GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
Değerli okuyucular..
Eskiden; Milletvekili dediğin zaman, hangi ilden ve hangi siyasi partiden seçilir ise seçilsin; Türkiye’de ki bütün insanların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Vekili” sayılırdı..
Milletin vekili; vatandaşın derdinin, tasasının, açlığının, sıkıntısının ortağı ve çare üreteni idi..
Ya şimdi..?
Milletin vekilleri, Genel Başkanların vekilleri oldu, merhamet, yiğitlik, vicdan bozuldu..
Değerli okuyucular..
Ben şuan ki yaşamımda hiç bir partinin ne üyesiyim, ne de neferiyim..
Siyasi düşüncem; Ülkücü yapıya sahip Türk Milliyetçisiyim ve yeri-göğü yaratan, tüm canlılara sevgi, merhamet, vicdan bahşeden yüce Allah’ın kulu ve neferiyim..
Ve şuan ki Türkiye’nin de çok acı gerçeklerini yaşayan, gören, araştıran, şahit olan birisiyim..
Biz neyiz? Müslümanız..
Hani teşbihi manada derler ya; “biri yer, bir bakar, kıyamet ondan kopar”..
Yani; birisi aç iken, birisi yerse, o aç ile yiyeceğini bölüşmez ise veya O’nun açlığını dert edinmez ise dünyanın sonunu getiren kıyamet bile kopar..
Ve dinimizde ne diyoruz; “Komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir”.. Yani; Müslüman sayılmaz..
Komşun hangi ırka, hangi dine mensup olursa olsun, onun açlığının; Müslüman olarak ortağı sen olacaksın..
Değerli okuyucular..
3 gündür acı ve üzüntü ile izlediğim bir büyük mangal partisi sonucu bu sitem içerikli yazıyı yazıyorum..
Diyeceksiniz ki; “Yahu mangal yakmak, üzerinde et kızartmak ayıp, günah mı?”..
Tabi ki değil..
Ama bu ülkenin ekonomik gerçeğinde; mangalın nerde yakıldığı, etlerin nerede pişirildiği ve kimin mangal keyfini yaptırdığı önemli..
Evet.. Bu çok büyük mangal keyfi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bahçesinde yapıldı..
Bu büyük mangal keyfini tertipleyen ise; AK Parti Diyarbakır milletvekili Suna Kepolu Ataman..
Bu kadın milletvekilimiz; mecliste bütçe görüşmeleri devam ederken Meclisin bahçesinde çok büyük bir mangal partisi düzenlendi.
Ciğer mangal; her gün milletin açlığından dem vuran muhalefetin milletvekillerine verildiği gibi, iktidarın milletvekillerine, gazetecilere ve o sırada nöbette bulunan meclis personeline dağıtıldı..
Hiç birine “afiyet olsun” demiyorum..
“Vicdanınız kurusun” diyorum..
Maddi olarak hesaplanır ise bu ekonomik ortamda; çok büyük bir masraf rakamı çıkar..
Ama bu mangal keyfini tertipleyen bir “Ağa” kızı milletvekili.. “Cebine” dokunur mu?
Dokunmaz ama tüm Türkiye’nin vicdanlarına, merhametlerine acı ile dokundu bu mangal keyfi..
Ve Türkiye’nin acı ekonomik gerçeğini yaşayan vatandaşların çok büyük çoğunluğu; alenen yapılan bu vicdansızlığa, merhametsizliğe çığ gibi tepki gösterdi..
Tepkiler üzerine bu ağa kızı milletvekilimiz, şimdi Twitter hesabında ki yorumların yapılmasını engelleyip, kapattı..
Ha şunu da yazayım.. Bu kadın milletvekilimiz kötü niyetli mi? Hayır..
Sadece yaptığı görevin bilincinde olmayan, ülkede ki ekonomik gerçeği görmeyen, yıllardır ciğer yiyemeyen vatandaşlarının farkında olmayan düşüncesiz bir milletvekili ve cahilce sergilen bir mangal keyfi..
Hele, hele bu büyük mangal keyfinin; çok büyük bir oranının açlıkla mücadele ettiği milletin meclisinin bahçesinde tertiplenmesi çok ayıp bir şey..
Peki, bu acı ortamın yaşanmasının sebebi ne?
Milletin gerçek vekillerini meclise göndermemek..
