GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Allah için gerçeği görüp, yazmazsak, çareleri bulup, tedbirleri de alamayız..
Hastalığımız belli ama yanlış tedavi yöntemlerin de ısrar ediyoruz.. Kanser hastalığına inatla aspirin öneriyoruz..
Bu inadın ve kargaşanın zararını kim çekiyor?
Başta ülkemiz ve insanlarımız..
Şu bir gerçek .. Salgın dünyayı her alanda olumsuz yönde etkileyip, yaşam şartlarını zorlaştırdı..
Türkiye’de; küresel devletlerde yaşanan ekonomik depremlerden tabi ki olumsuz yönde etkilendi..
Önüne geçilmeyen fiyatlarda ki artışların ve seri zamların en büyük kaynağı küresel etkilenmedir..
Aylardır siyasiler biri birlerini düşmanca suçluyorlar.. Hatta bu sıkıntılardan siyasi kazanç elde etmek isteyen bedbahtlar bile var..
Gerçeği; sadece Allah için yazmak lazım..
Evet … Türkiye’miz şu anlarda; büyük bir siyasi ve ekonomik kargaşalar yaşıyor..
Bu çıkmazlarımızın en büyük kaynağı ise siyasi kargaşalardır..
Siyasi iktidar insanların başına sağanak yağmur gibi yağan zamların önüne geçemiyor.. Zam yapan özel sektörler; serbest piyasa işleminin ipine sarılıp, siyasi iktidara; “Ben zam yapıyorum ama sizin yaptırdığınız zamların yüzünden” bahanesi ile işin içinden sıyrılıyor..
Büyükşehirlerde ki yerel yönetimler halka hizmet götüremediği gibi, serbest yaşam haklarını bile kısıtlamaya başladı..
Muhalefet kanadı 11 büyükşehir belediyesini aldı ama birkaçında sadece başkanlık koltuğunu kazanabildi, diğerlerinde ise ekonomik şartlara boyun eğildi..
Bu gün Ankara’da ve İstanbul’da, elektrik parasından çok su parası geliyor..
Denildi ki ; “Marketler stoklar yapıyor, her gün zam etiketi değiştiriyorlar”..
Doğru… Ben de bu işlemlere defalarca şahit oldum.. Hatta birisinde yüksek sesle tepki gösterip, itirazda bulundum diye işletme sahibi ve yakınları bana saldırıda bulunup, bıçak çektiler..
Polisi çağırdım.. Şikâyetçi benim… Polis, şikâyet ettiğim kişileri hemen alıp götüreceğine, önce beni ifade için alıp götürdüler…
Bu arada kamera görüntülerine parmaklar atıldı ve şikayet ettiğim kişilerden birisi kaçıp, kayıplara karıştı, işletme çalışanı da saatler sonra gelip, karakol amirinin odasına girip, 1 saat sonra çıktı..
Daha sonra karakol amiri gelip bana kırpılan kamera görüntülerini gösterip, adeta avukat gibi şüpheliyi bana savunuyor ve serbest piyasa kriterlerinden bahsediyor..
Ve ekliyor.. “Abi bu iş zabıtanın işi biz karışamayız”..
Diyorum ki; “Amir kardeşim… Bak bunlar bu gelişen piyasayı istismar edip, her gün bir fiyat ekleyip, toplumu kaosa sürüklüyorlar ve bu adamları uyardığım için bana bıçak çektiler.”
Adam hala bana anlatıyor… Ve tabi ben alicengiz oyunun farkına varıp, kızarak “tamam kardeşim, şikayetimden vaz geçtim.. Şikayet eden ben, burada saatlerce ifade vermeden bekleyen benim.. Bu nasıl işlem?”..
İfademi dahi vermeden, şikayetimden vaz geçme belgesini imzalayıp çıktım..
Ve siz hiç Ankara’da, İstanbul’da; belediye zabıtalarının bu etiket kargaşasında marketlere, işyerlerine baskın yapıp, işlemler yaptığını gördünüz mü?
Mümkün değil… İşine geliyor… Tolumda kargaşa, kaos oranı yükselsin, siyasi iktidar yıpransın..
Yani; herkesin bir siyasi hesabı var.. Arada kim eziliyor?.. Dar gelirli ve gariban insanlarımız..
Değerli okuyucular..
Maalesef bu siyasi ve ekonomik kargaşada ipin ucu kaçtı..
Toparlamak çok zor … Çünkü, yönetim alanlarında siyasi birliktelik yok..
Yandaş medyalar ve yalaka yazarlar türedi.. Yol gösteren yok, çereler gösteren yok… Hepsi kraldan çok, kral kesilip kargaşa ortamını, kin alevine dönüştürüyorlar..
Değerli okuyucular..
Ülke olarak bu kargaşalardan ve uyumsuzluklardan kurtulmamızın tek bir çaresi var..
Çok erken “GENEL ve YEREL SEÇİMLERİ” birlikte yapmak, sandıktan çıkacak millet iradesi ile bozulan dengeleri hızlı bir şekilde düzeltmek..
Şimdi birileri diyecek ki; “yahu iki erken seçim birden olur mu? Nasıl yapılır?”
Niye olmasın kardeşim?
Aylarca bu kaosları yaşayacağımıza, iki gün fedakarlıkları göğüsleyip, sandıktan milletin her iki alanda da iradesini ortaya çıkarırız..
Alt tarafı, iki ayrı oy pusulasını imzalayıp, sandığa atacağız..
Ve sandıktan çıkacak sonuca herkes razı olur, en azından siyasi kargaşalar son bulur ve toplumda derin bir nefes alır..
En yakın tek çaremiz bu… Bu kargaşalardan sıyrılmanın en hızlı yolu bu…
Hadi … Var mısınız?
Allah adına, Türkiye için, millet için…
Bu Haber 155785 Defa Okunmuştur