Dr. NİLGÜN GÜLENBAY yazdı
MİLLİ GÖRÜŞ CEPHESİNDE KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR...
Geçen hafta kanımca önemli bir siyasi gelişme yaşandı. 11.04.2019 perşembe günü polisler gözetiminde, Saadet Partisi'nin Ankara'nın Balgat Mahallesi'nde bulunan Genel Merkezi tahliye edildi.
Rahmetli Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'ın talebiyle gerçekleşen tahliye belki de, özellikle İstanbul Yerel Seçimlerindeki belirsizlik, işleyen hukuki süreç ve tekrar edilen oy sayım işlemleri nedeniyle medyada çok yer bulmadı.
Fatih Erbakan babası Necmettin Erbakan'ın Milli Görüş çizgisinde yeni bir parti kurmuş ve yeni partinin adı " Yeniden Refah" olarak belirlenmişti. Fatih Erbakan, Saadet Partisi'nin mülkiyeti babası Necmettin Erbakan'a ait olan Balgat Mahallesindeki Genel Merkez binasından Saadet Partisi'ni tahliye ettirmesinin nedenini, işlemin ertesi günü, Ana Haber Bülteninde, "Ben yeni bir parti kurdum, normal olarak genel merkez binası olarak , mülkiyeti babam Necmettin Erbakan'a ait olan binayı kullanacağım. Zaten Saadet Partisi rahmetli babam Necmettin Erbakan'ın Milli Görüş çizgisini takip etmemiştir. Bu görüşten sapmışlar ve Sosyal Demokrat çizgide siyaset yapmaktadırlar." şeklinde açıklama yapmıştır.
Fikir babası Necmettin Erbakan olan Milli Görüşün Saadet Partisi tarafından temsil edilmediğini, Milli Görüşün yeni kurulan Yeniden Refah Partisi ile temsil edileceğini açıklamıştır.
Aynı gün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ana Haber Bülteninde; Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu İstanbul Çamlıca'da inşa edilen AKP'nin çok övündüğü 60000 kişilik camiyi amaca hizmet etmeyen, gereksiz bir yatırım olarak tartışmaya açmasından dolayı, vizyonsuzlukla eleştiriyor ve "Saadet Partisini CHP'nin yedinci oku olmakla" itham ediyordu.
Aynı zamanda, Saadet Partisi'nin, hem Fatih Erbakan'ın hem de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın benzer söylemlerle hedefinde olması bana şunları düşündürdü.
24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimleri öncesinde, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AKP’nin bütün ısrarlı ittifak taleplerine ret cevabı vermiş. AKP ve MHP’nin kurduğu Cumhur İttifakına katılmak yerine, CHP ve İyi Parti'nin kurduğu Millet İttifakında yer almıştır.
Dolayısıyla Saadet Partisi, seçmenleri ile birlikte, Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklememişlerdir.
Yine 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde Saadet Partisi doğrudan Millet İttifakına katılmamakla birlikte, bu ittifakla dirsek temasını sürdürmüş, kendi seçmen kitlesi nezdinde zımnen de olsa, Millet İttifakı liderleriyle temaslar kurarak olumlu mesajlar vermiştir.
Milli Görüş geçmişinden gelen ve Türkiye genelinde, değişim göstermekle birlikte halihazırda % 2-2.5 arasında oy potansiyeli olan Saadet Partisi'nin aynı zamanda, yeni kurulan Yeniden Refah Partisi'nin lideri Fatih Erbakan tarafından " Milli Görüş çizgisinden sapmak ve sosyal demokrat olmakla" ve yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından "CHP’nin yedinci oku olmakla" eleştirilmesi, bana Siyasal İslam cephesinin yeni oluşumlara ve ittifaklara gebe olduğu izlenimini verdi.
Bu gelişmelerden, özellikle bundan sonra en geç 2023 yılında yapılacak, Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler için halihazırda %2-2.5 gibi bir oranda olan Saadet Partisi seçmeni ve ekonomik kriz nedeniyle AKP’ye küsen Milli Görüş çizgisindeki seçmenler için Saadet Partisi'ni bir seçenek olmaktan çıkarmanın yol taşları döşeniyor izlenimini edindim.
Kim bilir, Fatih Erbakan'ın, Yeniden Refah Partisi, AKP ve MHP’nin kurduğu Cumhur İttifakının bundan sonraki seçimlerde, seçimler artık %50+1 ile kazanıldığı için Saadet Partisi'nden koparılacak oylar hesaplanarak, küçük oy yüzdesine sahip olsa da, seçimi kazanabilmek adına ortaklık kurulan 3. partisi olabilir mi?
Sonuç olarak, Milli Görüş cephesinde muhafazakar seçmeni kaybetmemek adına kartlar yeniden karıştırılıp dağıtılıyor gibi görünüyor.
Bu Haber 534998 Defa Okunmuştur