GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Çok yüksek bir ihtimalle 2025 Eylül ayında erken seçim kararı alınacağı siyasi kulislerde sıkça konuşulmaya başlandı.
Şimdi iktidar ve ana muhalefet partisi CHP arasında “anahtar parti” olarak kendini pazarlayan ve her iki kesime de boncuklar dağıtan DEM Parti’nin şuan yapılacak seçimde desteğini hangi yöne vereceği oldukça belirsiz durumda.
Çünkü, bu belirsizliği aynı zamanda kendileri doğruyorlar..
İktidar kanadı; “Terörsüz Türkiye adına PKK’nın silah bırakmasını net şekilde şart koşarken, DEM her yerde “Barış” arabeskleri söylüyor.
Yani.. DEM Parti, terör örgütü PKK’yı Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gösterip, PKK= Kürtler izlenimi vererek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Kürtlerin barışacağı havasını veriyor..
Bu tavrı ile de; devletin hem PKK ile barışacağı izlenimi veriyor, hem de Kürt kökenli vatandaşlarımız ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin küs olduğu anlamını yaratmaya çalışıyor.
Oysa ki böyle bir durum yok.. Devletin Kürt kökenli vatandaşlarla küs olmadığı gibi, Kürt vatandaşlarımızın da böyle bir duyguyu asla yaşamadığı ortada.
Yani, DEM Parti iktidarın bu istemini fırsat bilerek bir taraftan özerklik yapının kapılarını aralayacak pazarlıklar yapıyor, hem de; bu yolda ki istemleri yerine getirilmezse süreci bozma emeli taşıyor..
Peki, “Atatürk”ün kurduğu ana muhalefet partisi CHP bu gelişmeler karşında ne yapıyor?
Tam bir “gaflet” rolünü övünerek üstlenerek sota da yatıyor.. DEM Parti’nin süreci bozup, CHP saffında yer alması hayalini yaşıyor..
Ve tabi ki DEM Parti gibi Özgür Özel ve CHP yöneticileri de PKK=DEM Parti’ye boncuklar serpiyorlar..
Ne diye vaatte bulunuyor Özgür Özel Efendi? “ben de Kürtlere devlet vaat ediyorum. Eşit vatandaşlık vaat ediyorum. Kürt sorununu ‘demokratik’ yollarla ancak CHP çözer” falan..
Yani, Atatürk’ün kurduğu parti CHP’nin gafil Genel başkanı Özgür Efendi çok net bir şekilde Kürdistan vaadinde bulunup, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Kürtlere üvey evlat muamelesi yaptığı izlenimi veriyor.
Bu tavır ve hesap ise tek kelime ile “bölücülüktür, ihanettir”..
İYİ PARTİ VE ZAFER PARTİSİ’NİN ÇİZGİLERİ BELLİ DEĞİL.
Değerli okuyucular..
Uzun süredir birçok Ülkücü- Milliyetçi tanıdık arkadaşlarım bana sitemler ederek, neden Zafer Partisi’ni ve Ümit Özdağ’ı savunmadığımı ifade ediyorlar..
Ben Zafer Partisi’nin ve Ümit Özdağ’ın neyini savunayım?
Bakın ..Siyaset toplum için ve toplumun her alanda ki sorunlarını çözmek ve vatandaşa huzur kazandırmak için yapılır.
Şimdi.. Zafer Partisi’ne ve Ümit Özdağ’a bakın.. Kurulduğu andan itibaren, Suriyeliler ve Türkiye’de ki sığınmacılar ifadelerinden, hatta yabancı düşmanlığından başka ifadeler duydunuz mu?
Örneğin.. Tarım, işsizlik, ekonomi, eğitim, sağlık ve dar gelirli vatandaşların yaşadığı günlük ağır sıkıntıların çözüm önerileri için.. Duydunuz mu? Duymadınız..
Ve şimdi.. Eko İmamoğlu başka bir koğuştan “Kanal İstanbul projesini gerçekleştirmek için beni hapse attılar”, Ümit Özdağ’da başka bir koğuştan; “Terörist başı Öcalan’ı serbest bırakmak için beni hapiste tutuyorlar” naraları sıkıyorlar..
Yahu arkadaş.. Siz kimsiniz, kendinizi ne sanıyorsunuz?
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devleti bir bazı işlemlerini sizden korktukları için mi gerçekleştiremediler veya gerçekleştiremiyorlar?
Bırakın bu Kadırgalı Eşref ağızlarını..
Şimdi bu zat’ların neresi savunulur arkadaş?
Eko İmamoğlu ve ekibi “götürdükleri” yüzünden hapiste yattıkları artık aşikar..
Ve en önemlisi CHP’nin bölücü yamağı DEM Parti’ye olan aşkı ortada iken, İYİ Parti ve Zafer Partisi yöneticilerinin CHP’ye siyaseten yanaşması, onlarla ağız birliği yapmaları; muhalefet saffında büyük kuşkulara neden olmaktadır.
Hatta.. CHP’nin bunlara değil de, bunların CHP’ye yanaşma girişiminde bulunmaları oldukça dikkat çekiyor..
Şimdi değerli okuyucular..
Muhalefet saffı artık ikinci bir “sarışın Meral vakası” yaşamak istemiyor.
Atatürkçü, Cumhuriyetçi, Türkçü siyasi tabanı; İYİ Parti’yi toplanacak siyasi çatı görmeyi amaçlarken, İYİ Parti’nin bu tür ikilemler çizgisini takip etmesi birçok kuşkulara yol açtığı bir gerçek.
Bu kesim aynı kuşkuyu Zafer Partisi içinde duymaktadır..
Açık yazmak gerekir se; İYİ Parti ve Zafer Partileri şuan hem nalına, hem de mıhına vuran bir siyaset çizgisi ortaya koymuş durumda..
Peki, diğer muhalif siyasi kuruluşlar; İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin bu belirsiz tutumları karşısında ne yapıyorlar?
Boş durmadıkları gibi, özellikle İYİ Parti’yi asıl çizgisine taşımaya zorluyorlar..
Evet.. Aldığım bilgilere göre şuan 22 siyasi kuruluş Cumhuriyetçi cephe oluşturmuş durumda..
Ha şunu da ekleyeyim.. DEM Parti kesinlikle CHP’yi satacaktır.. Satması da çok doğal.. Vatanını satan, herkesi satar.
CHP bu kez bu güne kadar dönüp bakmadığı İYİ Parti’nin kapısına gidecek ama bölücü fikirlerinden asla arınmış olarak değil..
Bu Haber 47016 Defa Okunmuştur