GÜRKAN AVCI yazdı
(İNOSAM Başkanı)
BEDELLİ ASKERLİK ÇARE DEĞİLDİR ..
Hükümet yetkilileri tarafından açıklanan ‘Bedelli Askerlik’ yanı sıra ‘Yeni Askerlik Sistemi’ni masaya yatıran İnostratejik Ar-Ge Merkezimiz (İNOSAM) toplantı sonucunda hazırlanan ‘Öneri - Sonuç Raporu’nu ilgili Devlet kurum başkanlarına gönderdik.
İlk kez 1987 yılında Turgut Özal’la başlayan bedelli askerlik uygulamalarından faydalanan toplam 400 bin kişinin yarıdan fazlası 2014 yılında çıkarılan yasayla sağlanmıştır.
1987, 1992, 1999, 2011, 2014, 2018 ve 2019 yıllarında çıkarılan tüm bedelli askerlik düzenlemeleri incelendiğinde: Siyasiler tarafından sunulan gerekçeler ve mantık dayatmaları toplumu ikna edememiş; Toplumu zengin-fakir olarak bölen, gençleri sınıfsal ve sosyolojik olarak ayrıştıran tüm bedelli askerlik düzenlemelerinin mahşeri vicdanda kabul görmediği anlaşılmıştır.
Türk toplumunun ‘Seferberlik’ kültürüne de ciddi zararlar veren ‘Bedelli Askerlik’ uygulamalarından bu çerçevede vazgeçmek Türkiye için en doğru ve efektif bir adım olacaktır.
TSK’NIN GÖREV VE ÖDEVİ!
Türkiye, hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm gençlerine ihtiyaç duydukları duygular ve iklim içerisinde vatani görevlerini yapma imkânı sağlamalıdır. Gençlerin değer görme, aidiyet duyma, saygın ve faydalı olma gibi duygular yanında barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik iklimine de hususiyetle ihtiyaçları vardır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ‘Askeri Tarım - Hayvancılık – Askeri Mandıra – Askeri Botanik ve Bahçecilik - Islah ve Ağaçlandırma – Askeri İnşaat - Teknoloji’ gibi dev organizasyonlarla gençliğin moral ve motivasyon ihtiyaçlarını belirleyip aktive edecek, harekete geçirecek inovatif süreçler tasarlamasına ihtiyaç vardır.
BEDELLİ ASKERLİK DEJENERASYONU!
Cumhuriyetle birlikte en altta kalan ve en heterojen kesimlerden mülhem bir toplumdan; millet, ulus yaratma adına en etkin katalizör vazifesi ifa eden Askerlik kurumunun (TSK) ve kültürünün dejenerasyona değil çağcıl bir şekilde yenilenmesine, özgünlüğünü koruyan bir formla sivilleştirilmesine ihtiyaç vardır.
Öte yandan zaman, işgücü ve enerji kaybı olarak görülen mevcut askerlik süreci yüzündendir ki; sayıları bir milyona varan asker kaçağı durumunda bulunanlar ile tecil ettirenlerin sayısında ciddi bir gerileme ve erime bir türlü yakalanamamıştır.
Bu perspektifte ‘Mehmetçik’ Türkiye için sadece savaş gücü değil bağımsızlık, özgürlük, diriliş, savaşma azim ve iradesini temsil eden milli bir ruh olarak addedilmektedir ki küreselleşen günümüz dijital dünyasında ve bilişim çağında da Türkiye’nin milli güvenlik ve bekasının yegane dayanağı Mehmetçik olmaya devam edecektir.
Bu nedenle Türkiye’nin küreselleşen dünyada ve teknolojinin hızla geliştiği ve her şeyin süratle değiştiği günümüzde Askerlik / Mehmetçik ruhunu yaşatmaya ve muasırlaştırmaya daha çok ihtiyacı olduğu açıktır.
ASKERLİK VE OTORİTE BOŞLUĞU SORUNU
Küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan gelişmelere bakıldığında, çevremizde güvenlik alanında gözle görülür bir bozulmaya şahit olmaktayız. Türkiye an itibariyle çok yoğun bir şekilde derin kaos, katliam, infaz, istikrarsızlık, belirsizlik, çalkantı, kriz ve çatışma ile her an birlikte anılmaya başlanacaktır ki başlanmıştır.
