KURAN YAKMAK, FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ İMİŞ

Türkiye ile İsveç arasında NATO üyelik görüşmeleri devam ederken İsveç ve Danimarka vatandaşlığı bulunan Rasmus Paludan isimli siyasetçinin Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiği yakınlarında Kuran yakması tansiyonu yükseltti.

Sonrasında İsveç'ten gelen açıklamalar ise "bu kadar da olmaz" dedirtti.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonrasında Finlandiya ile birlikte NATO’ya girmek isteyen İsveç ve Türkiye arasında tansiyon dinmek bilmiyor… İsveç’in terörle mücadelede işbirliği yapmadığını açıklayan Ankara, geçen aylarda bu iki ülkenin üyeliklerine çekimser yaklaşırken 2022’nin Haziran ayında İspanya’da düzenlenen NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ikna edildikten sonra süreç başlamıştı.

Fakat Türkiye’nin bazı taleplerinin yerine getirilmemesiyle birlikte Macaristan ile birlikte Türkiye halen bu iki ülkenin NATO üyeliğine son onayı vermezken dün İsveç’in başkentinde gerçekleşen bir eylem tansiyonu daha da yükseltti.

Hem İsveç hem de Danimarka vatandaşı olan Rasmus Paludan isimli siyasetçi dün Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği yakınlarında Kuran’ı Kerim yaktı.

Daha önce uluslararası kamuoyuna “gün ve saat” vererek eylemi konusunda bilgi veren Paludan’ın hamlesi hem Türkiye’den hem de İslam dünyasından tepki çekti.

İngiliz haber ajansı Reuters, “Bu eylem, İsveç’in NATO’ya girmesi için Ankara’nın desteğine ihtiyaç duyduğu bir dönemde tansiyonu çok keskin bir şekilde artırdı” yorumunu yaparken Ankara’nın da bu olaya büyük tepki gösterdiğine dikkat çekti.

POLİSE SAÇMA BAHANESİNİ ANLATMIŞ

İsveç Dışişleri Bakanı Billstrom da Twitter’dan, “İsveç’in çok geniş kapsamlı bir ifade özgürlüğü var fakat bu İsveç hükümetinin ya da benim bu fikirleri desteklediğim anlamına gelmez” dedi.

Paludan skandal eyleminden sonra bir açıklama yapmazken, polise yaptığı eylem başvuru izni için,

“Protestom İslam ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsveç’teki ifade özgürlüğüne müdahale etme çabasına karşı” dediği öğrenildi.

Kuran yakma eylemi sonrasında birçok ülke de tepki gösterdi. Suudi Arabistan, Kuveyt ve Ürdün ile birlikte İran, Birleşik Arap Emirlikleri’nin de aralarında olduğu birçok ülke bu eylemi kınadı.