Kısa zaman sürecinde; İş dünyasında büyük bir birlik kervanına dönüşen ve Türkiye’de 100’ü aşkın, yurt dışında 70 temsilcilik şube teşkilatlarını kurmayı başaran; MEMLEKETÇİ SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MİSİAD) Genel Başkanı Feridun Öncel, MİSİAD’ı asla çeşitli siyasi çıkarlar için kurmadıklarını vurgulayarak, MİSİAD’ı neden kurduklarına açıklıklar getirirken, MİSİAD ve kendisi hakkında da hasetlik, fesatlık taşıyanlara da çok anlamlı göndermelerde bulundu.
“Söylenenler-yapılanlar ile söyleyenler ve yapanlar bizde mahfuzdur. Gün geldiğinde pişmanlıkla özür dileyeceklerini, gün geçtikçe büyüyen bu kervanda yer almak için el etek öpeceklerini sağ olanlarımız görecekler. Oysaki gönlümüzün genişliğinin kimseyi utandırma gibi bir kaygısının bulunmadığına zaman içinde yaptıkları ve söyledikleri ile şahit olacaklar” mesajlarını aktaran;
MEMLEKETÇİ SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MİSİAD) Genel Başkanı Feridun Öncel, MİSİAD’ı neden kurduklarını ise şöyle anlattı;
“Haset duygusunun her şeklini kısa zamanda gördük…
Önce sahibini çürüten ve fakat dikkatin toplandığı işin de bereketini kaçırması muhtemel olan haset, fesat, kıskançlık! Çok açık ki, imrenme ve teşvik hislerinin hayli uzağına, hayli altına düşüyor.
Ama yolumuzdan dönmedik. Çalışmalarımızdan ve azmimizden bir şey kaybetmedik. Daha önce oturduğu koltuğa şeref vermek yerine, o koltuktan şeref alanların davranışlarını detaylarıyla izah etmiştim.
Söylenenler-yapılanlar ile söyleyenler ve yapanlar bizde mahfuzdur. Gün geldiğinde pişmanlıkla özür dileyeceklerini, gün geçtikçe büyüyen bu kervanda yer almak için el etek öpeceklerini sağ olanlarımız görecekler. Oysaki gönlümüzün genişliğinin kimseyi utandırma gibi bir kaygısının bulunmadığına zaman içinde yaptıkları ve söyledikleri ile şahit olacaklar.
Tabii zerre kadar adamlıkları kalanlar için söylüyorum. Diğerleri kendilerine ait fesat lağımlarında debelenmeye devam edecekler.
Bilenler bilir, o yüzden detayına girmeden şu kadarını eklemekle yetinecek ve asıl konum olan MİSİAD’ı mızı neden ve hangi düsturlar çerçevesinde kurduğumuza geçeceğim.
Feridun Öncel için önemli olan bir mekâna veya topluluğa girdiğinde başının dik, alnının açık olmasıdır. Feridun Öncel, zamanında çokça dağıttığı veya verilmesinde vesile olduğu koltuklara hiç özenmemiş, gönüllerde “ağabey” olmayı yeğlemiştir.
Kaypaklara güler, dostlarını çelmeleyenleri ikaz ederken; terbiyesizlere haddini bildirir ve ikiyüzlüleri tersyüz ederken aksini yapması mümkün değildir, Allah’ın izniyle de böyle devam etmesi için yaşamaktadır.
Bu küçük hatırlatmadan sonra yazımın hoş kısmına ve MİSİAD’ı kurmaktaki emellerimizi, mihenk noktalarımızı vurgulamaya geçmek istiyorum.
Her şeyden ama her şeyden önce MİSİAD, siyasi bir amaçla kurulmamıştır. Siyaset derken güncel ve çıkara dayalı günlük politik tavırlardan bahsediyorum. Zaten MİSİAD’ın ne kadar ciddi bir varoluş siyaseti içinde olduğunu aşağıda anlatmaya çalışacağım.