Bunlara ilaveten, küresel ve bölgesel kırılganlıklardan, zayıflıklardan, işgal edilen komşu devletlerden, sistem anarşisinden ve otorite boşluklarından çokça söz ediyoruz. Bugün Türkiye’nin güvenliğine yönelik karşılaşılan en büyük tehditler bundan önceki dönemlerde karşılaşılan tehditlerden çok daha farklı ve çeşitlidir. Artık devletlerin birbirleriyle savaşmaları kadar iç savaşların daha fazla olduğu bir döneme giriyoruz.
MEHMETÇİK SİNERJİSİ!
Türkiye, yenidünya düzeni çerçevesinde Mehmetçik potansiyelinin keşfine ve Askerlik kapasitesinin yönetimini toplumun tüm kılcal damarlarına kadar yaygınlaştırmaya ve derinleştirmeye odaklanmalıdır. Türkiye’nin barışçıl bir dünya ailesi içerisinde güçlü, müreffeh ve medeni bir ülke ana hedef temasına hizmet edecek şekilde, gençlik/askerlik işbirliği imkânlarını proaktif yaklaşımlarla geliştirerek askerlik kurumunu topluma çok yönlü faydalar ve önemli katkılar sunmak üzere yapılandırmasına ihtiyacı vardır.
Ülkelerin nüfus artışının yol açtığı gerginlikler, su/enerji savaşları, çevre sorunları, dini ve etnik siyasallaşma, küresel terör ve ekonomik belirsizlikler karşısında milli güvenlik ve savunma planlamalarında en az maliyetle en fazla güvenliği tesis etme arayışında olduğu günümüzde askerlik yeniden tanımlanmakta ve profesyonel askerlik modeli çözüm olarak gündeme sunulmaktadır.
Enerji, ulaşım, bilgi teknolojileri, gıda, sağlık gibi unsurlarda askeri savunma konseptinde yer almaya başlanmıştır. Türkiye askeri güvenlik ve caydırıcılığını artırmak istiyorsa askeri savunma sanayi, askeri enerji, askeri tarım – hayvancılık, askeri ileri teknoloji ve askeri inşaat gibi dev – milli organizasyonlarla arenada yer almalıdır. Türkiye böylesi büyük organizasyonlarla kendi konumunun ve rolünün avantaj ve sorumluluklarını daha iyi değerlendirebilir ve yüksek bir toplumsal sinerji oluşturabilir.
TSK, DEV ‘ASKERİ TARIM-HAYVANCILIK-AĞAÇLANDIRMA-İNŞAAT’ ORGANİZASYONLARI YAPMALIDIR
Özellikle bedelli askerlik talebinde bulunan kesimlerde ölü zaman, para ve enerji israfı ve hatta çağdışı olarak görülen pasif askerlik döneminin ‘Askeri Tarım - Hayvancılık - Mandıra – Botanik ve Bahçecilik - Islah ve Ağaçlandırma - İnşaat’ organizasyonlarıyla ülke ve millet yararına üretime dönük planlanmasına ihtiyaç vardır.
Böylesi askeri organizasyonlar maharetiyle atıl durumdaki ülke kaynakları ekonomiye kazandırılacağı gibi TSK’nın kendi ihtiyacı da karşılanacak ve ihtiyaç fazlası üretimde ihraç edilir olacaktır. TSK vatandaşına rehber olmak, özgüven aşılamak ve ilham vermek adına ülkenin dört bir tarafını üretime odaklı dev tesislerle donatarak gençliğe emek, alın teri, beraberlik ve paylaşım gibi en yüksek değerleri kazandırmış olacaktır.
TSK GENÇLİĞE ONURLU VE ERDEMLİ YAŞAM ALANLARI AÇMALIDIR!
Türk halkının en kadim kurumsal değeri olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) toplumsal genetikte sıçrama ve aydınlanma yaratabilecek atılım ve devrimlerle elini taşın altına koyarak sorumluluk almasına ihtiyaç vardır. TSK her Türk gencini ülke ekonomisine, üretim ve birlik organizasyonlarına, toplumsal ruh ve vicdanına katabilmeyi başarabilir.
