GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Barolar Birliği kimleri temsil eder?
Yargıda, Adalette; savunma mekanizmasını temsil eden Avukatları ve bölgelerde kurmuş oldukları birlik kuruluşlarını, yani; Baroları temsil eder..
Barolar Birliği Başkanı da; kendisini seçen, seçmeyen bütün Baroların mesleki onurunu korumak ve Barolardan gelen ikazlara, istemlere kulak vermek, çoğunluğun aldığı kararlara uymak zorundadır..
Yeni Adli yıl açılışları nedir?
Adli mekanizmada, yani; Adliyelerde, Bölge İdare Mahkemelerinde, Danıştay’da, Yargıtay’da görev yapanların, 1 aylık yıllık tatil izninden sonra, yeni Adli hizmetlere başlaması demektir..
Yani; Adli tatilin bitimi, yeniden adli hizmetlere başlama günüdür..
Gelenek olmuş.. Her yıl yeni Adli hizmetlere törenle başlanıyor.. Dertler, sıkıntılar, başarılar konuşuluyor ..
Bu Adli yıl açılış törenleri de Yargıda en yüksek mertebeyi temsil eden, Yargıtay salonunda yapılırdı ve yapılması da gerekir..
Niye daha önceleri Cumhurbaşkanlığı salonlarında veya her hangi bir partinin salonlarında yapılmazdı?
Bağımsız Yargının, Hukukun üstünlüğü ilkesine laf, halel getirmemek için.. Düğmesiz cübbelere ilikler açmamak için..
Doğrusu da budur..
Fakat, Sayın Erdoğan Partili Cumhurbaşkanı olduktan sonra işler, usuller, gelenekler alt-üst edildi, Yargıtay, Danıştay başkanları, heyetleri Saraya taşındı ..
Metin Feyzioğlu biliyorsunuz yakın zamanlarda Danıştay’ın açılış töreninde Baro Başkanı olarak konuşma yaptı.. Erdoğan o zaman Başbakandı.. Abdullah Gül cumhurbaşkanı idi..
Metin Feyzioğlu konuşmasını uzatınca, aslında Van da ki depremlerle ilgili eleştiriler sıralayınca Erdoğan çok kızmış ve “Bu ne edepsizlik, bu kadar uzun konuşulmaz ve konuştuğu da siyasi şeyler” şeklinde sert tepki göstererek, Cumhurbaşkanı Gül ile salonu terk etmişti..
Kısa bir zaman sonra yine Erdoğan konuşmasında Metin Feyzioğlu’na şu ağır göndermeleri yaptı;
"Anayasa profesörüymüş. Eğer doğru düzgün konuşmuyorsan senden bir şey olmaz. Siyaseti çok seviyorsan cüppeni çıkar, çık meydana siyaset yap.. Tiyatro yapma. Eğer bütün ifadelerini dürüstlük üzerine değil de, dürüst olmayan ifadeler üzerine inşa ediyorsan, senden bir şey olmaz; istediğin kadar profesör ol. . Bu beyefendi orada 1 saat konuşma yapıyor, baştan aşağı siyasi”…
Bak ne diyor?… “Yargı çatısının altında ki toplantı da siyasi konuşma… Eğer siyasette gözün var ise, cübbeni çıkar çık meydana….”
İşte Feyzioğlu, senin savunduğun bu an, o anların aynası..
Sen, Adli yıl açılışına Saraya gittiğin için, Bağımsız yargı ilkesine halel getirenlere uyduğun için, Yargının bağımsızlığını koruyamadığın için Baroların yüzde 95’i sana tepki gösterdi.. Ve aynı tepkiyi millette gösterdi..
Sen ne yaptın? Çamura yatıp, saçma gerekçelerle milletin aklı ile oynamaya başladın ve halende aklımızla oynamaya çaba gösteriyorsun ama artık senin akılsızlığını, alicengiz oyunlarını ortaya sermek şart oldu..
Bak, ben Hukukçu değilim ama senden daha çok Hukuk içtihatları ile Adalet ilkeleri ile Adliyelerle haşır, neşir olmuş birisiyim..
Halende senin gibi Baro Başkanlarına Hukuk ve Adalet ilkeleri konusunda ders verebilirim.. Bu yazıyı da bu mantıkla yazdım sana..
Bak sen ne diye savunuyorsun kendini?
“Yargı reformu stratejik belgesi var.. Bunu da onaylayacak makam cumhurbaşkanı.. Bu yüzden ben o Adli açılışta oldum, olmam gerekiyor… “ falan, filan gibilerinden sallamalarla..
Yani Feyzioğlu; sen elma ile armutları karıştırıyorsun.. Evet ikisi de meyve türü ama şekilleri ve isimleri değişik..
Sana şimdi soruyorum .. 5 elma + 5 armut kaç tane ne eder?
Toplanamaz.. Toplasan bile 10 armut veya 10 elma diyemezsin ama ikisi de meyve türü..
İşte bunun için doğru hesaplar için, “elma ile armutu karıştırma” derler..
Evet… Açılışta; Yargı ve Adli sahası.. Senin bahsettiğin ve kendine kalkan olarak tuttuğun Yargı reformu paketi de; Yargı ve adli sahada ki isimlendirme..
