GÖKTÜRK TUNÇTÜRK yazdı
DEĞERLİ OKUYUCULAR..
Bu gün 10 Ocak… Çalışan Gazeteciler günü imiş.. Yıllardır bu günde hiç heyecanlanmadım..
Yıllardır herkes kutluyor… Kuru-kurya, kurbanın olayım..
Ve süslü, içinde özgürlük, emek ifadeleri.. Gırla gidiyor..
Hiç unutmam.. Nasıl unuturum ki?
1982 yılında, Ankara Bahçelievler Ülkücü Gençlik davasından dolayı, Sıkıyönetim Komutanlığı 3 nolu Askeri Mahkemede yargılandıktan sonra “delil yetersizliğinden” beraat ettik..
Tabi aylarca Mamak cezaevinde kardeşlerimle, Bahçelievler’de ki 11 arkadaşımla hapis yattıktan ve ağır işkenceler gördükten sonra…
Çok acı ve üzüntü verici günler geçirdikten sonra..
Devletten; “Pardon” diyen de olmadığı gibi beni ve bazı arkadaşlarımı, istihbarat servislerinin tutmuş olduğu,
“Her ne kadar mahkemelerden delil yetersizliğinden beraat etmişlerse de; yapılan araştırmalarda Örgüt yöneticileri olduğu tespit edilmiş olup, Ankara’da ikamet etmesi, çalışması, öğrencilik yapması sakıncalıdır” raporu ile beni İzmir’e gönderdiler.. Zorunlu ikamet.. 1985- 1990 arası.. Yani 5 yıl..
Sağ olsun… Alparslan Türkeş’in selamı ile gittiğim İzmir belediye Başkanı Burhan Özfatura, beni Ege bölgesinin günlük ve en iyi gazetesi Yeni Asır’a referans olarak işe başlattı..
Yeni Asır Gazetesi.. O zaman Dinç Bilgin ailesinindi..
Ülkücüleri hiç sevmezlerdi ama arada Burhan Özfatura var..
Tabi beni; siyasi muhabir olarak bunlarda sakıncalı görüp, almadılar, Emniyet ve Adliye muhabirliğine verdiler..
Hiç anlamazdım… Polis Masasına gece bakıyordum.. Masa şefim çok sevdiğim ve hep takdir ettiğim Fatih Çekirge idi..
Ben kısa zamanda çok önemli özel haberlere imza attım.. Her ay para ödülü ekliyorlardı maaşıma
1 yıl sonra Sabah gazetesi kuruldu… Tabi gazetenin sahibi yine Dinç Bilgin ailesi..
Ve beni Sabah’ın ilk İzmir muhabiri olarak başlattılar..
İzmir müdürümüz; Selamettin Bayındır idi.. Solcu idi ama beni severdi..
Ve 10 Ocak çalışanlar gününün birisinde beni yanına çağırdı, günümü kutlayıp, bir tane çikolata tuttu..
Ben de dedim ki “Abi, bu günde sadece çikolata vereceğinize, bize para verin” ..
Selamettin abi, birden bire “Yahu vallahi, çok doğru” diyerek ayağı kalktı, direk Önay Bilgin ve Haber müdürümüz Erdal Şafak’ın odasına gitti..
15 dakika sonra Gazetenin haber servisi salonuna geldi ve müjdeyi verdi..
Önerimi kabul etmişti patron tabakası.. Herkese haber para ödülü adında, para verildi..
Yıllardır, herkes bu günü kutluyor ama ne medya patronlarından, ne de devletten çalışan ve çalışmayan gazetecilere tek kuruş maddi destek yok..
Kuru, kuruya “kutlarız” mesajları..
Neyi kutluyorsunuz kardeşim?..
Gazetecilerin işsizliğini mi? Açlıklarını mı? Çaresizliklerini mi? Mahkemeler de sürünmelerini mi kutluyorsun?
Geçin bu kuru lafları ..
Tabi şimdi Gazetecilikte, meslek ahlakı da ve cesareti de kalmadı…
Bugün çok sevip, takdir ettiğim CHP’li Avukat Erdoğan Kılıç; Sosyal medya hesabından yazmış ve demiş ki;
“Gazetecilik; cesaret işidir”… Çok doğru da Erdoğan abi, şimdi işler ve ortam değişti..
Cesareti gösterenlerin; anında Sulh Ceza hakimlerinin “Habere erişimin engellenmesi” karar tokatı ve ceza mahkemeleri ile Hukuk mahkemelerinde tazminat şamarları ile feleğimiz şaşırılıyor..
