(ANALİZ HABER)
“ÇOK KONUŞUYOR, BOŞ KONUŞUYOR”
CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel hala kendini CHP Meclis Grup Başkan vekili sanıyor ve Genel başkan olduğuna bir türlü inanamadı..
Hemen, hemen her gün her yerde konuşuyor, birilerine bir şeyler sallıyor ve çok ta potlar kırıyor..
Ekonomik krizler nedeniyle vatandaş organize olup, iktidara ders vermek adına yerel seçimlerde CHP’de oyları birleştirdi..
Fakat Özgür Özel bu oy patlamasını kendisinin ve İmamoğlu’nun maharetinden dolayı kaynaklandığını sürekli ima ederek, konuşmalarında; “Değişimin rüzgarı ile CHP’yi Türkiye’nin birinci partisi yaptık, sıra iktidar olmada” demesi de kamuoyunda alay konusu olduğu gözleniyor..
Oysa ki, Özgür Özel’in bu şahsi kibirlenmeleri yüzünden; CHP’de oylarını birleştiren vatandaşlar şimdi “karasızlar grubu” oluşturdu.. Yani; CHP’den oylarını geri çektiler..
Kararsızların oy oranları da ilk kez bu kadar yüksek.. Yüzde 26…
Fakat Özgür Özel bu acı gerçeği görmezden gelip, kendi, kendine yeni Anketler yaptırıp, hala Birinci parti hayali ile avunuyor..
CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salcı’nın dediği gibi; “CHP Anketlerle kurulmadı”..
Ve çok net bir durum.. Sabah seçim olsun; Özgür Özel ile İmamoğlu’nun CHP’si en fazla yüzde 15 oranında oy alır..
CHP’de ki politika gidişatının ve taktiklerinin iyi olmadığını eleştiren CHP İstanbul Milletvekili ve Merkez eski Teşkilat başkanı Oğuz Kaan Salıcı; Özgür Özel ve ekibine mesaj vererek dedi ki;
“Kendinize gelin, duruşlarınızı kontrol edin, partinin rotasından seçmenlerimiz endişelenmekte.. Eğer hatalarınızda ısrar ediyor iseniz, olağanüstü Kurultaya gidelim, parti tabanı kararını versin”…
Vay sen bunu “CHP’yi birinci parti yapan Genel Başkana nasıl söylersin?” diyerek Parti sözcüsü ile birlikte basın önünde polemikler yapmaya, meydan okumaya başladılar..
“PADİŞAH DEĞİLSİN”..
Özgür Özel ve Parti sözcüsünün kamuoyu huzurunda bu meydan okumasından üzüntü duyduğunu vurgulayan, CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı; Özgür Özel’e füze gibi göndermeler içiren şu mesajı verdi;
“Sayın Genel Başkanımızın kararlarıyla yürütülen parti politikalarının, Partimizin her kademesinde ve seçmenlerimiz arasında açtığı tartışmayı üzülerek gözlemliyorum.
Edirne’den Kars’a kadar mücadele arkadaşlarımız partimizin siyasi rotasına ilişkin endişelerini benimle ve arkadaşlarımla paylaşıyor.
Amacım Sayın Genel Başkanımızla polemik yapmak değildir. Sayın Genel Başkanımızın, partisinin bir milletvekiliyle basın üzerinden polemik yapmasını da uygun bulmam.
Görülmektedir ki, partililerimiz arasında rahatsızlık yaratan normalleşme süreci, Erdoğan’ın kaybettiği yerel seçimin ardından kendisine çok değerli bir zaman kazandırmıştır. Buna rağmen her platformda normalleşmenin savunulmasının nedeni anlaşılamamaktadır.
“Normalleşme” vaadi ne Kurultay’da ne de 31 Mart seçimlerinden önce dile getirilmiştir. Seçim, normalleşme vaadiyle kazanılmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yakın geçmişte iktidar partisine oy veren seçmene yönelik olarak “normal olmayan” bir siyaset izlediği iddiası ancak iktidar yandaşlarına ait olabilir.
Milletvekillerine hiçbir açıklama yapılmadan Erdoğan’ın önünde ayağa kalkmalarının istenmesi de parti örgütümüzce sorgulanmaktadır. Sonuç olarak görülmüştür ki, TBMM Genel Kurulu’nda belediyemize kayyım atayan iradenin önünde ayağa kalkılmıştır.
Kayyım atanmasını protesto mitinglerinde bir başka siyasi parti ile paylaşılan kürsü, parti tabanımızda rahatsızlık yaratmıştır.
Sayın Genel Başkanımızın neredeyse her açıklamasının ardından, ne demek istediğini izah etmek durumunda kalması makamına yakışmamaktadır.
Erdoğan’la el sıkışılırken, Bahçeli’yle “siyasetin gereği” diye şakalaş ılırken hayata soldan bakan Türkiye İşçi Partisi’ne küçümseyici bir dille cephe açılmasındaki “stratejik” beklenti merak edilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde rüşvet iddiasıyla başlatılan bir soruşturma sürerken Erdoğan’a niçin kefil olunduğu izaha muhtaçtır.
Neden-sonuç bağları doğru kurulmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünde kurultay tartışması yapıldığı için oy kaybedilmemektedir; bilakis oy kaybedildiği için kurultay tartışması yapılmaktadır. Oy kaybının nedenini tabanda siyaseten kabul görmeyen politikalarda aramak gerekmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi anket yaparak kurulmuş bir parti değildir. Siyasetini anket sonuçlarına göre belirlemez.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde gerekirse Kurultay’a gidilir.
Sayın Genel Başkan da genel seçimlerden sonra taban daralması tezini ileri sürerek ve Partimizin kurultaya ihtiyacı olduğunu dillendirerek genel başkan adayı olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin her genel başkanı son derece saygındır. Öte yandan Partimizin Genel Sekreterlerinden değerli hemşerim Kamil Kırıkoğlu’nun dediği gibi, “padişah da değildir”.
Bu Haber 50887 Defa Okunmuştur