http://www.haber2000.com
https://www.facebook.com/osmantopal.tr
» ÜÇ- BEŞ BELEDİYE SİZE YETİYOR İSE; GÜN GELİR SİYASİ İSLAM SAKLANDIĞINIZ MAHALLELERİNİZİN KAPISINI ÇALAR

ÜÇ- BEŞ BELEDİYE SİZE YETİYOR İSE; GÜN GELİR SİYASİ İSLAM SAKLANDIĞINIZ MAHALLELERİNİZİN KAPISINI ÇALAR

Türkiye’yi yönetecek iddia ve enerjiniz yoksa ve üç beş belediyeye sahip olmak size yetiyorsa, siyasal İslam gün gelir yıllardır kafanızı gömüp saklandığınız mahallelerinizin kapısını çalar. Sizin yıllardır kaymağını afiyetle yiyip elinizde tuttuğunuz yerleri, varoluşunu inşaat ve rant ekonomisine borçlu bir siyasi iktidar size bırakır mı sandınız?
Paylas
ÜÇ- BEŞ BELEDİYE SİZE YETİYOR İSE; GÜN GELİR SİYASİ İSLAM SAKLANDIĞINIZ MAHALLELERİNİZİN KAPISINI ÇALAR
Siyaset - 08 Aralık 2018, Cumartesi 22:07:16
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Av.GÖKSEL KIRAR yazdı

 

www.haber2000.com

 

CUMHURBAŞKANI HAKLI MI?

 

  -Türkiye’nin kaymağını Çankaya, Beşiktaş, Şişli mi yiyor?

 

​Türkiye gibi şehirleşme gelişimini tamamlamamış ve köyden büyükşehre göçün herhangi bir planlama dâhilinde kontrolünün yapılmadığı ülkelerde yerel yönetim yani belediyecilik faaliyetlerinin esasen nereye dayandığı her Türk vatandaşının malumudur.

 

Çok değil sadece otuz yıl öncesine kadar ülke nüfusunun yarısına yakını köy ve beldelerde yaşarken, bugün nüfusun yüzde doksandan fazlası il ve ilçelerde yaşıyor.

 

Bu muazzam değişimin getirdiği kentli nüfusun taleplerini Batılı ülke standartlarında karşılayacak bir belediyecilik anlayışı hiçbir zaman kimsenin önceliği olmadı.

 

1980’lerden bu yana belediyelerden talepler ve beklentiler, vatandaşın yani seçmenin ait olduğu sosyal tabakanın çıkarıyla şekillendi.

 

Belediye başkanlığını kazanan hangi siyasi parti olursa olsun, bu çıkarcı taleplere cevap vermeyi ve ona belediyenin anahtarını teslim ettiğini düşündüğü seçmenine borcunu bir şekilde ödemeyi birinci düsturu bildi. ​

 

Türk insanının aklına sadece çöplerin toplanması ya da kaldırımdaki bozuk parkenin düzeltilmesinden ibaret olduğu nakşedilen belediyecilik anlayışından bahsetmiyorum elbette.

 

Çöplerin toplanmasını yeterli gören sade vatandaşın yanında, belediyeye eşini dostunu, akrabayı, memleketlisini aldırmak için siyasi partisinde cengaverce savaşan partili, imar değişikliklerini bir hastanın sabahı beklediği gibi bekleyen o belediye başkanlığının candan ahbapları dün vardı, bugün de var.

 

Otuz yıldır devam eden bu bizden olan-olmayan yerel yönetim anlayışını sorgulamazsak, belediye-parti-ahbap taşeron şirket saadeti yarın da olacak. Ancak yarınlar için hesaba katılmayan asıl şey, sivil yaşamın gerektirdiği hizmetlerin bir lütuf olmadığını fark eden milyonlara varan kentli nüfusun, bu çıkar ilişkisine dayalı belediyeciliği artık yeterli bulmadığıdır.

 

Yaşadığımız yerde, mevcut belediye hizmetlerinin son on yılda hayatımıza ne kattığını ya da hayatımızda neyi kolaylaştırdığını düşündüğümüzde, hafızamızı zorlamak zorunda kalıyoruz. 

 

Bu, ülkece yıllarca yerel seçim akşamına verdiğimiz önemin, belediyeyi kazanan partinin, geçen sürede ne yaptığına dair fikri takibine verdiğimiz önemden daha fazla olmasındandır.