Hele, hele iktidar muhalifi gazeteci isen, yandın.. Tek yapacağın şey;
Ve “kime gidem gardaş, kimim var ki kime gidem” uzun havasını söylemek…
Ve işin hikmeti; Adaletin çok yavaş işlediği isyanlarının arşa yükseldiği bu günlerde, hükumet yanlısı isen; Sulh Ceza Hakimlikleri; verilen erişeme engelleme talebi dilekçesinin, aynı saatlerde kararı yazılıp, veriliyor, sonra hemen bize mail geliyor..
“Haberi 4 saat içinde kaldır, aksi takdirde Haber Siten karartılacak”
Gel de Gazeteciler gününü kutla.. Neresini kutlayacaksın arkadaş?
Zaten biraz acıtacak haber iğnesi vurdun mu? Sana; ya FETÖ’cü, ya da THKP-C’li, ya da PKK’lı diye kulplar takılıyor.. Doğruca mahkemeler….
Nerde kaldı; “Haber kutsaldır, yorum hürdür” ilkesi? O eskidendi ağam…
MUHALEFET LİDERLERİNİN TEKONOLOJİ ÇAĞINDA Kİ EN BÜYÜK AYIPLARI
Ve tabi muhalefet liderleri de Gazeteciler gününü kutluyor.. Laflar olsun, torbalar dolsun… Demesinler “unuttu” diye…
Çağ çok, çok değişti beyler, bayanlar, ağalar…
Eskinin o ahım, şahım günlük Gazeteleri bitti.. Artık vatandaş, gençlik gidip bayilerden pek gazete alıp okumuyorlar..
Ne yapıyorlar.. O gazetenin internet Haber Sitesine girip, anlık gelişmeleri okuyorlar..
Yani; yarın yazılı basının neler yazacağını bir gün öncesinden biliyor..
Çağ; dijital medya yayını çağı..
İnternet Haber Siteleri saniyesi, saniyesine takip eden, aleyhlerine bir şeyler yazılmış ise O internet Haber Sitesi hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunan Siyasi Partiler ve liderleri, bakanlıklar, basın toplantıları veya her hangi bir buluşmada; gündem oluşturan ve okuyucusu olan İnternet Haber Sitelerinin yöneticilerini, muhabirlerini çağırmıyorlar..
Niye? Küçümsüyor musunuz?
Küçümsüyorsanız, Medya yerine koymuyorsanız neden Mahkemelere veriyorsunuz, haberin, yazıların kaldırılması için araya kişiler sokuyorsunuz?
Bırakın artık bu teknoloji çağında, bu çürümüş mantıklarıu uygulamalarını..
Haa suç kimin? Siyasi Partilerin Basın sorumluları ve Basından sorumlu Genel Başkan yardımcıları..
Zaten; kutlama ilan ve reklamlarını da vermiyorlar..
İlle de; Bir Haber Sitesinin kağıttan gazetesi mi olacak arkadaş?
Basın ilan kurumu… Kardeşim, vergi mükellefi olan İnternet Haber Sitelerine neden ilan göndermiyorsunuz?
Neden Basın kartı hakkını gasp ediyorsunuz?
Gerçi, artık Basın kartının da zerre kadar ağırlığı ve cilvesi kalmadı ya.. Sadece toplu taşınma araçlarına ücretsiz biniyorsun, başka bir hikayesi yok..
Belediyeler keza aynı geri kalmış mantıklarındalar..
Haa yandaş ve yalaka haber siteleri ilanları da, reklamları da aldıkları gibi, açıktan desteklerde alıyorlar..
Hele, hele hiçbir siyasi patinin yayın organı olmayıp ta harbi Gazetecilik yapıyorsan, tamamen hapı yuttun arkadaş..
İktidar kanadına bir şey demiyorum.. Ya muhalefet liderleri; yahu bir günde basın sorumlularınıza sorun;
“Hangi internet Haber Sitelerini toplantılarımıza, buluşmalarımıza çağırabiliriz?” diye..
Destek zaten yok… İlle de onların yalakası olacaksın… Destek versen de, Bir gün eleştirsen zaten ipin çekiliyor..
Şimdi ayıplar dolu günlerde, sadece bir gün kuru laflarla kutlamak reva mı?
Hadi sizler karar verin…
Bu Haber 244220 Defa Okunmuştur