GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Şimdi, “Topal Türkiye” dediğimiz için birileri çok kızacaklar ve “Türkiye’yi küçümsüyor” ahkamı kesecekler..
Anayasa; Hukuksal düzendir.. Hukukun üstünlüğünü şiar etmiş Devletlerin düzenini sağlayan, Hukuk düzenini belirleyen yasa Kitabıdır..
Eee şimdi bu Hukuksal düzende ki değişiklikleri; çeşitli hukuksuzluklarla, usulsüzlüklerle yapmak, yürürlüğe sokmak, Hırsızı Adalet Bakanı veya İçişleri Bakanı yapmak gibi bir şeydir..
Referandum sandıklarında ki usulsüzlükler öyle bir tane, 3 tane değil.. Tabiri caiz ise yağmur gibi..
Zaten FETÖ’den şaibeli YSK Başkanı da açıkça itiraf ediyor ve en önemlisi diyor ki; “Bu hataları yapan sandık Kurulları hakkında suç duyurusunda bulunacağız”..
Bu itirafın üzerine ne yapıyor YSK, CHP’nin itirazını “sandıklarda yasal suç işlenmemiştir” gerekçesi ile ret ediyor..
Eee Peki kardeşim; mademki ortada işlenen bir suç olmadığına hukuksal açıdan inanıyor isen, işlenen bir suç yoksa neden Sandık kurulları hakkında suç duyurusunda bulunuyorsun?
Hakimlerin; Hukuksal derin çelişkilerine bakın…
Türkiye resmen ikiye bölünmüş.. Türkiye’nin bir ayağı adım atıyor, bir ayağı “ben oraya gitmem” diyor.. İşte bun için “topal Türkiye” dedik.
Halk bu usulsüzlükleri demokratik hakları ile sokaklarda protesto ediyor.. Tencere, tava ile kutlama yapmıyor, usulsüzlüklere karşı protesto sesleri çıkarıyor..
Bu protestoları küçümsemek ve protestocu halkın üzerine şiddetle baskı kurmak tehlikelidir..
Mademki hukuksal düzen getirdiğinizi ileri sürüyorsunuz, niye halkın demokrasi adına protestolarını; gazla, jopla, gözaltılar la, çeşitli dayatmalarla engelliyorsunuz?
Bun adı Hukuk, bunun adı demokrasi olur mu?
Sakat bir düzenleme, alelacele milletin önüne konuldu..
Ülkenin yönetim sistemini değiştirmek, öyle 1 fazlasını almak ile olur mu?
Bu halk oylamasına en azından yüzde 75 oy alma şartı getirilmeli idi.. Bu bir maç değil, Ülkenin yönetim şeklini değiştirme, yani millette asgari oranda uzlaşma sağlanması oranını elde etmeli idi..
PEKİ, BUNDAN SONRA NELER OLACAK, ÇARE NE?
Sayın cumhurbaşkanı zaten kesin sonuçlar ilan edilmeden; “Geçti Bor’un pazarı, sürün eşeğinizi Niğde’ye”.. diyor.
Halkın huzuruna çıkamayıp, twitter’dan ahkamlar kesen, ona-buna hakaretler yağdıran Bahçeli’de; “16 nisan konusu, isterlerse de, istemezlerse de kapanmıştır”.. dedi.
Yani Hukuk devletini savunanlar belirli bir kesime diyor ki; “Hukuki haklarınızı aramayın, arasanız da boş.. İş bitmiştir, çabanız boşuna, bir şeyler de elde edemezsiniz”..
CHP, YSK’ya yaptığı itirazda ‘ret’ aldı.. Şimdi Anayasa mahkemesine itiraz etmeyi düşünüyor..
Ama şimdiden söyleyelim; CHP Anayasa Mahkemesine itirazı verdiği gün veya ertesi gün AYM itirazı geri çevirecek..
Diyecek ki; “Kardeşim, YSK’nın vermiş olduğu kararlar kesindir, bu yüzden biz YSK kararlarını incelemeye almayız.. Görevimiz değil”..
Böylece İç Hukuk yoları da bitmiş sayılacak..
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilse ne olacak?
Belirli bir süre sonra diyelim ki; AİHM, CHP’nin veya başka bir siyasi kuruluşun itirazını yerinde gördü, Türkiye’yi uyarma kararı aldı..
Ne olacak? AB’ye “Haddinizi bilin, siz kimsiniz” diyen yönetim AİHM’in bu kararına uyacak mı? Kesinlikle hayır..
“Eee sözleşme var, Türkiye’nin imzası var” serzenişi de boş.. Gerekir ise Türkiye tazminat öder, AB yolundan çıkar, AİHM kararını yerine getirmez..
Şimdi iki yol kaldı..
CHP “sine-i millet” tavrını dillendirdi ama anında geri çekti..
“Halkımızı ve haklarını mecliste savunmaya devam edeceğiz” dediler..
Madem ki halkınızı ve halklarını düşünüyorsanız beyler bayanlar; o zaman sine-i millette dönüp, halkın içine karışacaksınız, gerekir ise sizlerde tencere-tavalara vurup ses çıkaracaksınız..
Eğer CHP ve birkaç bağımsız milletvekili ile HDP milletvekilleri sine-i millete dönme kararı alılar ise mecburen ya ara seçime yada genel seçime gidilme zorunluğu oluşacaktır..
200 kadar milletvekili seçiminde ara seçime gitmek yerine Hükumette genel seçime gitmeyi tercih edecektir..
Elbette ki Anayasa gereği, CHP, HDPve Bağımsız milletvekillerinin, sine-i millete dönme, yani milletvekilliklerinden isafa etme kararları yetmeyecek..
Meclis genel kurulu bu milletvekillerinin istifalarını; oyları ile kabul edip, onaylayacak..
AKP ve MHP milletvekilleri elbette ki bu istifaları kabullenmeyip, ret oyu verecekler..
Yani istifalar da meclisten geçmeyecek..
Geriye oturumlarla katılamamakla, milletvekilliklerini düşürme taktikleri kalıyor..
O zaman mecburen 3 ay içinde seçime gitme zorunluluğu doğacak..
Yok eğer; bunları yapmıyorsanız, mecliste yetersiz şekilde kalmak istiyorsanız, o zaman bu işi sinenize çekip, kabulleneceksiniz..
Başka çare yolu yok..
BAHÇELİ’ye CEVAP..
Bahçeli bu tartışmalara AKP’den daha çok sert şekillerde, hakaret ve tehditlerle katılıp, cevaplar veriyor..
Dün de yine sığındığı twitter’dan şöyle yazdı; “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış.. İsteseniz de, istemezseniz de bu iş bitmiştir”..
Bak, bak.. 15 seçim kaybetmiş, dibe vurmuş zat’ın havasına bak..
Kendine göre bu halk oylamasını kazanmış ya hava atıyor, yenildiği 15 minderi unutuyor..
Diyene bakın…
Bu Haber 722181 Defa Okunmuştur