
Yargılama sonucu ise; Murat Ağırel 4 yıl ceza almış ve bu cezası da kanunen kesinleşmesi sonucu, cezaevine konulmuş, yapılan itiraz sonucu ise cezaevinde bu dava ile ilgili yatmış olduğu günler göz önüne alınarak, ertesi günü denetimli serbestlik şartı ile serbest bırakılmıştı..
Öyle görülüyor ki, Murat Ağırel; Sayın Melih Gökçek’in bu şikayeti üzerine de atmış olduğu onlarca iftira ve hakaretlerden dolayı cezalar alacak gibi..
Bakalım algı merkezi kitap yazdırdıkları Murat Ağırel’i nasıl kurtaracaklar..
Değerli kuyucular..
Algı Merkezinin “Melih geri dönüyor” korusu ile kurguladıkları ve çok büyük umut bağladıkları bu “Parsel, parsel” çamuru kitabı ve içerisindeki iftiralarda hüsrana dönüştü..
Algı merkezi Yargıdan tokat üstüne, tokat yemeye başladı..
Sayın Melih Gökçek’i telefonla arayıp, açtırdığı bu dava ile ilgili görüşlerini sordum ve algı merkezine şu kısa mesajı verdi,
“İddianame Asliye Ceza mahkemesine gönderildi.. Artık takdiri Yargı verecek. Ama tv’lere çıkıp; ‘bana dava bile açamadılar’ diye böbürlenen malum şahıs ve destekçileri bilsinler ki; bana ve aileme iftiralar atanların ve hakaretler edenlerin alayı yargı önünde hesap verecekler.. Kamuoyu beklesin, yakında yine birçok hesap verecek isimler yargı önüne çıkacaktır.. Bunlar daha başlangıç.”
Bu Haber 221754 Defa Okunmuştur