 

Ya insanı merkeze alıp, ihtiyaç sahiplerine reklam kaygısı olmadan yardımını yapan, genç nüfusunu küçük yaşta spora yönlendirecek altyapı tesislerini hazır eden, kreşini, yeşil alanını, engelli vatandaşının hayatını kolaylaştıracak asgari hizmetleri aksatmayan, öğrencisini mağdur etmeyen, beraberce yaşamanın en güzel yanı olan sosyal etkinlikleri bir şarkıcının konserinden ibaret sanmayan, iklimi ve tarihi eserleriyle barışık yerel yönetim anlayışıyla yani sosyal demokrasinin sokağa birebir dokunmasıyla devam edecek ve büyüyecek bir yerel yönetim anlayışı, ya da bir yerin seçimle kazanılmasını bile bir kalenin alınması ya da karşı tarafa kaybedilmesi sığlığıyla yorumlayan ve kaybetmeye mahkum bir siyasi anlayış belirleyecek gelecek yıllarımızı.

 

Yazının başlığına gelecek olursak; Türkiye’nin kaymağını yiyen elbette Şişli, Beşiktaş, Çankaya değil. Görece refah düzeyinin yüksek olduğu bu ilçelerimizde, Türkiye’nin geri kalanında olduğu gibi, sabah hava aydınlanmadan işine koşturan yüzbinler, namus ve emekleriyle hayatlarını kazanırken ülkelerine belki de en yüksek katma değeri sağlıyorlar.

 

Ne var ki yıllarca bu ilçelerimize kurtarılmış bölge muamelesi yapmamız, hizmetlerin sorgulanmasına müsaade etmeden buraları ele geçiremezler mantığıyla hareket etmemiz, ortadaki küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmamıza sebep oldu.

 

Milyonların yaşadığı ve her biri birçok ilden kalabalık bu ilçeler aynı zamanda büyük bir rant kapısıydı. O ilçenin insanı için değil, başka çıkar hesaplarıyla birilerini zengin etme üzerine kurulu bu rant kaygısını, “buraları da bizimkiler yesin” anlayışıyla savunanlar ve bundan pay alanları maalesef CHP içinden tamamıyla söküp atmak mümkün olmadı.

 

Tam tersine bu anlayış, AKP iktidarını demokratik seçimle sarsmanın en kuvvetli argümanını seçmen nezdinde al birini vur ötekine noktasına getirmiştir.

 

İstisnai örnekler var elbette, yerel yönetimi bir ticari şirket anlayışıyla değil, hiçbir ayrım gözetmeksizin seçmene hizmet için yürüten, mimarisini ve diğer hizmetlerini yandaş şirketlerin insafına peşkeş çekmeyen belediyeler ülke insanından bunun ödülünü zaten her yıl binlerce yerli turist çekerek almaktadırlar.

 

Şişli’yi yıllarca sosyal demokratlığı kendinden menkul bir başkana emanet ettikten sonra soyadından başka bir ağırlığı olmayan birine teslim etmek, Beşiktaş’ı İstanbul sermayesini memnun etmek dışında başka bir kaygısı olmayan birinin ellerine bırakmak, İzmir Belediyesi’ndeki hizmet kabızlığını Atatürkçülerin kalesi uyanıklığının arkasında gizlemek ya da dikensiz gül bahçesi Çankaya’yı eleştirilerden muaf tutmak ancak yukarıda bahsettiğim anlayışın, yani eskimiş, korkak ve sadece kendini uyanık sanan bir siyasi dünyanın ısrarla devamıdır. Bu dünyayı değiştirmeye mevcut CHP üst yönetiminin ise ne gönlü vardır ne de bunu gerçekleştirecek siyasi algıya sahiplerdir.

 

Türkiye’yi yönetecek iddia ve enerjiniz yoksa ve üç beş belediyeye sahip olmak size yetiyorsa, siyasal İslam gün gelir yıllardır kafanızı gömüp saklandığınız mahallelerinizin kapısını çalar. Sizin yıllardır kaymağını afiyetle yiyip elinizde tuttuğunuz yerleri, varoluşunu inşaat ve rant ekonomisine borçlu bir siyasi iktidar size bırakır mı sandınız?