Evet, MİSİAD politik bir yapı veya politik bir yapının adı değildir. Her birine hak ettiği ölçüde saygı göstermek, geçmişimizdeki konumlanmalarımızdan, görevlerimizden halen iftihar etmek ve yönetimlerimizdeki pırıl, pırıl genç kardeşlerimin politik tercihlerini bilmek ayrı, politik yapının kendi özgünlüğü olmayan bir şekilde arka bahçesi olmak ayrı bir şey…
Aramızda; MHP’li, AKP'li, CHP’li, İYİ Partili, DP'li, BBP'li kardeşlerim var.
Elbette artık yurtdışı ve pek çok ilde teşkilatlanan bir MİSİAD’ın bütün üyelerini teker, teker bilemiyorum ama mutlaka başka siyasi eğilimlerden taraf olan kardeşlerim de vardır. Söylemek istediğim benim için veya Genel Merkez yönetiminde bulunan arkadaşlarım için bunların çok öneminin olmadığı!
Dostluklarımızda belirleyici noktayı teşkil etmediği!
Elbette ortak bir payda olan "vatanperverlik, millete aşk ve devlete bağlılık” noktasında buluşmasak zaten yan yana gelemezdik.
En önemli düsturlarımızdan bir diğeri de bütün üyelerimizi kardeşlerimiz olarak görmemiz ve onların da birbirlerini öyle görmesini sağlamamızdır.
Kardeşlik hukukunda birleşemeyen, yüce ideallere sahip olmayan bir topluluğun çıkar şebeke olma veya kısa zamanda çıkar yapılanmasına dönüşme gibi kaderi olduğunu bu yaşın sahibi birisi olarak çok iyi biliyorum.
Politika, dünya, toplum görüşlerimiz farklı olabilir ama manevi ana unsurlarda ve manevi detaylarda aynı düşünmeliydik.
Yukarıda saydığım şekilde vatan, millet ve devlet mefhumlarında saygıda ve hizmette sınır tanımamalı, sevgide limitsiz olmalı, hürmette kusur işlememeliydik.
Ezan duyduğunda mutlu olan, ay-yıldızın altında huzur bulan, yurtdışındaki vatandaşlarının da soydaşlarının da dindaşlarının da iyiliğini isteyenler sınıfında olmalıydık.
Böylelikle gönül seferberliğini başlattık.
Öyle de oldu. Birbiri içinde de saygısını, sevgisini bozmayan insanlardan oluşan, memleketine hizmet etme derdinden başka hedefi olmayan genç kardeşlerimi, hayatın değişik tecrübelerinden istifade ederek birikim yapmış dostlarımızla buluşturduk kucaklaştırdık.
Dünya ekonomik hayatını takip etmek istiyoruz.
Ülkemiz için projeler geliştirmek, istihdam oluşturmak, toplumsal dayanışmaya ve huzura katkı sağlamak istiyoruz.
Türk ekonomisinin engellenemez gidişinde bir tutam tuzumuz olsun istiyoruz.
Samimi duygularla, halis niyetlerle yola çıktık. Yolumuz da gittikçe açılıyor.
Dostlarımıza, kardeşlerimize seslendik. Davetimize icabet çığ gibi büyüyor.
Kardeşlerimiz, yıllardır eksikliğini duyduğu, şu veya bu kampın parçası olmayan, kendilerini birinci derece iş ortağı ve yoldaşı kabul eden, arada mesafe tanımayan, sadece ve sadece bir gönül ortaklıklarının gelişmesini arzulayan bir nidayı bekliyorlarmış gibi yalnızlıkları bir havuz da birlik ruhuyla yoğuran bizlere katılmak için, yan yana gelmek için adeta koşturuyorlar.
Bu anlamda yurdumun dört köşesindeki ve özellikle Avrupa olmak üzere yurtdışındaki kardeşlerimin heyecanıma heyecan, enerjime enerji kattıklarını söylersem abartı olmaz.
Her ne kadar kişisel olarak ihtiyaç olduğunda memleketim için (Allah’ın izniyle) dağları kaldıracak gücüm olduğunu düşünsem de, elbirliği, gönül birliği, yürek birliği hepimizi daha da gençleştiriyor.
Allah utandırmasın, Allah yar ve yardımcımız olsun…"
MİSİAD, TÜRKİYE 'NİN DÜNYAYA AÇILAN MİLLİ GÜCÜ”
Bu Haber 127360 Defa Okunmuştur