TSK ülkesi ve milleti için faydalı olma duygusunu öne çıkararak toplumda vatanseverlik, millet sevgisi, emek ve dürüstlük gibi erdemlere, milli-yüksek ideallere hizmet edecek gençliğe yaşam alanları açmalıdır. Toplumdaki çürüme, çaresizlik, mutsuzluk, nemelazımcılık, umutsuzluk, isyankârlık, boş vermişlik, asalaklık, tembellik gibi yaygın depresif çırpınışların rehabilitasyonu da bu askeri organizasyonlar üzerinden sağlanabilir. Bunu şu konjonktürde ancak TSK başarabilir ki başarmalıdır.
EN BAŞTA TSK’YA GDO’LU ÜRÜNLER GİRMEMESİ GEREKİYOR!
Ülkemiz gençliği tüm sistemik sorun ve engellere rağmen kendisi, ülkesi ve toplum adına doğru ve faydalı işler yapmak ve insanlığa katkı sağlamak için çırpınmaktadır. Eğitimsizlik, işsizlik, mesleksizlik ve daha yüzlerce sistemsizlik anarşisinden kaynaklı sorunlarla boğuşan gençlik askerlik kurumu üzerinden bilinçlendirilebilir ve üstün değer ve erdemlere taşınabilir. Dönüştürülmesi gereken birincil toplumsal kesim gençlik ve askeriyedir.
‘Askeri Tarım - Hayvancılık - Mandıra – Botanik ve Bahçecilik - Islah ve Ağaçlandırma - İnşaat’ organizasyonlarıyla TSK küresel düzeydeki biyolojik, sosyolojik ve psikolojik savaşla en etkili bir şekilde mücadele edebilir. Doğal ürün ve gıdalar noktasında en başta TSK’nın GDO’lu ürünlere karşı olması beklenir.
Gençlere ülkesi ve milleti için çalışarak kendisini gerçekleştirebileceği, potansiyelini ortaya çıkararak yeteneklerini pekiştirebileceği yer, imkân ve alanlar açmak; onları toplumsal ideal için kardeşçe bir araya, coşkuyla yan yana getirmek Türkiye’nin beka ve refahı adına yapılacak en yaşamsal iş olarak görülmelidir.
Gençliğin fedakarlık, yardımseverlik, diğerkamlık, vatanseverlik duygularını ortaya çıkararak onları tatmin edecek seferberlik organizasyonlarını kurmak, gençlere üretme şansı vermek TSK’nın asli görevi olarak görülmelidir. Böylesi organizasyonlar içerisinde ancak ahlaki gelişim sağlanabilir.
TSK, TERSİNE BEYİN GÖÇÜNÜN MOTOR GÜCÜ OLMAYI BAŞARABİLİR Mİ?
TSK bünyesinde oluşturulacak ‘Aile Okulu - Tarım, Bahçecilik ve Hayvancılık Okulu- Kodlama, Yazılım ve İleri teknoloji Okulu’ gibi temel ve geleceğe dönük alanlarda beceri ve meslek kazandıran organizasyonlar maharetiyle gençliğimiz hem ülke gelişiminde rol alacak, işsizlik-mesleksizlik sorununun çözümü kolaylaşacak hem de insan ve emek göçünün önüne geçilmiş olacaktır. Eğitimli ve nitelikli gençlerimiz içinde ihtiyaç duydukları kamusal-toplumsal ortam ve gerekli şartlar sağlanarak beyin göçü de engellenmiş olacaktır. Böylesine vizyonel bir TSK tersine beyin göçünün de motor gücü olacaktır.
Bu tür projeksiyonlara sahip bir TSK Türkiye’nin savunma diplomasisine yumuşak güç unsurlarını kazandırmış olacaktır. Günümüzün karmaşık teknolojik saldırı sistemlerine, devasa ve görkemli psikolojik – ekonomik savaş platformlarına karşı gerçek anlamda muharebe edecek olan yegane kurum böylesi bir TSK olacaktır.
Bu yeni dünya düzeninde saygın ve güçlü bir Türkiye’nin giriş vizesi yüksek bir TSK aklı ve ruhu olacaktır. Bu ruh ve aklı bedelli askerlik uygulamalarıyla, mevcut pasif ve reaktif askerlik anlayışıyla yaşatmak mümkün görülmemektedir. Gençliğin elinden tutan, gençliğe örnek yollar gösteren yüksek öngörülü bir TSK ve askerlik süreci toplumu birleştirir ve güçlendirir.
Bu Haber 644530 Defa Okunmuştur