Bu Haber 568243 Defa Okunmuştur

OKUYUCU YORUMLARI

UYARI:Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.(Yorum Yapanın Taahütü)Yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
Ad Soyad
E-Posta
Yorum

Haber Arşivi

ÇOK OKUNANLAR

Hava Durumu



İçerik Yükleniyor...
Ankara’ya 5 yıldır tek bir kalıcı eser yapamayan, “Çapsız” Mansur Yavaş; dünyanın en büyük tema parkı olan ANKAPARK’ı, siyasi kin ve ağır kıskançlık psikolojisi ile açıkça harabeye çevirtti. Parkta yapılan 83 hırsızlıklara göz yumduğu gibi şimdi de yerel seçimler arifesinde; parkta ki dinozor ve diğer oyuncakları kaldırıp, atacağını ve bu alanı yeşil alan yapacağını duyuruyor, güya Ankaralıların da görüşlerini aldığı anketi aktarıyor.. İşine geldiği zaman da; yıllardan beri “bu park 14- 16 milyar liraya yapıldı, parayı oyuncaklara gömdüler” gibi ciyaklayıp, siyasi itibar suikastları yaptı, yaptırdı.. Parkı harabeye çevirmesinin tek gerekçesi ise; Ağır siyasi kin.. Melih Gökçek yaptırdı diye.. Şimdi, halkı ücretsiz, otobüslerle parka getiriyor. Niye; Parkın kırılan oyuncakları, harabe görüntüsünü görmeleri için.. Zeka özürlüler, Ankaralı sormayacak mı, “Bu parkı kim bu hale getirdi?” diye Sayın İçişleri Bakanı, Sayın Ankara Valisi.. Bu parkı Melih Gökçek Belediyeye süper görüntülerle teslim etti mi? Etti? Park kimin denetimde idi? Ankara Büyükşehir Belediyesinin.. Başkanlar kimdi? Mustafa Tuna ve Mansur Yavaş.. Peki, 5 yılda bu büyük devasa parkı kim bu hale getirdi? Kim harabe olmasına göz yumdu? Mansur Yavaş.. Şimdi bu parkı tamamen kaldırıyor.. Bu park 14 milyara yapılmış ise, sen kimsin ki devletin bu parasını keyfine, kinine göre çöpe atıyorsun? Evet, Sayın İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi. Lütfen, derhal parka görevlileri gönderip, zarar- ziyan tespitleri yapılmasını ve parkın şuan ki halinin tespitini ve gerekli soruşturma işlemlerinin yapılmasını Ankaralılar adına sizlerden rica ediyorum...
SAYIN, İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA ve ANKARA VALİSİNE “MANSUR YAVAŞ” ÇAĞRIMDIR.. “KAMUYA AĞIR ZARAR VERDİ, YAPILAN MEGA HİZMETİ; SİYASİ KİN İLE HARBEYE ÇEVİRDİ, ŞİMDİ DE ORTADAN KALDIRIYOR”

SON EKLENENLER

FaceBook

Haber Ara

Copyright ©2010 - Tüm hakları saklıdır.
PHP Haber Sitesi Türkiye Tasarım
Haber 2000- Tüm Hakları Saklıdır. İzinsiz Ve kaynak gösterilmeden Alıntı Yapılamaz. Yayınlanan Tüm Haber Ve Açıklamalar İlk Kaynaktan Ulaştırılan Açıklamalardır. Sitemiz Bu Açıklamalara Ekleme Veya Müdahelede Bulunmadan Yayınlar. Yorum,Makale, Sizden Gelenler Bölümündeki Yazılardan Yazanlar Sorumludur. Harici Bilgiler Ayrı Bir Sayfada Açılır. Haber 2000 Bu Linkler Ve İçeriklerinden Sorumlu Değildir.Her Türlü Haber Ve İletişim İçin millitaraf@hotmail.com Adresini kullanabilirsiniz. Sitemizden Daha İyi Yararlanabilmek için Gizlilik İlekeleri Ve Yayın Prensiplerimzi Okuyunuz. Ekonomik Veriler Bilgilendirme Amaclidir.Kullanimindan Dogacak Sorunlardan Sitemiz Sorumlu Degildir. En İyi İnt Exp 8+ 1024x768 Görüntülenir