Ancak … Adli yıl açılışı Hukuk devletini temsilen ve Hukukun üstünlüğünü, Bağımsızlığını temsilen, yüksek Yargı başkanları tarafından yapılır..
Senin bahsettiğin ve kendini savunmada kalkan olarak kullandığın Yargı Strateji belgesi ise bir siyasi parti tarafından hazırlanmış ve tartışma aşamasında olan bir taslak veya tasarı..
Yani AKP’nin hazırladığı bir tasarı ..
İşte o anlarda Barolar Başkanı olarak sen ne yapacaktın?
Yargıtay başkanına seslenecektin ve diyecektin ki; “Sayın başkan.. Senin evin, salonun yok mu? Niye siyasi bir mekanda açılışı yapıyorsun.. Bu tavrınız; tarafız yargıya gölge düşürecektir.. Biz, bağımsız Yargının yara alacağı böyle bir mekânda ki açılışa katılmayız, katılmayacağız da”…
Sen ne yaptın?… Ne Baroların ikazını duymazdan geldin ne de Yargının bağımsızlık ilkesini aklına getirmeyip, saraya koştuğun gibi seni eleştirenlere de saçma göndermelerde bulundun..
Elbette ki Yargı reform tasarı ile ilgilenmek senin hakkın, görevin.. Bunu için Saraya da, AKP Genel Merkezine de, Adalet Bakanlığına da gidip görüşmeler yapıp, önerilerde buluna bilirsin.. Kimseler sana bir şey diyemez..
Ama siz kalkıyorsunuz, bir siyasi partinin hazırladığı taslağı Adli yıl açılışına alet edip, Yargı bağımsızlığına kesinlikle gölge düşürecek harekete savunma aracı olarak kullanıyorsunuz..
Savunma mekanizmasına; yeşil pasaporttan önce bağımsız yargı lazım Feyzioğlu..
Bırak bu kokmuş taktikleri..
Barolardan aldığın oylara resmen ihanet ettin.. Onları dinlemediğin gibi şimdi de 12 Baronun olağanüstü çağrı istemini ekibinle hiçe sayıp, ret ediyor ve Mahkeme yolu gösteriyorsun..
Yani; aynı Devlet Bahçeli’nin MHP’de olağanüstü kongre istemi sıralarında ki taktikleri sergilemeye başlıyorsun..
Ne diyorsunuz?
“Cumhurbaşkanlığı Sarayı; milletin evi, mekanıdır”
Evet.. Öyle de olması gerekir ama sen şimdi bana Partili Cumhurbaşkanının, külliyede yaptığı bütün toplantı açılışlarda kendisini ve partisini, iktidarın icraatlarını eleştirenlere ağır tepkiler göstermediği, hakaret etmediği, hatta yargı ya işaretler vermediği bir toplantı göster..
Gösteremezsin..
Demek ki Cumhurbaşkanlığı külliyesi yüzde 98 AKP ve propagandası mekanı..
Böyle bir mekanda tarafsız yargının Adli yıl açılışı nasıl yapılır? Hangi kitap ta yazıyor? Hangi gelenekte var?
Yani Feyzioğlu sende güç zehirlenmesi yaşamaya başladın..
Barolar Birliğinin Olağanüstü Kongresine gidilmesi için 10 Baronun çağrısı yeterli.. Ve 12 Baro sana çağrı yapıyor, sen onlara hakaret edip, meydan okuyup, mahkeme yolu gösteriyorsun..
Niye?
Aklınca diyorsun ki ; “nasıl olsa ben iktidara destek verdiğim için yargı benim lehime karar verir ve ben de 1,5 yıl daha burada başkanım.. Bu aralarda bana da bir görev verilirse işler ayna olur…”
Sana yapılan; “Edepsiz, Profesör olsan ne yazar” gibi hakaretleri yutup, ilk kez Yargının bağımsızlığına gölge düşürecek bir hareketi savunan Barolar Birliği Başkanı oldun..
Çok yakın geçmişte şimdi savunduklarında ve çekim alanlara girdiklerine sarf ettiğin sözleri yalayıp, yutup, Baro tüzüğünü hiçe sayıp, kabadayı tavırlar sergilemeye başladın..
Eğer hala kendini Hukuk adamı olarak görüyorsan ve delikanlı yüreğin var ise 12 Baronun Olağanüstü seçim istemine ‘evet’ dersin..
Gerisi; hikaye, tiyatro.. Siyaset yapacaksan da, şimdi ben sana söylüyorum Erdoğan’ın o zaman söylediği o lafı..
“Cübbeni çıkarır, siyaset meydanına çıkarsın”…
Lakin ne siyaset arenasında, ne de toplumda itibarın kalmadı.. Bu gerçeği de artık içine sindir ve “Vatan, millet” edebiyatlarını da savunma aracı olarak sarf etmeyi de bırak..
O işler senin işlerin değil.. Ülkeyi yöneten siyasilerin işi.. Sen dibe vurmuş Adalet imajını, bağımlı hale getirilen yargı sistemini kurtarmaya çalış..
Son sözüm .. Allah seni doğru yoldan, hak’tan, adaletten ayırmasın…
Bu Haber 702087 Defa Okunmuştur