“Ağa kızıdır, aşiret kızıdır, oyları çok olur”..
Sonuçta aha böyle olur…
Şimdi bu kadın milletvekilimiz kendisine gösterilen tepkiler üzerine şöyle bir savunma yaptı;
“Ben ağanın kızıyım, bizde gösteriş olmaz ve bu masrafların hepsi benim cebimden çıktı”..
Hani derler ya.. “Özrü kabahatinden büyük”.. İşte böyle bir sıvınma..
Eyy milletvekili hanım kardeşim..
Sen hala milletin sana niçin tepkiler gösterdiğinin farkına bile varmamışsın..
Sana; “yıllardır et, ciğer yiyemeyen milyonlarca insanımız varken, sen milletin vekili olarak böyle bir vicdansızlığı, merhametsizliği nasıl sergilersin?” diye kızıyorlar..
Evet.. Kızmakta haklılar.. Çünkü, milletin açlığının, sefaletinin bir numaralı dert ortağı olmak senin görevindir milletvekili hanım kardeşim..
Sana ahirette, “Ağa kızısın” diye müsamaha göstermeyecekler bilesin..
Değerli okuyucular..
Şimdi size, çok uzun yıllar önce bu konuda yaşanan Alparslan Türkeş davranışını aktarayım..
12 Eylül 1980 öncesi.. Ben o zaman hem Ülkü Ocakları yöneticisiyim, hem de “Fedai” dergisinin Yazı İşleri müdürüyüm..
Fedai dergisi çok önemli bir dergi idi.. Siyonizm’le Mücadele Derneği Başkanı Kemal Fedai Coşkuner çıkarıyordu..
“Allah, millet yolunda Fedai” ismi ile ..
Dev-Yol terör örgütü Fedai başkanı İzmir’de kahpece vurup, şehit etti.
Ecevit dönemi galiba, çok büyük sıkıntılar var.. Tüketim ihtiyaçları bulanmıyor, alınamıyor..
MHP Genel Merkezi benim evimin çok yakınında..
Bir gün MHP Genel Merkezinin önünden geçerken, rahmetli Alparslan Türkeş makam otosu ile geldi..
Beni görmüş.. Koruması Eyüp Şahin’e diyor ki; “Bizim Karslı gidiyor, çağır hemen gelsin”..
Eyüp abi bana seslendi ve gittim..
Başbuğun makamına çıktım..
Şimdi dikkat edin… Bana dedi ki;
“Karslı, şimdi basına bir bülten göndereceğiz, senin de ne kadar basında ki arkadaşın var ise bunu haber yaptırın ve özellikle TRT’de çıkması lazım..
Değerli okuyucular… Konu ne?
Rahmetli Türkeş diyordu ki; “Televizyonda ve gazetelerde çikolata ve birçok çocuk yiyecekleri, giyeceklerinin reklamları kamuoyuna aktarılıyor..
Çocuklarına çikolata ve giyecekler alamayan yüzbinlerce insanımız var.. Bizim basına önerimiz; bir süreliğine de olsa bu reklamalar yapılmasın..
Görüp te alamayan aileler, çocuklar rencide oluyor, acı çekiyorlar”..
Değerli okuyucular..
Hele şu büyük ekonomik kriz ve açlığın kol gezdiği bu ortamda meclisin bahçesinde ki o büyük mangal keyfi mantığına bakın,
Bir de rahmetli Türkeş’in insanlık adına önerisine bakın..
Ve biz gazetelere gidip anlattık, TRT’de bizim Ülkücüler de bu duyarsızlığı yöneticilere anlattılar, çok büyük bir anlayışla karşılayıp, benimsediler ve o günden itibaren çocuk yiyecekleri, giyecekleri reklamları kesildi..
Evet.. Ağa kızı hanım milletvekili kardeşimiz..
Sen kötü niyetli değilsin ama ülkenin ve insanlarının hassasiyetin en ince noktasına kadar düşünmek ve korumakla mükellefsin..
Şimdi bırak.. “Ağa kızı, gösteriş yok” savunması.. Çıkıp kamuoyundan VE Partinden; “hesaplamadan bir anlık hata yaptım” diye özür dilemen lazım..
Bu gafletin başka bir iyi niyet çözümü yok ..
Bu Haber 94312 Defa Okunmuştur