RUFAY KARAHAN yazdı
YSK, ADALET VE İSTANBUL SEÇİMİ
YSK 06.Mayıs 2019 günü Türkiye Cumhuriyeti seçim tarihinde örneği görülmemiş bir karara imza atmıştır.
Bu karar;
31 MART 2109 Yerel Yönetim Seçimleri
HUKUK denetiminde hazırlanmış ve her anı yetkililerce tutanaklar altına alınmış ,Halkın ve medyanın gözetiminde yapılan, CHP ve seçim bileşenlerinin adayı ve sonuçta halkın iradesiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Sayın Ekrem İMAMOĞLUN’ndan mazbatanın geri alınması ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yeniden yapılması kararıdır.
YSK Başkanı Sadi GÜVEN; “bu seçimlerin güvenli olduğunu ve herhangi bir şaibenin olamayacağını, halkımızın bu kuruma güvenmesini ve gönül rahatlığı içinde olması gerektiğini” kamuoyuna defalarca açıklamıştır.
Bu karar, 4 rette karşılık 7 kabul oyu ile alınmıştır.
Bu karar YSK Başkanının önceki beyanatlarının arkasında durmasına ve konuya hakim olmasına rağmen ve bizzat ret oyu vermesine rağmen bu anti demokratik karar verilmiştir.
Vatandaştaki genel kanı bu kararın siyasi bir karar olduğudur.
Ve bu karar bundan sonra 4’e 7 garabeti olarak anılacaktır.
Bu karar; Türkiye’yi Demokrasi ve insan hak ve özgürlükleri bakımından onulması hayli zor ve zaman alacak bir şekilde yaralamıştır.
Toplumsal yaşamda Adaletin var olduğu düşüncesi en önemli ve en yüce duygu ve düşüncedir. Bireyin zor zamanda, haksızlık ve zulüm karşısında sığındığı en önemli liman Devletin ADALET Limanıdır.
Bu karar; Vatandaşın, YSK ve YSK nezdinde diğer yargı kurumlarına azda olsa kalan güveninin tamamen yitirilmesine, kaybolmasına neden olmuştur.
Vatandaşın iradesini korumayan, koruyamayan Adalet, adalet değildir..
En Önemlisi, bu karar;
Yurttaşların, bundan sonra yapılacak genel seçimlerde Muhalefet bileşenlerinin genel seçimleri kazanması durumunda Hali hazırdaki İktidarın “ İKTİDARI BIRAKMAMA VE YETKİLERİ DEVRETMEME” konusunda direnmesi ve seçimlerin bir manasının kalmaması endişesine kapılmasıdır.
Henüz 100 yılını bile tamamlamamış olan genç Cumhuriyetimizin demokrasi yolunda ilerlemesinde, önüne çıkacak bu ve bunun gibi pek çok haksız ve hukuksuz kararlar olmuştur, olacaktır.
Yönetenler ve yönetilenler, erk ve halk arasında gerek sınıfsal, gerekse yönetimsel baskının azaltılmasını sağlamak bakımından çıkar-varoluş çatışmaları her daim olacaktır.
Bu durum insan yaşamının ruhuna aykırı değildir.
Bu karar; Yurttaşların demokrasi ve adalet anlayışı beklentilerine hayal kırıklığı olarak yansımıştır. Ancak; demokrasi mücadelesi bakımından yolun sonu değildir ve olmamalıdır.
CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ve Genel Merkez Yöneticilerinin İstanbul seçimlerinin yenilenmesi ile ilgili vereceği kararlar önemlidir ve dikkate alınmalıdır.
CHP’nin seçimleri boykot etmesi, sandığa gitmemesi işe yaramayacağı gibi hukuken bir karşılığı da yoktur.
Ancak; seçimleri, diğer muhalefet partileri ile birlikte, seçim listelerine ismini yazdırmadan, bunu yazılı olarak YSK’ya bildirerek, kamuoyuna ilan ederek Protesto etmek doğal bir haktır ve gerek ulusal, gerekse uluslararası kamuoyu nezdinde etkili bir eylem biçimidir.
23 Haziran’da yenilenecek Seçimlere katılmak yönünde karar alınması halinde belki de en doğru kararı vermiş olacaklardır.
Demokrasi, insan hak ve özgürlüklerine önem veren her bir bireyin, Gelecek güzel yarınların özgür ve medeni bir şekilde tesisi için üzerine düşen görevi yerine getirmenin gayreti içinde olmalıdırlar.
Hak, Hukuk, Adalet ve Özgür yarınları yaşamanız dileklerimle…
Bu Haber 925703 Defa Okunmuştur